Sosyal medyadan bir paylaşım yapan PANKOBİRLİK Genel Başkanı
Recep Konuk 29 Eylül tarihinde yapılacak genel kurulda Konya Pancar Ekicileri
Kooperatifi Başkanlığı'na aday olmayacağını ve başkanlık görevini bırakacağını
açıkladı.
“29.09.2021 çarşamba günü kooperatifimizin genel kurulunu
Konya Büyükşehir Belediyesi stadyumunda yapacağız. 22 yıllık nöbeti bu genel
kurulda devredeceğim. 22 yılın sonunda emanetin sahiplerinden yürekten bir
hayır duası alabildiysem en büyük mutluluğum bu olacak” şeklinde bir paylaşım
yapan Recep Konuk şu cümleleri kullandı:
“Kooperatifimizin 69’uncu Seçimli Olağan Genel Kurulu’nu 29
Eylül 2021 Çarşamba Günü Konya Büyükşehir Stadyumu’nda yapacağız. Bu genel
kurulda kurum olarak tazeleneceğiz.
Ben ve arkadaşlarım görevimizi yapmanın iç huzuruyla 22
yıllık nöbet görevimizi tamamlayacağız emaneti taşımaya talip olan ve
ortaklarımızın teveccüh göstereceği arkadaşlarımıza nöbeti devredeceğiz
70 yıl önce kurulan Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nde
emaneti 22 yıl kesintisiz taşıdım. Bu 22 yılın çoğunda genel kurullarda
kararlarımızı ittifakla aldık. Binlerce ortağımızın huzuruna her genel kurulda
sadece oylarını almak için değil rızalarını da almak için çıktım.
43 yaşında emaneti teslim aldım.
Binlerce insanın güvenine mazhar olmanın onurunu yaşadım ve
bana güvenenlerin güvenini boşa çıkarmamak için göreve geldiğim günden bugüne
geçen 8.087 günün her 24 saatini bana güvenenlere mahcup olmamak, bana
güvenenleri mahcup etmemek için yaşadım.
Bu 8.087 günün tamamı bana güvenenlere tahsisli geçti. Hiçbir
zaman bana güvenenlere ayırmam gereken zamandan kısmadım, bana güvenenlerin
işine koşmaya üşenmedim, bana güvenenlerin işini ertelemedim.
Aileme, çocuklarıma, kendi işlerime ayıracağım zamandan
kıstım bana güvenenlerin işleri için gereken zamana ekledim. Çoluğumu, çocuğumu
büyütmek yerine bana güvenenlerin işini büyütmeye çalıştım.
Konya Şeker ve bu 22 yılda ovaya diktiğimiz fabrikalar ve
üretim tesisleriyle bana güvenenlere kol kanat germeye, Konya’nın dört bir
tarafındaki ortaklarımızı kooperatifimizin kanatları altına almaya çalıştım.
29 Eylül 2021’de ben de artık 46.000 ortağımız gibi o kanadın
altındaki yerime geçeceğim. Yani seçilen değil seçen olacağım. Emaneti alan
değil veren olacağım. Rıza isteyeceğim, oy istemeyeceğim.
Bu genel kurulda inşallah bizim kooperatifimiz herkesin gıpta
ile izleyeceği bir nöbet değişimi yaşayacak.
29 Eylül’de gerçekleştireceğimiz genel kurulumuzda
gerçekleştireceğimiz nöbet değişimi ile ilgili arzum şudur; bizim
kooperatifimizin seçim sandıklarının kurulduğu alanın kavga alanı olmaması.
Yani, gelmek isteyenlerin projelerini anlatacağı, kimsenin
hamasete tevessül etmeyeceği, gidenin ve gelenin bir birine yürekten başarı
dileyeceği, devir teslimlerde gidenlerin gelenlere tecrübe ve birikimlerini
aktarabileceği, gelenlerin gidenlere projelerinden bahsedip görüş alış verişi
yapabileceği bir diyalog geleneğinin bu genel kurul ile bir daha terk edilmemek
üzere yerleşmesi.
Emaneti taşımaya talipli ya da kendini hazır hisseden
arkadaşlarımızın ortaklarımızın huzuruna çıkması ve projelerini anlatması için
bu iletişim çağında yeterli zamanları vardır. Her ortağımız gibi ben de
sandıkta oyumu kullanırken adayların projelerine, kooperatifimiz ve Konya Şeker
için çizdikleri yol haritasına, ortaya koydukları vizyona bakacağım.
Kurumun 22 yılda oluşturduğu sanayi tesislerinin ağırlığını
omuzlarının taşıyıp taşıyamayacağını, ticaretin hızına yetişecek çevik ayaklara
sahip olup olmadıklarını, üreticinin tarladaki işleri için bilek güreşine
tutuştuğunda bileğinin de yüreğinin de çiftçinin karşısında duranları masaya
yapıştırıp yapıştıramayacağını, ekonominin girift koridorlarında ilerlerken
gözlerinin sadece önünü değil uzağı da görüp görmediğini, ekonomi pastasının
bölüşüldüğü akıl oyunlarında alt eden ya da alt edilen olup olmayacağını ölçüp
biçeceğim. Oyumu duygularımla değil, tıpkı bütün ortaklarımız gibi Konya
çiftçisinin özelde 22 yıllık genelde 70 yıllık birikimini koruyacağına
inanacaklarıma vereceğim.
Bu birikim ve Konya Çiftçisinin kazanımları nasıl korunur? Bu
nöbet değişiminden sonra da Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin ve Konya
Şeker’in duruşu değişmez ise korunur.
İnşallah o duruş değişmeyecek. Değişmemeli. Bu kurumda göreve
talip olan ya da olacak her arkadaşım zaten biliyordur ve benim de tavsiyem
odur ki; bu kurumda emaneti taşıyanın hasmı kişiler değil yokluktur,
yoksulluktur ve üreticinin işini zorlaştıran her şeydir.
22 yıllık tecrübeden süzülen bu tavsiyenin izi tarladadır,
ahırdadır, bağdadır, bahçededir. Üreticisinin sadece şeker pancarına kol kanat
gerebilen bir kurumun 22 yılın sonunda 36 kalem tarımsal ürüne kol kanat
gerebilir hale gelmesi, bu sene itibarıyla tahminen Konya çiftçisine 3.6 Milyar
TL tarımsal ürün bedeli ödeyebilecek büyüklüğe kavuşması o yokluğa ve
yoksulluğa karşı alınan pozisyonun sonucudur. 22 yıllık emaneti sahiplerine
teslim ederken en büyük arzum, kooperatifimizin ve kooperatifimizin
iştiraklerinin aynı yaklaşımı nesiller sonra bile sürdürebilmesidir.
Bu bir ayrılık mı? Hayır. Asla. Biz hepimiz çiftçiyiz. Bizim
işimiz toprakla. Bizim işimiz tohumla. Tohumu filizlendirmek için önce toprağın
hazırlanması gerekir. Yani tarla sürülecek, alttaki toprak yukarı çıkacak ki
tohum kendine yer bulacak, filizlenip boy verecek tane tutacak.
Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi ilk tarla sürümünü 70 yıl
önce yaptı, o topraktan bereket fışkırdı. Sonra yıllarca arazimiz nadasta
kaldı. Konya Çiftçisi 1999’da bir kez daha arazisini sürdü, alttaki bereketli
toprak üste çıktı. O sürümdeki ekim 1’e 45 verdi. Şimdi tarlayı yeniden sürme
zamanı. Alttaki verimli toprağı üste çıkarma zamanı. Yüzeydeki toprağın taban
toprağı ile karışma zamanı.
Neden diye soran çıkarsa bunun 3 tane sebebi var. Biri
kendimle diğer ikisi yine bu kuruma olan hassasiyetim ile ilgilidir. Bu üç
nedenin üçü de benim için aynı önemdedir. Biri bir diğerinden baskın değildir.
1- Daha önce söyledim bir kez daha söylüyorum. Sağlığımda bu
kurumun kendi ayakları üstünde hedefine doğru hızından bir şey kaybetmeden
yürümeye devam ettiğini görmek istiyorum. Bunu sağlığımda görmeliyim ki,
rehberliğe ihtiyaç olursa yolu tarif edebileyim, yol iz bulmada yardımcı
olabileyim.
2- Kurumlarda insanlar gibidir. Doğarlar, büyürler,
yaşlanırlar. Bazı kurumlar ise insanlardan ayrılırlar. Doğarlar, büyürler,
büyürler, büyürler… Yaşlandıklarını 5-10-15-20 nesil göremez. Nasıl? Kurumların
gençlik iksiri yenilenmedir. Bu yenilenmeye sadece çağa ayak uydurma değil,
insan kaynağını yenileme de dahildir. Ben doğmadan 8 sene önce bu kurum doğdu,
emekledi, yürüdü. Genç denilebilecek bir yaşta bu kurumda emaneti aldım, yaşımla
birlikte bu kurumu da büyüttüm. 22 yıllık emeğin sonunda asla dayanamayacağım
husus bu kurumun benimle birlikte yaşlanmasıdır. Benim neslim emanetçi olarak
beni seçti, bu nesilde yeni emanetçisini bulmalı ki o büyüme devam etsin.
3-Her insanın iş hayatından ayrı bir aile hayatı, ait olduğu
ya da parçası olduğu cemiyete karşı sorumluluklarından başka ailesine karşı da
mesuliyetleri vardır. Beni anam babam büyüttü. Her ikisi de bugün rahmetli
oldu. Ama arkalarında evlatlarını bıraktılar. Kendilerinden iz taşıyan, onların
verdiği terbiye ve ahlakla büyüyen evlatlar. 46.000 kişilik büyük ailem emanet
sende deyince ben kendi evlatlarımı büyütemedim. Hem emaneti taşıyıp hem kendi
evlatlarımı büyütebilir miydim? Evet, büyütebilirdim. Ama o zaman 46.000 kişinin
işini büyütmek için ayırmam gereken zamandan fedakârlık etmem gerekirdi.
Terazinin bir kefesine 3 evladımın geleceği için ayırmam gereken zamanı, diğer
kefesine 46.000 ortağımızın evladının geleceği için ayrılması gereken zamanı
koydum 46.000 ortağımızın evlatlarının kefesi ağır bastı ve fedakârlığı
evlatlarım için ayırmam gereken zamandan yaptım. 22 yıl önce gençtim ve 3
evladımdan kıstığım zamanı telafi edebilirdim. Şimdi 65 yaşındayım. Evlatlarımı
büyütemedim, torunlarımı olsun büyütmek istiyorum.
Nasip olur mu bilmem, çünkü o karar bu kurumun sahiplerinin
kararı ama bir şeyi daha istiyorum; geldiğim gibi gidebilmeyi. Malum herkes
gelirken alkışlarla gelir.
Ama giderken 3 türlü gidiş vardır; ya kovularak gidersiniz,
ya karşılıklı dargın, kırgın ayrılırsınız ya da birbirinize doyamadan
helalleşerek ve alkışlarla gidersiniz. Benim isteğim helalleşerek
gidebilmektir. Çünkü çalışma hayatımın yarısından fazlasını burada geçirdim.
Kendi işimi gücümü bıraktım, herkesin işine koştum. Her
memurun, işçinin, iş adamının iş hayatına veda ederken bir ikramiyesi olur bu
22 yılın sonunda benim ikramiyem de olursa, ortaklarımızın dilinden dökülecek
yürekten bir “helal olsun” cümlesi olacak.
29 Eylül 2021 Çarşamba Günü gerçekleştireceğimiz genel
kurulumuzun başta üretici ortaklarımıza, kurumumuza, ülkemize hayırlı olmasını,
hayırlar getirmesini temenni ediyor, emaneti teslim alacak arkadaşlarımızı
Rabbimin mahcup etmemesini diliyorum.”