Açıklama
şöyle, “Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş imzasıyla yayınlanan ve güvenlik
güçleri tarafından görevini ifa ederken ses ve görüntü alanların engellenmesi,
kanuni şartların oluşması halinde kanuni işlem yapılması yönündeki genelge,
sahada görev yapan gazetecilerin çalışma şartlarını engelleme amacına hizmet
etmektedir.
Demokratik
bir toplumun en temel ilkelerinden olan şeffaflık, haber alma hakkı ayaklar
altına alınırken, toplumsal olaylarda haberciler ve TV kanalları da canlı yayın
yapamaz hale getirilmek istenmektedir.
Genelgede,
Anayasa’nın 20'nci maddesine atıfta bulunulurken, aynı yasanın 26'ncı
maddesinin, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka
yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir”
dediği gözden kaçırılmış görünmektedir.
Yerleşik
hukuk ve Yargıtay kararlarına göre, iki hakkın çatışması durumunda, iki değeri
aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Burada gözetilmesi gereken
toplum yararıdır. Genelge ile toplumun haber alma hakkı engellenmektedir.
Güvenlik
güçleri herhangi bir olaya müdahale ederken, önceliği fiilen devam eden duruma
mı yoksa görüntü ve ses kaydını yapanlara yönelik işleme mi vereceklerdir.
Mevcut
Türk Ceza Kanunu’nu hazırlayan uzman hukukçular ve yerleşik içtihat kurallarına
göre kamusal alanda yapılan kayıtların, genelgede söz edilen ‘özel yaşamın veya
kişisel verilerin korunmasının ihlaline’ neden olması da mümkün değildir.
Genelgede
basın mensuplarına yönelik bir detaylandırma yapılmamıştır. Demokratik
toplumlarda gazetecilerin toplumu bilgilendirme ve halkın haber alma
özgürlüğünü sağlama görevi tartışmasızdır. Genelge ile, kamuoyunu ilgilendiren
konularda görüntü alan gazetecilerin görev yapması engellenmek istenmektedir.
Genelgeler,
yasalara aykırı olamaz. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesi bırakın yasaları,
Anayasa’ya aykırıdır ve bu nedenle yok hükmündedir.
Güvenlik
güçlerinin olaylara, yasaların kendilerine verdiği yetki ile müdahale etmesi
kaçınılmazdır. Bu genelge ile güvenlik güçlerinin olaylara müdahalesi
esnasında, yasaların kendilerine tanıdığı hakların aşımına yönelik görüntülerin
alınmasının önüne geçilmek istendiği aşikardır.
Genelgeye
göre, gazetecilerin gerçek ve hayatın içinde yaşanan olayları değil,
çalıştıkları kuruma çiçek-böcek haberleri göndermeye zorlandığı da ortadadır.
Hiçbir
demokratik çağdaş toplum ve ülkede böyle bir genelge kabul edilemez”