Karaman Belediyesi’nin üç ciltten oluşan Karaman Kitabı’na ilişkin ilk yazım, “İşi Erbabına Bırakacaksın” başlığıyla 30 Kasım’da bu köşede yayımlandı.
Yazının sonuna doğru, “Kitaplardan paylaşmak istediğim çok konu var. İnşallah Mehmet Çınarlı’ya da sıra gelir.” yazmışım.
Çınarlı’ya sıra yine gelmeyecek. Önce bir kitaptan, bir hemşehrimizin anısını paylaşacağım. Sonra Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Nebi Uysal’dan bahsedeceğim.
Karaman Kitabı’nın Karaman ve Edebiyat adlı ikinci cildine ait yazdıklarıma okuyucu ilgisi yoğun oldu.
Demek ki, güzel konulardan, güzel kitaplardan ve güzel insanlardan daha çok söz etmek gerekiyor.
Siyasi yazıların en sıcağının servis edilebileceği bu günlerde, ben “Başka kulvarlarda takılmaya devam” diyorum.
Sami Yaşar Ölçer adını duyanınız var mı?
Ben duydum ama tanışmak kısmet olmadı.
Kendileri, Orman Bakanlığı’nda yıllarca Özel Kalem Müdürlüğü ve bazı üst düzey görevlerde bulunmuş bürokrat hemşehrimizdir.
Sayın Ölçer’in yazılarını İKEV Postası’nda keyifle okurdum.
Mesleğim gereği, bakanlıklarda çalışan bürokratların büyük bölümünü tanıdım. Yakinen tanıdığım Orman Genel Müdürleri de oldu. Şimdi Ak Parti Milletvekili olan bir arkadaşım uzun yıllar Milli Parklar Genel Müdürlüğü yaptı. Yine hemşehrimiz eski Orman Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya ile tanışırım.
Sayın Ölçer ile maalesef yolumuz hiç kesişmedi. Oysa benden 12 yaş büyükmüş. İnşaallah bir gün tanışırız.
Karaman Kitabı’nı okurken, Anı Bisküvi’nin Kültür Yayınları’ndan çıkan Sami Yaşar Ölçer’in “Karaman ve Ankara’dan Anılar” kitabında geçen bir bölümü hatırladım.
Kitabın İkinci Bölümü olan Ankara’dan Anılar’da, 1975-1977 yılları arasında Orman Bakanlığı yapan Turhan Kapanlı’nın müşavirlerle yaptığı toplantının anlatıldığı yazıyı unutmam mümkün değil.
Sayın Ölçer, Orman Bakanlığı Özel Kalem Müdürü’dür. Kapanlı, bakan olduktan bir kaç gün sonra, Ölçer’e müşavirleri ziyaret edeceğini söyler.
Orman Bakanlığı müşavirlerinin bulunduğu Paris Caddesi’ndeki binada yapılan toplantıda, doğal olarak ormancılık konusunda sohbet edilir.
Bakan Kapanlı, toplantıdan ayrılırken müşavirlere, “Sizlerden önemli ve öncelikli gördüğünüz ormancılık meselelerini not haline getirip, bana iletmenizi rica ediyorum” der.
Yirmi kişilik müşavir kadrodan sadece üç kişi bu isteğe lakayt kalmamıştır.
(Müşavir, üst düzey kamu memurlarının kızağa çekildiği kadrodur.)
Bakan Turhan Kapanlı, not getiren üç kişiden biri olan Cavit Dinçel’i Orman Genel Müdürü yapar.
Benim tanık olduğum olayda ise, kurumuyla ilgili yaptığı çalışmayı yöneticisine sunan kıdemli bir çalışan, “Bana akıl mı veriyorsun!”a muhatap olur, ardından işine son verilir.
Bir bakan, işinin ehli bir insanla çalışmayı seçerken, bir başkası, kurumsal ve mesleki donanımlı birine ihtiyaç hissetmeyebilir.
Karaman Kitabı’nın hazırlanması Doç. Dr. İdris Nebi Uysal’ın önerisi ile gerçekleşmiş. Bu hususu özellikle belirtmek istiyorum. Çünkü, en çok Sayın Uysal’dan söz etmemiş olmakla eleştirildim.
Oysa teşekkür ve övgüyü hak edenler arasında ismi ilk zikredilen kişi Sayın Uysal’dı. Yine, Sayın hocamın Karaman Ansiklopedisi müjdesini duyurmuştum.
Elbette yeterli değil. Karaman ve Dil’de, hocam daha çok yer alacaktır.
Karaman Kitabı, Doç. Dr. İdris Nebi Uysal’ın önerisiyle hazırlandı. Editörlüklerini Sayın Uysal ile Prof. Dr. Mehmet Mercan ve Dr. Öğretim Üyesi Mert Öksüz yaptı. Yedi üniversiteden tarih, dil ve edebiyat kürsülerinde çalışan 26 akademisyen araştırmacı katkı verdi. Yazıların tamamının iki ortak özelliği var:
-Konusunun Karaman olması,
-İlk kez yayınlanmış olması.
Önermek, birikimli insanın işidir. Her malın şükrü kendi cinsindendir. Sayın Doç. Dr. İdris Nebi Uysal, birikim ve zekasının ürünü olan bir proje geliştiriyor.
Marifet, iltifata tabidir. Proje, belediyeye öneriliyor ve kabul ediliyor. Bunun sonucunda bugün elimizde müthiş bir külliyatın üç ciltlik başlangıç eserleri var.
Doç. Dr. İdris Nebi Uysal’a gönderdiğim teşekkür mesajımın ilk paragrafı şöyle oldu:
“Fikir babalığı yaptığınız projeden üç güzel eser doğmuş. Eli, yüzü düzgün, tertemiz üç kitap. Emeğinize sağlık.”
Sayın Uysal’la Karaman üzerine söyleşi yapıp, kendilerinin izni olursa, bu köşede yazmak istiyorum.
İlk yazıda teşekkür etmeyi unuttuğum kişi Adem Kocatürk olmuştur. Karaman Kitabı’nın Yayın Yönetmenliğini yapan Sayın Kocatürk, gecikmeli teşekkürümü umarım kabul eder.
Emeği geçen kim olursa olsun, asıl övgü ve teşekkür okuyucudan gelecektir. Okuyucudan gayrısına aldırış etmemek lazım, vesselam.
Not: Sami Yaşar Ölçer’in Karaman ve Ankara’dan Anılar kitabını okumak, adeta Çin işkencesi olmuştu. Oysa kitapta olaylar, mekanlar ve kişiler çok güzel anlatılmış.
O halde sorun ne?
Editör eli değmeyen kitap okuyucuyu yorar, bıktırır.
Bu kitap buna en iyi örnek. Kitapta, imlası düzgün cümle yok. Yazı karakteri ve tasarımı da çok kötü. Yayınından dört yıl sonra bunu gündeme getirme nedenim, kitabın bir daha basılmayı hak edecek güzellikte olmasıdır. Ama editör süzgecinden geçmesi gerekir. Bu haliyle, Allah korusun.