İsmet Hatipğoğlu: Karaman aslında güneş alan çok verimli topraklara ve değerlere sahip kadim bir şehir. Ama maalesef güneşini kapattılar. Karaman’ın güneşi aydınlanmak için kendisine yeter de artar bile… Karaman yüzünü güneşe dönerse, geçmişi ile mukayese etmeyi bırakan, bugününü ve geleceğini konuşan, gelişmiş şehirler ile mukayese eden bir Karaman olacak. Kadim olmayı hak edecek ne varsa onun için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Çözüm bekleyen ne varsa tek tek biliyoruz takipçisi olacağız. Bakınız çok ilginç bilbordlarda asılı kalan projeler ne oldu diye hesap soran bir seçmen kitlesi ile karşılaşıyoruz.
Şehre yatırım kadar, insana yatırım önceliğimiz olacak. Şehre park bahçe, yol köprü yapmaktan daha da önemli bir istatistik ile karşı karşıyayız. Nedir o? Uyuşturucu kullanımı maalesef ilimizde çocuk yaşlar düzeyine inmiştir. Kadına şiddet, çocuk istismarı ve uyuşturucu ile etkin bir şekilde mücadele edeceğiz. Bir zamanlar asayişi ile hepimizin övündüğü memleketimizde giderek artan toplumsal bir çöküntü içindeyiz. Bu konularda partimizin genel politikası olarak mutlaka Ar-ge çalışmaları yapılarak toplumsal huzurun yeniden tesisi için canla başla çalışacağız ve asla taviz vermeyeceğiz.
Karaman güneşli günlerine mutlaka kavuşacak. Çünkü seçimden seçime değil, dört mevsimi bir arada geçirdiğim ata toprağımın bütün sıkıntılarını yıllar itibariye çok iyi biliyorum. Ben dersime sınavdan önce çalışmadım. Yıllardır çalışıyorum, çözüm noktasında projeler ürettik, zaman zaman memleket menfaatine bu projelerimizi paylaştık, ancak gelinen nokta ortadadır ki, Karaman’ın güneşini kapattılar. Sayın Bakanımız Lütfi Elvan döneminde Karaman’ın kısmen de olsa hizmet aldığı doğrudur. Bir Karamanlı olarak müteşekkiriz. Ama sonrası ortadadır. Sayın Bakan bile bir konuşmasında sitem ederek “ iki elim yakanızdadır” demiştir. Bu bütün kayıtlarda vardır. Hantal işleyen her şey Karaman’ın güneşini kapatmıştır.
Karaman’ı iki yakası bir araya gelmeyen ve kaderine terk edilen bir şehir olmaktan kurtarmak için yüzünü güneşe dön Karaman diyoruz.
-Gelelim tekrar size, televizyon izler misiniz? Kitap okur musunuz? Kendinize ait zamanlarda neler yapmayı seversiniz?
İsmet Hatipoğlu: Ben maalesef çok kendime ait yaşamadım. Bu konuda aileme her zaman mahcup olduğum doğrudur. Ama ben siyasete çok küçük yaşlarda başladım. Önceliğim hep inançlarım oldu. Bu doğrultuda akşam eve çocuklarım uyuduktan sonra geldim. En mutlu günlerinde çoğu zaman yanlarında olamadım. Beni hep anlayışla karşıladılar, bu vesile ile eşim ve çocuklarıma da çok teşekkür ediyorum. En çok da yükümü onlar taşıdı ve fedakarlık gösterdi. Şimdi de öyle, kızım ve oğullarım izleyemediğim siyasi programları kaydediyor. Gündemi benimle birlikte takip ediyorlar. Yeni çıkan kitapları alıp getiriyorlar. Kitap okumaya çok fazla zaman ayıramıyorum. Ama Osmanlı ve yakın tarihimizle ilgili kitaplar okudum. en son İlber Ortaylı’nın “Türklerin Altın Çağı” kitabını okudum. Televizyona gelince, siyasi gündeme ilişkin program ve haberler dışında izlemiyorum.
Sosyal medyayı kullanmaya da geç başladınız sanırım…
İsmet Hatipoğlu: Bizim kuşak, elini omzuna dokunarak sohbet etmeyi bilen ve seven bir kuşak. Ben sabah çayımı bir arkadaşımla, öğle yemeğimi başka bir arkadaşımla, ikindi kahvesini bir esnaf arkadaşımın yanında ziyaret ederek, omzuna dokunarak içmeyi sevdim hep… Fakat zaruret haline geldiği için facebook, twitter ve instagram hesaplarımı açtım. Özelimden ziyade seçim ve propaganda çalışmalarımı paylaşıyorum. Fakat çağımız bilişim ve iletişim çağı, sosyal medyada bunun bir parçası haline geldi.
Müzikle aranız nasıl? Neler dinlersiniz, en sevdiğiniz şarkı nedir?
İsmet Hatipoğlu: TSM ve THM dinlemek tercihim. Müşerref Akay’dan “Türkiyem” Azerin’den Çırpınırdın Karadeniz’i ve Balkan türkülerini dinlemeyi severim. Güzel olan ve emek verilen, özümüzü yansıtan her şeyi dinlerim.
Vatandaşın seçim gündeminde neler var peki…İsmet Hatipoğlu: Bilindiği üzere İyi Parti’ye televizyon ve ulusal medya sansürü var. Ancak hiçbir sansür vatandaşın geçim zorluğu çektiği gerçeğini sansürleyemez. Açık ve net olarak şunu söyleyebilrim ki, ekonomi seçimin en önemli gündem maddesi. Ekonomide güvensizlik had safada. İnsanlar seçimden seçilecek olandan çok geçim ve ekonominin derdinde. Borcu borçla kapatan esnaf tedirgin. İyi Parti’nin iktidarında öncelikli konu budur.
Seçmen temaslarınızda karşılaştığınız bir an veya anı var mıdır?
İsmet Hatipoğlu: Karamanlı seçmenin nabzı bu kez kararsız gözükmüyor. Açık ifadeyle bana yada oy vereceği kişinin ismini zikreden bir seçmen profili ile ilk kez karşılaşıyorum dersem yalan olmaz. Bu demokrasi adına olumlu bir gelişme. İkincisi iktidar partisi sayın Genel Başkanımız Meral Akşener üzerinden çirkin ve ftira dolu propgandasına devam etmektedir.
Nedir bu, sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Meral Akşener hanfendinin Fetöcü olduğu iddiası. Bu iftiraya artık kargalar bile gülmektedir. Ama ben gazete röportajımız aracılığıyla bir kez daha cevap vermek istiyorum günlerdir seçim mitinglerinde tabiri caizse bas bas bağıran Sayın Genel Başkanımız “Eğer Fetöcüysem gelin beni tutuklayın. Dokunulmazlığım yok, gereğini yapın. İspat edemiyorsanız şerefsizsiniz” diyerek meydan okumaktadır. Kimseden çıt yok (gülümsüyor) Bu artık çok yalancı ve iftira içerikli bir propagandadır ve artık vatandaşımız bu çirkin iftaraya itibar etmemektedir.
Siyasi kimliğinizi bir kenara bırakırsak, nasıl bir Karaman hayaliniz var?
İsmet Hatipoğlu: Bu röportajı şu an her kim okuyorsa, okuyanın hayalindeki Karaman benim de hayalimdir. Bu benim boynumun borcudur. Bir kere Türk diline gerçek anlamda başkentlik eden bir Karaman benim hemşerilerime sözümdür. Çünkü başkent olmanın gerekleri zaten Karaman’ı her yönüyle gelişmiş ve kalkınmış bir şehir hüviyetine kavuşturacaktır. Türk diline başkentlik etmek, Karaman’ı sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya tanıtmak demektir. Türkçe’nin ayak izleri, Yunu Emre’miz, Yunusa gönül verenlerimizle, sanayicimizle, çiftçimizle, aydınımızla, esnafımızla güçlenecek. Yine turizmle, üerttiklerimize coğrafi işaret ile üreten kalkınan geleceğe güvenle bakan bir Karaman en büyük idealim. Özellikle kadın seçmenlerimiz belki basit gibi görünsede çarşı Pazar alışverişi için artık Konya’ya gitmek istemediklerini söylüyorlar. Bir şehir düşünün ki, bakın sizden ne istiyor… Bu istek her seçimde gündeme gelir, söz verilir. Sonrası haftasonu Konya’ya akan bir şehir düşünün.
Karaman deyince aklınıza ilk gelen şey?
İsmet Hatipoğlu: Köklerim, dallarım ve büyük ailem…
Çok kısa sürede, yoğun geçen bir kampanya dönemi geçirdiniz. Yorgun musunuz?
İsmet Hatipoğlu: Tatlı bir yorgunluk… Tarlada izi olanın sofrada sözü olurmuş. Seçmenin bana söyleyecekleri benimde seçmene söyleyeceklerim vardı. Bu kampanya buna vesile oldu. Seçim propgandasından çok Ali dayıyı ziyaret etmek oldu, komşu teyzelerimin halini hatrını sormak oldu. Bu samimiyeti yaşadığım için mutluyum. Çünkü uzun uzun kendimizi anlatmadan sadece ülke ve memleket meselelerini konuştuğumuz, kafa yorduğumuz, rapor tuttuğumuz hemşeri ziyaretleri ile geçti. Bir çay bir kahve yorgunluğumuza yetti. Şimdi olduğu gibi (gülümsüyor)
Son olarak söylemek istedikleriniz varsa, son cümlenizi alalım…
İsmet Hatipoğlu: Siyasette güven en büyük motivasyonum. Bu güven boynumun borcu olacak. Bugüne kadar enerjisi yüksek, motivasyonu yüksek bir seçim kampanyası geçirdik. 24 Haziran’a sizinde ifade ettiğiniz gibi sayılı günler kaldı. Seçim bir tercih olacak elbette. Ben seçimde sandık başına gidecek tüm hemşerilerimin desteğini bekliyorum. Seçimde yarışacak tüm siyasi partilerin adaylarına da başarılar diliyorum. Gayret bizden, destek seçmenden ama takdir Allah’ın olacaktır. Önce ülkem ve memleketim adına hayırlısını diliyorum. Gerisi nasip !
Bu vesile ile size ve Uyanış Gazetesi’ne teşekkür eder, tüm hemşerilerime şükranlarımı sunarım.
25 Haziran sabahı güneş tüm bereketiyle yeniden doğacak.