Gören, "Kış aylarında daha az güneş ışığı görürüz.
Soğuyan havaya karşı karaciğer yağ üretimini hızlandırır ve vücut dokuları kış
mevsimine hazırlık olarak yağ depolamaya başlar. Vücut yağ depolamasını artırıp
kas dokusu oran olarak düşük kaldığı için de metabolizmamız kış aylarında daha
yavaş çalışır. Havaların erken kararması ve soğuk gibi etkenler nedeniyle
kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktiviteye ayrılan
süre azalmaktadır. İçinde bulunduğumuz pandemi süreci de evde daha fazla vakit
geçirmemizi zorunlu kılmaktadır. Evde geçirilen bu zaman dilimleri daha fazla
besin tüketimini; dolayısıyla vücut ağırlığımızda olumsuz değişiklikleri de beraberinde
getirmektedir. Kış aylarında sıklıkla görülen gribal enfeksiyonlara ve Dünya
Sağlık Örgütü’nün bir pandemi olarak kabul ettiği Covid-19 hastalığına
yakalanmamak, yakalansak bile hafif atlatmak için bağışıklık sistemimizi güçlü
tutmalıyız. Yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile
bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye katkı da bulunabiliriz.
Kış Aylarına Yönelik Sağlıklı Beslenme Önerileri
Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın
korunması için esastır. Bu nedenle, beş besin grubunda bulunan çeşitli besinler
yeterli miktarlarda alınmalıdır.
Besin Grupları:
-) Süt ve ürünleri
grubu
-) Et, yumurta,
kurubaklagiller ve yağlı tohumlar grubu
-) Ekmek ve tahıllar
-) Sebze
-) Meyve
Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C
vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana,
karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan
portakal, mandalina, elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir. Mevsimine uygun
en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi; meyvelerin 2, sebzelerin ise 3
porsiyon olacak şekilde dağılımı önerilmektedir.
Kemik ve diş sağlığı açısından önemli olan D vitamini, güneş
ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek fazla
bulunmaz. Kış aylarında mahrum kalınan güneş ışınları, vücudun D vitamini
gereksiniminin karşılanamamasına neden olmaktadır. Özellikle kış mevsimde
havanın güneşli olduğu zamanlarda mümkün olduğunca güneşten faydalanılmalıdır.
E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde
etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer
enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmaktadır. E vitaminin iyi
kaynakları olan; zeytinyağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlar, yeşil yapraklı
sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır.
Balık; D vitamini, beyin fonksiyonlarının gelişimi için
gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot
mineralleri ve E vitamini içerir. Bu nedenle kış aylarında haftada 2-3 kez balık tüketilmelidir.
Kış aylarında genellikle meydana gelen beslenme
alışkanlıklarının başında, daha yağlı yiyecekleri tüketmeye olan eğilimdir. Yağ
tüketimine özellikle dikkat edilmeli, katı margarinden kaçınılmalı, aşırı yağlı
etler tüketilmemelidir.
Kış aylarında vücut ağırlığı kontrolünün sağlanmasında;
basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine tam buğday ekmeği,
bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmeli, enerjisi
yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar ve meyve tatlıları tercih
edilmelidir.
Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı
gerekmektedir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler)
atılmasında, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma
dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun
gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün en az
2-2.5 litre su içilmelidir.
Hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin
önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru baklagillerin, sebze ve meyvelerin, tam
tahıl ürünlerinin tüketilmesi ve düzenli fiziksel aktivite yapılması önemlidir.