Bayram yaptığı açıklamada, "Karaman Ovası’nın emektar, cefakar, vefakar, gani gönüllü, ülkemiz için risk alan çiftçilerimiz her ne koşulda olursa olsun üretimden, üretmekten ve bu ülkeye katma değer sağlamaktan hiçbir zaman vazgeçmedi.. Ancak herkesin malumu olduğu üzere özellikle son birkaç yıldır küresel ölçekteki iklim değişikliğinin de etkisiyle yaşanan kuraklık çiftçilerimizi çok zor durumda bırakıyor, üretim sürecimizi doğrudan etkiliyor. Eskilerin kıtlık dediği bir dönemi ne yazık ki yaşıyoruz. Karaman Ovası’nın neredeyse tamamı, mevsiminde ve zamanında düşecek yağmur ve kar rahmetine doğrudan muhtaç, Öyle zamanlar geliyor ki çiftçilerimizin gözü semada, yüce Allah’ın rahmetini esirgememesi için hem bireysel, hem de toplu olarak dualar ediliyor. Diğer yandan var olan kaynakları en verimli şekilde kullanmak, üretim süreçlerinin sekteye uğramamasını sağlamak, vatandaşın ihtiyaç duyduğu temel gıda maddelerinin üretimini gerçekleştirmek, bir yandan ihtiyaç olanı karşılayıp diğer yandan da kendi iaşesine bir şeyler katabilmek arzusunda olan üreticilerimiz yeraltı sularını da kullanıyor, kullanmak zorunda kalıyor. Son günlerde yapılan çağrılara üreticilerimiz de kulak kabartarak, suyu daha hassasiyetle, daha büyük bir titizlikle kullanmaya, bir damlasını, tek bir zerresini dahi heba etmemeye yönelik önemli tedbirler aldı" dedi.
Günden güne suyumuz tükeniyor, suyumuz tükendikçe de üreticimiz tükeniyor. Ziraat Odası Başkanı Bayram, "Biz hep, bereketli topraklarımızın en büyük eksikliği sudur dedik… Susuz toprağın eksik kalacağını, suyun olmadığı yerde topraktan verim alınamayacağını, suyla toprağın buluşması sonucu ortaya bereket olacağını vurguladık. Bu doğrultuda 5 yıl önce bugünlere işaret etmiştik. Ben demiştim demek değildi niyetimiz, zamanı ve dönemi kaçırmadan önlemler alınabilmesini sağlamak, sahadaki çiftçiler adına uyarılarda bulunmaktı. Bugün geldiğimiz noktada Karaman Ovası’ndaki susuzluk ve kurak çığlık, tabiat tarafından en yüksek sesle haykırılıyor.
Ancak çiftçilerimiz susuzluk konusunda zaman zaman hedefe konulabiliyor. Günah keçisi ilan edilebiliyor. Susuzluğun faturası tarımla uğraşan, toprağıyla hemhal olan, bir fazlasını üretip Karaman ve ülkemize daha çok nasıl katkıda bulunabilirim düşüncesinde olan çiftçilerimize kesilebiliyor. Bu da en iyi tabirle çiftçilerimizi üzüyor.
Mesele çiftçinin tarlasını sulaması değil; mesele bir gün elbet tükeneceğini bildiğimiz Karaman Kapalı Havzası’ndaki kıt kaynakların bugün tükenme eğiliminin hızlandığını görmektir. Yani burada susuzluktan yanmış olanın testiden bir bardak daha su içmesine kızmaya gerek yok, o testiyi sürekli dolu tutmak gerekir. Sonuç olarak özetle, buradan hareketle yine ve yeniden aynı çağrıyı yapıyorum. Karaman Ovası’ndaki susuzluğun getirdiği ve getireceği tüm olumsuzlukların önüne geçebilmek için dış kaynaklardan ovayı acilen beslememiz gerekiyor. Bunun için gerekli tedbirleri almazsak, bugünü kaçırır da yarını beklersek yine büyük bir yanılgıya düşmüş olacağız. Karaman ve Konya Ovası’nı kaybetmememiz gerekiyor. Gelin hep birlikte Karaman ve Konya Ovası’nı da ülke tarımını da kurtaracak zemini hazırlayalım" diye konuştu.
Günden güne suyumuz tükeniyor, suyumuz tükendikçe de üreticimiz tükeniyor. Ziraat Odası Başkanı Bayram, "Biz hep, bereketli topraklarımızın en büyük eksikliği sudur dedik… Susuz toprağın eksik kalacağını, suyun olmadığı yerde topraktan verim alınamayacağını, suyla toprağın buluşması sonucu ortaya bereket olacağını vurguladık. Bu doğrultuda 5 yıl önce bugünlere işaret etmiştik. Ben demiştim demek değildi niyetimiz, zamanı ve dönemi kaçırmadan önlemler alınabilmesini sağlamak, sahadaki çiftçiler adına uyarılarda bulunmaktı. Bugün geldiğimiz noktada Karaman Ovası’ndaki susuzluk ve kurak çığlık, tabiat tarafından en yüksek sesle haykırılıyor.
Ancak çiftçilerimiz susuzluk konusunda zaman zaman hedefe konulabiliyor. Günah keçisi ilan edilebiliyor. Susuzluğun faturası tarımla uğraşan, toprağıyla hemhal olan, bir fazlasını üretip Karaman ve ülkemize daha çok nasıl katkıda bulunabilirim düşüncesinde olan çiftçilerimize kesilebiliyor. Bu da en iyi tabirle çiftçilerimizi üzüyor.
Mesele çiftçinin tarlasını sulaması değil; mesele bir gün elbet tükeneceğini bildiğimiz Karaman Kapalı Havzası’ndaki kıt kaynakların bugün tükenme eğiliminin hızlandığını görmektir. Yani burada susuzluktan yanmış olanın testiden bir bardak daha su içmesine kızmaya gerek yok, o testiyi sürekli dolu tutmak gerekir. Sonuç olarak özetle, buradan hareketle yine ve yeniden aynı çağrıyı yapıyorum. Karaman Ovası’ndaki susuzluğun getirdiği ve getireceği tüm olumsuzlukların önüne geçebilmek için dış kaynaklardan ovayı acilen beslememiz gerekiyor. Bunun için gerekli tedbirleri almazsak, bugünü kaçırır da yarını beklersek yine büyük bir yanılgıya düşmüş olacağız. Karaman ve Konya Ovası’nı kaybetmememiz gerekiyor. Gelin hep birlikte Karaman ve Konya Ovası’nı da ülke tarımını da kurtaracak zemini hazırlayalım" diye konuştu.