Bayram, açıklanan hububat fiyatlarıyla ilgili oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla AK Parti İl Başkanı Murat Öztürk, Milletvekilleri Osman Sağlam, Selman Oğuzhan Eser, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili İsmail Atakan Ünver ve Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı M. Mustafa Gözel ile görüşmeler gerçekleştirerek açıklanan hububat fiyatları ile ilgili sıkıntıları dile getirdi.
Bayram konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İktidar Partisinin temsilcisi olan siyasetçilerimizden Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine ulaşarak bu fiyatların kabul edilemez olduğunu ve fiyatların revize edilmesi gerektiğini kendilerine iletmelerini talep ettik. Açıklanan bu fiyatlar ile buğdaya, arpaya verilen bu düşük fiyatla zarar eden buğday ve arpa üreticisinin üretimden koparılması kaçınılmaz bir son olacaktır. Kıymetli yetkililerimizin gece gündüz demeden, alın teriyle çalışan buğday ve arpa üreticisinin maliyet artışını hiç göze almadan fiyat açıklaması üreticinin ölüm fermanıdır. Geçen yıla göre son 1 yılda mazotta yüzde 105, gübrede ortalama yüzde 30, ilaçta yüzde 52 ve işçilik oranlarında yüzde 75 oranında bir artış söz konusudur. 'Ekilmedik bir karış ver bırakmayın' ve 'Sen yeter ki üret' denilerek çıkılan bu yolda, buğday ve arpa üreticisi, bugün kaderine terk edilmiştir. Çiftçinin kazanacağı bu parayla 12 ay geçineceği gerçeği hiç dikkate alınmamıştır. Çiftçilere göre, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin ürün bedellerini 45 günde ödeyecek olması, 'Buğdayı bana getirmeyin' anlamına geliyor. Hem fiyatın düşük hem de ödemenin geç olması TMO'nun buğday 'almama' politikası uygulayacağını gösteriyor. Kara gün dostu olarak bilinen Toprak Mahsulleri Ofisi buğday ve arpa üreticisinin yanında durmalı ödeme vadeler 10-15 arasına çekilmelidir. Geçtiğimiz üretim dönemlerinde 1 ton buğday ile 375 litre mazot ve 916 kilo gübre alırken bugün açıklanan rakam ile 227 litre mazot ve 646 kilo gübre alınabiliyor. Bizlerin anlamadığı nokta şudur ki TÜİK'e göre bugün yıllık enflasyon yüzde 75, girdi fiyatlarındaki artış yüzde 50 ama bizim buğday alım fiyatındaki artış ise yüzde 12'dir. Hiçbir girdi fiyat artışında kontrol sağlanamıyorken, her sektör istediği gibi kendi fiyatlarını açıklıyorken, üreticiyi desteklemek için kurulan kurumların işi enflasyon ile mücadele değil, üreticiyi desteklemektir. Geçen yıl ekmek 5 TL iken, bugün ekmek 10 TL'dir. 500GR Makarna 10TL iken Bugün 20 TL. Tüketicinin ekmeğine ve makarnaya gelen zam yüzde 100 iken, uygulanan bu tarım politikaları ile parayı kim kazanıyor ve kimler kollanıyor? Geçen yıl buğdayı 8 bin 250 TL'den alan TMO, bugün bu buğdayı 10 bin 250 TL'den satarken, çiftçimizden yeni sezon buğdayı 9 bin 250 TL'den almak istiyor. Uygulanan bu tarım politikaları çiftçiye büyük zarar veriyor. Bu zararlardan bir an önce dönülmeli ve fiyatın mutlaka revize edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle açıklanan fiyatlar üreticilerimizin maliyetlerinin, Türkiye gerçeklerinin ve Türkiye'de yaşanan enflasyonun çok altındadır. Açıklanan fiyatları kabul edilemez bir durumda olduğunu devletimizin yetkilileri görmezden gelmemeli ve fiyatların tekrar revize edilerek üretimin sürdürülebilir olması için gerekli adımların atılmasını talep ediyoruz. Eğer bu fiyat revize edilmezse; şu anda Karamanda kıraç ve sulu 1 milyon dekarın üzerindeki buğday ve arpa ekilişi önümüzdeki yıl çok düşer. Önümüzdeki yıl da tarım politikası kötü giderse bu ekiliş daha aşağıya düşer. Biliyorsunuz biz buğday ekilişi olarak kendi kendimize tamamen yetemiyoruz. Bazen 18-20 milyon tonlara çıkıyoruz ve o zaman yetiyoruz ama biliyorsunuz ki biz ihracat da yaptığımız için un ve makarna, bizim aşağı yukarı yıllık 29 milyon ton buğday ihtiyacımız var. Kurak senelerde ya da düşük olan senelerde ülke olarak 13 milyon ton buğday çıkarabiliyoruz. O yüzden bizim üretimi azaltmak değil, arttırmaya ihtiyacımız var. İnşallah bunu da devletimizin uygulayacağı tarım politikalarıyla bu ekilişleri çoğaltır, verimliliğimizi arttırırız diye umut ediyorum. Sonuç olarak özetle, Hububata verilen desteklemenin öne çekilmesi ve TMO'nun alım fiyatlarını revize etmesi 1 lira 75 kuruşluk bir destek ödemesini en azından öne alınırsa ve bir ya da iki ay içinde öderlerse ve bu belirlenmiş olan fiyatlar revize edilip bir miktar daha artış gösterilirse çiftçilerimiz nispeten de olsa rahat bir nefes alacaktır” dedi.