YENİ BİR HAYAT VEDA İLE BAŞLAR
Her insanın bir doğuş, büyüme, yaşlanma yani bir hayat süreci var. Her evrede yeni bir dünya kurarsınız, yeni dostluklar, arkadaşlıklar kurar yeni bir yaşama başlarsınız... Okula gidersiniz yeni bir hayat, okul biter hayata atılırsınız, evlenirsiniz, tayininiz çıkar bir başka şehre taşınırsınız. Hep yeni bir hayatla dünyanız güzelleşir. Ayrıldığınız her yerde veda edersiniz sevenlerinize ama vedalar da bir kayıp değildir. Dostluklar bakidir, iyilikler güzellikler unutulur mu? Emeklilik de bir bitiş, bir son değil yeni bir başlangıçtır aslında. Emekli olanlara soruyorum; “Nasıl vakit geçiriyorsunuz?” "Evden camiye, camiden eve, torun tombalak işte... Zaman yetişmiyor bile!" diyorlar. Aslında sanki hayat emekli olduktan sonra başlıyor gibi. Memurken yapamadığınız işleri yapma fırsatı doğuyor. İnsanlara yardım etmeye, fakiri fukarayı gözetmeye, hayır hasenat işleri için zaman sunuyor. Yoksa hiç bir şey yapmayıp ölümü beklemek, cami çıkışlarında, parklardaki banklarda oturup dedikodu yapmak insanı çabuk yaşlandırıyor! Ne kendisine ne insanlığa bir yarar sağlıyor. Bir şeyler yapmak lazım. “Ben ne yapabilirim ki!” değil, “Ben bundan sonra daha iyi neler yapabilirim!” demek lazım. Sokak hayvanlarına yahut sokak çocuklarına yardım etmek için uğraş mesela... Vakıf kur, başarılı ama durumu iyi olmayan çocuklara burs dağıtmak için çalış mesela... Ülkeni, şehrini yeşillendir, TEMA da çalış mesela... Ölümü beklemek değil, öleceğini bilsen bile bir fidan dikme hesabı yap! Gençlere, insanlara Türklüğün değerlerini anlat, Türk insanının milli bilincini geliştirmek için uğraş, tecrübelerini paylaş mesela... Kendi deneyimlerinle, edindiğin birikimle, torunlarının ülkenin içindeki çıkmazdan nasıl kurtulacağını, ne yapılması gerektiğini anlat, yaz mesela... Yapacak iş çok... İnsan böyle mutlu olmaz mı? * * * Bunlar güzel tarafı lakin... Devletin emeklilerine reva gördüğü maaş da kabul edilebilir değil. Ayakta kalma, yaşama mücadelesi içine itilmiş emekliler... Bir arkadaşına çay söyleyemeyecek hale düşürülmüş! Ne acı! Çalışırken de hak ettiği değer verilmemiş belki de... Emekli olduktan sonra ise hiç kıymeti yok devleti yönetenlerin gözünde! Ahde vefa duygusu çoktan bitirilmiş! Yazık ki öyle görünüyor. * * * Dün Tarım il Müdürlüğünden bir abim için yapılan bir programa katıldım. Her şeyden önce bir devlet adamı... İşini bilen, liyakat sahibi bir idareci... Pratik çökümler üretebilen, sorunları çözmeye odaklı bir müdür... Hakkı yenilen, hak ettiği değeri devletinde bulamayan, zulüm görenlerden de olsa dik duran, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen, makamını kaybettiği vakit onurunu yitirmeyenlerden. Hem kendi personellerinin hem de farklı dünya görüşünden olsalar dahi herkesin sevdiği biri... Benim için il Müdürlüğü değil, Bakan olabilecek bir kapasite ve donanımda ve yeterlilikte, gerçek liyakat sahibi bir yönetici... Müdürlükten alınsa dahi yine bizim için müdür, amir. Hepsinden önemlisi saygı duyası... Devlet için de bir kayıp... Sevgili Emin Topyıldız Müdürüm seni seviyoruz, yeni hayatında da başarılar ve mutluluklar diliyoruz.