Yazar Osman Nuri Koçak TRT Çukurova Radyosu'na konuk oldu

Yayınlanma: 01.10.2021 15:13 Güncelleme: 01.10.2021 15:18

Koçak: “Karaman’ın tüm değerlerini topladığımız zaman karaman gerçekten de Bekir Sıtkı’nın dediği gibi yazıla yazıla bitmez”

Gazetemiz Yazarı Osman Nuri Koçak TRT Çukurova Radyosunun Akdeniz'den Toroslara adlı programa konuk oldu.Cuma günü Saat13,15 sıralarında başlayan canlı yayında Yazar Osman Nuri Koçak Karaman Kültürü ve yazdığı kitaplar hakkında açıklamalarda bulundu.Sohbetin başlangıçtan birkaç dakikasını kaydedemedik. Sohbet şöyle oldu:O.N.KOÇAK: Karaman'a ilgim çok yüksekti, yazmaya ilgim çok yüksekti, bir süre sonra Cenab-ı Allah her ikisini bir yerde buluşturdu. Bizde Karaman'ı ve kendimizi kendi öykülerimizi yazmaya çalıştık. Genelde benim öykülerim kültür öyküleri, doğrudan doğruya insanlarla konuşularak. Üzerine çeşitli kurgular eklediğimiz öyküler. Doğrudan doğraya çok uzun yıllardan beri kültür unsurlarımız haline gelmiş bazı konuların üzerine öyküler giydirerek yarınlara gençlerimize bırakmaya çabalamaktır. Gene biz anılarımızı ve düşündüklerimizi yazdığımız kitaplarda toparladık. Bildiklerimizin Tutsağıyız, ve Zamanın Nefesi adlı iki kitabımızda toplamaya çalıştık. Bu konudaki çalışmalarım devam etmektedir. Bunlardaki Yunus'un insan sevgisini, Karaman'ın misyonunu ve geleceğe ilişkin düşüncelerimizi paylaşmaya çalıştık. Ben emekli Eğitimciyim, tam emekli  değilim, tam tamamlayamadım ama bir süre sonra yolda bıraktım ama okuma yazma ameliyesine devam ettik. Eğitimciyim ve aynı zamanda gazete yazarıyım, Gazete köşelerinde köşe yazısı yazıyorum, çok uzun süredir yazıyorum. Uzun süre televizyon programı yönetim, ‘Gençler’ adlı bir televizyon programı yaptım, onu yönettim. Şimdi kitaplarım da yararlı olmaya çalışıyorum.SPİKER: Peki şimdi Karaman çok özel bir yer demiştim ben ya, Türkiye'nin başkenti olması hasebiyle ve derin kültür ve tarihi nedeniyle, sizin için Karaman'ı neden daha farklıdır? Neden Karaman'ı yazmak istediniz? Neden Karaman'ı? Sürekli solumak istediniz? O.N.KOÇAK: Evet Karaman özgün bir yer. Karaman Kendine has bir yer, Karaman, Türkçe'yi her ne pahasına olursa olsun yaşatmış bir yer. Karamanlı eşittir Türkçe, Karamanlı, Kıbrıs'a sürülmüş Türkçesiyle birlikte gitmiş, Karamanlı Balkanlara yerleştirilmiş Türkçesiyle birlikte gitmiş, Karamanlı Türkiye'nin muhtelif yerlerine dağıtılmış, Türkiye'de yüz'ün üzerinde Karaman isimli yerleşke bulursunuz ve hemen onun Karamanlı olduğunu anlarsınız. Kullandığı Türkçe'den seçtikleri sözcüklerden diksiyonlarından. Türkçeyi unutmamış, Türkçeyi unutturmamış, ikincisi Karaman Yunus Emre'nin vatanı. Karaman, Yunus Emre'nin tapulu mülklerinin olduğu vatan, Yunus Emre’nin sevgisinden nasiplendiği için Karamanlı Karaman'ı çok sever. Karamanlıların Karaman'ı çok sevmenin ötesinde Karaman'ın geniş bir hoşgörü ve insan sevgisi vardır. Bu yüzden Karaman'ı teneffüs etmek aynı zamanda sevgiyi teneffüs etmek anlamına gelir. Bir başka sebebi ise Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk Karamanlıdır. SPİKER: Evet EvetO.N.KOÇAK: Atatürk Karamanlıdır, Atatürk’ün Karamanlı olması bizim için gurur vesilesi olduğu kadar da bir kimlik beyanıdır. Yani Karaman'ın kimliğinin beyanıdır. SPİKER: Ne kadar güzel ifade ettiniz? O.N.KOÇAK: Evet bir kimlik beyanıdır. Bu nedenlerle Karaman’ın yetiştirdiği bu insanlar işte Piri Reis’ler, Dursun Fakı’lar ne bileyim Şeyh Edebali'yle , tarihinin tüm değerlerini biz topladığımız zaman Karaman gerçekten de Sıtkı’nın dediği gibi yazılarına bitmez. Bizler cim karnında bir nokta kalırız onun içerisinde ama görevimizi o soluk içerisinde yapmaya devam ediyoruz. SPİKER: Bir hemşehriniz daha var, onu da söyleyeyim mi? Konstantin Karamanlis: O.N.KOÇAK: Evet tabii kendisi her ne kadar öyle değil demişse de biz öyle olduğunu düşünüyoruz SPİKER: Buradan geçenlerden olduğu çok net ve ortada. Peki  efendim yeni dosyalar var mı? O.N.KOÇAK: Tabi, yeni dosyalar var. Ben Toplumsal Öykücüyüm. Alper Bey yani ben böyle çok kişisel öyküler yazmıyorum. Mesela bir Oda kitabından kısaca bahsedeyim. Biz Türkmenler de Odacılık kavramı vardır, Hanedanlık vardır, odalar vardır. Bu odalarda insanlar tapulu mülkü gibi hareket ederler, kendilerine ayrılmıştır, kaldıkları süre içerisinde tamamı ile tasarruf hakkı o misafirlere aittir ve onlar orada ne kadar kalabiliyorlarsa o kadar ücretsiz olarak alırlar, çoluk çocuk ailesi gideri, beslenmesi verilir, ısıtılır. Her iklim koşullarında onlara bakılır. Belki bugün ne değeri var diyebiliriz ama onun ruhunun yaşatılması önemli değil mi Alper bey.   SPİKER: Tabii ki tabii öyledir. O.N.KOÇAK: Böyle bir şey kervansaray'a gidersiniz büyük bir yol kenarında kervansarayda handa ve paranızı öder kalırsınız, ama bir tipide kalmış, iki tane çocuklu bir ailenin gelip sizin odanıza sığındığı zaman o odada yakacağı odun, ısınacağı ortam, yakacağı ışık lamba, yiyeceği yemek ve ona hizmet edecek hanedan olmasını neyle izah edebiliriz, hangi gönül büyüklüğü ile izah edebiliriz? Alper Bey.Biz bugünün yüceliğini yarınlarımıza bırakmak istiyoruz, çocuklarımıza torunlarımıza, kuru kuru Yunus'un edebiyatını, Yunus'un sevgisini değil, sevginin ete kemiğe bürünmüş halini bırakmak istiyoruz. Sevgiyi ete kemiğe büründürmek istiyoruz. Evet, Yunus ‘ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm’ diyor. Burada sevgiden bahsediyor. İnsanı sevmek, doğayı sevmek, tüm canlıları sevmek, hayvanları ve bitkileri sevmekten bahsediyor, SPİKER: Ve karşılıksız sevmekten bahsediyor. O.N.KOÇAK: Bunun en büyük karşılığı rızadır. Allah'ın rızasını aldığınız zaman karşılığını alıyorsunuz demektir. Yani biz bugünlerde o kadar çok şeyi ihmal ettik ki, karşılık beklediğin her şey esasında bir karşılığının bize döndüğünü görmek hale geldik. Biz Karaman'da sevgi açısından onu yaşatmak istiyoruz. O ruhu yaşatmak istiyoruz. Önümüzdeki çalışmalarımda ‘Bu Zamanın Nefes'inin ikinci ve üçüncü cildin hazırlamıştım, onların tekrar demlenmeye bıraktım. Ben demlenme diyorum bana, 30 yıldır yazdığım bir kitap, 300 sayfalık ilk cildini yaptım, ikincisi demlenmeye bırakılmıştı, ikinci cildi üzerinde bugünlerde yoğun bir çalışma yapıyorum. 300 veya 350 sayfalık bölümü daha yayınlayacağım, ama bu arada öykülerler yazmaya da devam ediyorum. Okullarda kariyer günlerine katılıyorum, çocuklarımıza öyküleri anlatıyorum, kitabı anlatıyorum, böylece hayat devam ediyor, havlu atmadık hayata.  SPİKER: Estağfurullah estağfurullah, üretken insanlar hayata havlu atmazlar, hayata atılacak havluları toplarlar diye düşünüyorum Sayın Osman Nuri Koçak, çok çok teşekkür ediyoruz size, yüreğinize sağlık, elinize sağlık. sesinize nefesinize sağlık ve yazdığınız kitaplara sağlık. Yazacağınız kitaplar da kolaylık diyoruz. Çok çok teşekkür ediyoruz, görüşmek üzere tekrar görüşmek üzere sizi stüdyo bekliyoruz. O.N.KOÇAK: İnşallah. Çok teşekkür ediyorum iyi çalışmalar sağolun hoşçakalın.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız