YÂRİ AĞYAR EDENLER, AĞYARI YAR EDEMEZLER
Almanya’da ticari taksi ve minibüs filosu kuran, kendisi de yine taksilerinden birinin şoförlüğünü yapan, evinin yakınındaki caminin masraflarını karşılayan İmam-Hatıp mezunu bir Hafız arkadaş anlatıyor: “Bir hanım efendi arabama bindi, biraz gittikten sonra bana baktı ve “Türk müsün?” dedi. “Evet” deyince, “Kilisenin Katolik papazı Amerika’daki İkiz kuleleri örnek vererek siz Müslümanların hepinizin terörist olduğunu söyledi. Siz, bunu niçin yaparsınız?” diye bir sordu. Ben de ona “Üç bin mi çok, yoksa beş milyon mu çok? Diye sordum, “Tabii beş milyon çok” dedi. Hıristiyan Hitler, tam beş milyon Yahudi’yi ve elli milyonun üzerinde diğer insanları öldürdü öldürdü. Siz buna terör demiyorsunuz. Amerikalılar, Japonya’da beş yüz bin Japon’u iki atom bombasıyla öldürdü buna da terör demiyorsunuz. Şu anda Amerika Irak’ta bir milyon insan öldürdü siz buna da göz yumuyorsunuz. Şimdi söyle bakalım kim terörist?” dedim, “Taksiyi durdur” dedi. Parayı ödedi ve inerken, “Ben o papaza sorarım” dedi. (Burasını daha önce de yazmıştım) Elli yılda, Hitler’in öldürdüğü insan sayısını geçerek, iki yüz yıllık tarihinde yirmi milyon Kızılderili’yi yok ederek, milyonlarca zenciye kan kusturarak Japonya’da, Filipinlerde, Güney Amerika’da, Vietnam’da, Lübnan’da, Filistin’de, tarihini kanla yazan Amerika’ya çanak tutarak akıtılacak milyonlarca Müslüman kanına ekmek doğramaya çalışanlara yardım ve yataklık ederek tarihimizin ak sayfalarına Müslüman kanı sıçratarak çocuklarımızın geleceğini karartmayalım. “Ne yapalım, elimiz mahkûm. Borçluyuz. Muhtacız. Kredi vermezlerse mahvoluruz.” Diyenlere, Amerikan mantığıyla sizi uyutmaya çalışanlara kanmayalım. Alacaklı adam size gelse “Karşı komşun benim düşmanım. Senin balkondan ben onu vurayım, ben de senin borcunu sileyim” dese buna razı olur muyuz? Veya “Senin bu kan kardeşlerinin veya din kardeşlerinin kanıyla benim vampirlerim can bulacak. Sana on milyar dolar vereyim, katillerime köprü ol” dese, biz organ mafyası durumuna düşer miyiz? Netanyahu’ya göre ana karnındaki çocuklar dâhil bütün Filistinlileri yok etmek istiyor Allah’a başkaldıranlar yeryüzünü kan gölüne çevirenler, “Düzeltiyoruz” derken bozanlar, Uydularıyla hırsızlık yapacakları yerleri belirleyenler, bir varil petrol için binlerce insanın kanını akıtanların yaptığı Firavunun yaptığından farksız. Otuz yılda yaptırdığı mezarında yüz bin insan çalışmış. Açlıktan ölenlerin yerine en güçlü kuvvetli İsrail oğullarını işe zorla almış, ölenin yerine başkasını koymuşlar. Sonuç İki peygamber Musa ve Harun aleyhisselamlar karşısında Allah’ın yardımıyla Mısır’a sahip olmuşlar. Altınlara, tahta, saltanata, güçlü askerlere ve harp aletlerine sahip Firavun karşısında Müslümanlar galip. Günümüzde hala kapitalizmin eğitimi altında islami eğitim alan bazı etkili kardeşlerimizin fikri, “Harunlar da Karun kadar zengin olmazsa bu dava yürümez” diyorlar. Bizler Harunlar gibi olmalıyız. Tarihin seyrini hep iyiye ve güzele doğru çevirenler bu işi bol para ve askeri güçle yapmadılar. Onun için imansızların peygamberlere i’tirazlarında mademki peygambersin Allah sana altından ev yapsın (İsra süresi ayet 93) Bahçelerin olsun, içinde su kaynakların bulunsun, gökyüzüne çıkabilesin (İsra 90-33)Hazinelerin olsun (Hud 12) diyorlardı. Evi, altından olmayan, hazineleri olmayan, güzel bir bahçeye sahip olmayan peygamberler ve onların yolundan gidenler Karunların ve Firavunların hazinelerine ve saltanatlarına sahip oldular. Tarihi kabaca gözden geçirirsek, Asrı Saadet, Emevler, Abbasiler, Selçuklular, Gazne’liler, Babürler, Osmanlılar… bin iki yüz yıl Hindistan’dan Endülüs’e kadar dünyaya adalet ve ilim dağıttılar. Dolar için kardeşkanına girmeyelim. Dolar için yârimizi yalnız bırakıp ağyâr ile beraber olmayalım. Bağdatlı Ruhî (ö: 1605) sanki bu günler için söylemiş: “Beni kan ağlamaz fikretmesün söylen o bîrahma Seni ağyar ile gördükçe reşkinden kurur kanı” Yani, “O merhametsize söyleyin, beni kan ağlamaz diye düşünmesin. Seni düşmanlarla beraber gördükçe kıskançlığından kanı kurur da ondan kan ağlamaz” diyor. Düşmanlarla beraber olup, dostların kanını kurutmayalım.