YANKESİCİYİM AMA VİCDANSIZ DEĞİLİM...

Yayınlanma: 21.06.2025 13:06 Güncelleme: 21.06.2025 13:27

Olay yaklaşık olarak 1950 li yıllarda İstanbul da bir belediye otobüsünde geçer. Otobüs tam Eminönü durağına gelmiş ve kapılarını açacakken bir kadının “Sakın kapıları açma, cüzdanım çalındı, otobüste hırsız var” şeklinde canhıraş sesi duyulur. Kadın ısrarcıdır ve bağırmaya devam eder. Bunun üzerine şoför kapıları açmaz ve yerinden kalkarak kadına “otobüste çalındığına emin misin? Çantanı kontrol et!” der. Kadın “biraz önce biletimi almak için cüzdanımı çıkarmıştım, daha sonra yerine koydum ama şimdi yok” diye cevap verir. Şoför bunun üzerine hiddetlenerek “kimse kıpırdamasın herkesin üzerini arayacağım” der. Şoför önden biletçi arkadan başlayarak yolcuları tek tek aramaya başlarlar. Herkes aranmış yalnız bir kişi kalmıştır. Henüz aranmayan yolcu binbaşı rütbesinde resmi üniformalı bir kara subayıdır. Üzerinde de haki renkli kalın paltosu vardır. Şoför “Binbaşımı aramaya lüzum yok, bir Türk subayını hırsızlık şüphesi ile asla aramam, cüzdan bulunamadı” diyerek kapıları açmak için yerine doğru yönelir. Tam bu sırada Binbaşının kendinden emin davudi sesi duyulur; “Beni de arayacaksınız, töhmet altında kalmak istemiyorum.” der. Şoför aramak istemez ama Binbaşının ısrarı karşısında mecbur kalır. Tam elini Binbaşının paltosunun cebine sokarken “hayır arama, ben çaldım!” diyen biraz hırpani giyimli bir adam çıkar. Ve adam “cüzdanını çaldığım kadın bağırınca korktum, aranabileceğimi düşünerek cüzdanı, aranmayacağını bildiğim hemen yanımda bulunan Binbaşının paltosunun cebine bıraktım. Fakat bir Türk subayının hırsızlıktan suçlanmasına gönlüm razı değil. Yankesiciyim, hırsızım ama vicdansız değil!” diyerek başını önüne eğer. ***** İşte biz böyle bir millettik... Ne zaman kendi evladına, kendi askerine el kaldıracak kadar soysuzlaştık, rezilleştik?” ***** Ahlak ve vicdan insanın temeli ve mayasıdır. Ahlak ve vicdan olmazsa insan olmaktan da bahsedilemez. Ve ne yazık ki bizler, sadece askere düşman olacak kadar bozulmadık. Bozulma ve kokuşma toplumun her kesiminde kendine göre oldu. Kimimiz Atatürk’e düşman oldu, kimimiz milletine; Dine düşman olan da var, devletine düşman olan da. Kardeş kardeşe düşman oldu. Topyekûn bozulduk vesselam. K E Ş K E... Keşke biraz zaman, biraz ömür biriktirebilse insan… Ya da kilitli sandığa gizleyebilse. Biraz gençlik koyabilse kenara, ihtiyar zamanlara saklayabilse… Ya da satılsa da alınsa gençlik… Şöyle en kaliteli, en sağlam ve güçlü olanından… Onun da olsaydı bir kampanyası. Eskiyi getir, yenisini götür gibi mesela. Bir alana, bir daha verilseydi… Hızlandırılmış kısa metrajlı bir film gibi. Ne zaman başladı, ne zaman bitti, anlayamadan bitiyor ömür. Kişiye özel olsa da, tekrarı yok bu filmin. Hayata ha şimdi, ha sonra başlayayım derken bir bakıyorsunuz tükenmiş ömür. Avucunda son kullanma tarihi çoktan geçmiş bir yığın tecrübe. Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor… Tüm dostlarıma hayırlı, huzurlu, sağlıklı günler ve akşamlar diler, sevgi ve saygılar sunarım.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız