VAKIF TARİHİ

Yayınlanma: 29.09.2025 15:00 Güncelleme: 29.09.2025 15:20

Her insan, adının kalıcı olmasını ister. Bazıları Firavun gibi, yüz bin insanı ölesiye çalıştırarak otuz yılda Ehram meydana getirir, Hazreti İbrahim ise oğlu İsmail aleyhisselam ile kendi elleriyle Kâbe’yi inşa eder ve doğru bir şekilde anılmayı Rabbinden ister: “Sonra gelenler arasında bana doğruluk dili kıl. (Geride kalanlara hoş bir sada bırakayım.) (Şuara süresi ayet 26/84) Her gün beş vakit namazımızda selam vermeden önce Allahümme salli ve Barik salavatlarını okuyarak, zalim Nemrut’a karşı direnen, bu yolda ateşe atılmayı göze alan İbrahim aleyhisselam ve onun ailesinden ve onun yolunda olanlara dua ediyoruz. Bugün dünyada en çok anılan, milyonlarca minareden "Eşhedü enne Muhammeden Rasülüllah" diye ilan edilen Sevgili Peygamberimizdir. Seksen küsur milyon Türk milletinin İstiklâl Marşı’na aldığı, "Bu ezanlar ki, şehâdetleri dinin temeli Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli" dediği, dua ettiği, bu Ezan-ı Muhammedi’nin bir an kesilmemesi için canını ortaya koyduğu, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemdir. Bin dört yüz yıldır onun adı Yaradan’ımızın adıyla birlikte anılmaktadır. Çünkü O’nu yaratan ve peygamber olarak gönderen Allah celle celalühü O’nun hakkında; “Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? (İnşirah süresi ayet 94/4) Rabbimiz tarafından adı/şanı yüceltilenlerden biri de İbrahim aleyhisselamdır. Bir gün Rabbine yönelmiş ve, “Sonra gelenler arasında bana doğruluk dili kıl. ‘Geride ka­lanlara hoş bir sada bırakayım’ diye dua etmiş. (Şuara 84) Dille duasını yaparken elleriyle de Kâbe’yi yapmaya devam etmiş ve kıyamete kadar gelecek Müslümanların birleşme ve kıyam etme yeri yaparak dünyanın en değerli vakfını bırakmış. Oğluyla beraber yaptığı vakfın kabul edilmesi için Rabbine dua etmişler: “Hani İbrahim Beyt'in/Kâbe’nin te­melle­rini (oğlu) İs­ma­il'le yükseltir­ken, “Hani İbrahim Beyt'in temellerini (oğlu) İsmail'le yükseltirken "Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Şüphesiz Sen işiten ve bilensin" (demişlerdi). (Bakara süresi ayet 2/127) “Herkes önden neyi (yapıp) gönderdiğini ve neyi geride bıraktığını bilecek.” (İnfitar süresi ayet 82/5) Ayetine uygun olarak ölmeden önce ahiretinde ona ışık olacak amelleri yapıyorlar. Mekke’deki Kâbe, Hz. Adem’in inşa ettiği, dünyada en eski vakıf mabettir. Rabbimiz: “Şüphesiz insanlar için ilk kurulan ev, Bekke (Mekke)’deki evdir. Âlemlere hidayet ve bereket için kurulmuştur” buyurmuş (Al-i İmran süresi ayet 3/96) Hz. Ömer, Hayber’in fethinde sehmine düşen hurmalıkları görünce Sevgili Peygamberimiz’e gelmiş ve “Ya Rasülallah, bugüne kadar bana bu kadar hoş gelen bir mal isabet etmemişti. Ben, bu güzel malla Allaha yaklaşmak istiyorum” der. Sevgili Peygamberimiz de “İhbis asleha ve sebbil semeraha”, yani “Malın aslını tut, gelirini “sebil” yap” buyurmuş ve Hz. Ömer’in bu sevimli malını vakıf yapmış. (İbni Mace, Sünen, Sadekat, bab 4, Nesai, Sünen K. İhbas, bab 2, Darakutni, Sünen 4/186-193, hadis 5, 6, 12, 17, İbni Huzeyme, Sahih 2/49, hadis 2388) Topluma, kurtlara kuşlara faydalı olsun diye yapılan vakıflara “sebil” de denir. İşte bu hadis-i şeriften almıştır “sebil” ismini. Sevgili Peygamberimiz, Medine Yahudilerinden olan Muhayrık için: “Yahudilerin en hayırlısı Muhayrık’tır” buyurmuş. Tarihimizde vakıf hukuku hakkında ilk eseri yazan Hassaf, Ahkam-ül Evkaf sayfa 1’de “Sevgili Peygamberimiz’in ilk vakfettiği mal, Muhayrık isimli bir Yahudi’nin malıdır” diyor. Muhayrık ölürken mallarının vesayetini Sevgili Peygamberimiz’e bırakmış. (Bak İbni Sa’d, Tabakatı Kübra 1/502, İbni Hişam, Siyre 2/88) Muhayrık, Yahudi olmasına ve Yahudi kalmasına rağmen Uhud harbinde Sevgili Peygamberimiz’in yanında yer almış ve Uhud harbinde ölürken bütün mal varlığını Sevgili Peygamberimiz’in tasarrufuna vermiş ama bu vasiyetini yaparken “Bütün malım Rasülüllah’a verilsin ve o da Allah’ın gösterdiği yere harcasın” demiş. (Hassaf) Gerçi bu sözlerinden hareketle Muhayrık’ın Müslüman olduğuna hükmedenler de olmuştur. Hassaf ise Vakıdi’den naklen Muhayrık’ın Müslüman olmadığını, ölünce cenaze namazı kılınmadığını ve Müslüman mezarlığının kenarına defnedildiğini haber verir.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız