UZAYDA NAMAZ VE UZAY HUKUKU

Yayınlanma: 22.01.2024 15:38 Güncelleme: 22.01.2024 15:38

Türkiye’nin ilk uzay astronotu Alper Gezeravcı’nın üç yabancı astronotun da içinde olduğu SpaceX’e ait Falcon 9 roketi, NASA’nın Florida’daki Kennedy Uzay Üssü’nden 19 Ocak 2024’te Türkiye saatiyle 00.49’da fırlatılması üzerine 26 Ocak 2012’de yayınlanan makalemi biraz ilave ile yeniden yayınlıyorum: “Namazın şartları sayılırken hadesten taharet, necasetten taharet, setru avret dedikten sonra dördüncü sırada “istikbalü kıble” der ve bu dünyada kendini put yerine koyup, bizi kendine ve aklının salgıladığına uymaya zorlayanlara dönmeden, onlara boyun eğmeden biz, kanımızı, tenimizi, kalbimizi, kalıbımızı yaratan, yaşatan ve yöneten Allah’a döner, O’na boyun eğer, O’nun büyüklüğüyle büyümeye çalışırız. Kara kalpli Nemrud'u gören İbrahim aleyhisselam, “Şüphesiz ben, hiçbir puta tapmadan, yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim” buyurur. (K. Kerim En'am Sûresi, ayet 6/79) buyurur. Biz de Nemrut gibilerin yolunda yürüyenleri gördükçe, kara kalpliliğin ne olduğunu bilerek; herkese rahmet nazarıyla bakabilecek temiz, aydınlık bir gönle sahip olmak için Rabbimizin: “… Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Her nerede olursanız yüzünüzü onun tarafına çeviriniz…” (K. Kerim Bakara Sûresi, ayet 2/144) ayetine uyarak günde beş defa Kâbe’ye yönelmekteyiz. Biz, Kâbe’ye dönerken aslında Rabbimizin emrini yerine getiriyoruz. Yoksa bazılarının yazdığı ve söylediği gibi Kâbe’ye tapınmıyoruz. Hz. Ömer'in:  "… Ben biliyorum ki sen bir taşsın. Fayda veya zarar veremezsin. Allah’ın Rasülü’nü seni öperken görmeseydim, seni öpmezdim’ dediği ve öptüğü…” gibi biz Kâbe’ye tapmıyoruz, yalnız ve yalnız Allah’a kulluk yapıyoruz. (Buhari, Sahih, K. Hac, bab 57) Medine’ye hicretten önce Kudüs'e dönüyorduk, Rabbimizden emir geldi, Kâbe'ye döndük. Yoksa "Doğu da onundur, batı da." (K.Kerim Bakara Sûresi, ayet 2/115) Mekke'de bulunanlar Kâbe'ye yönelirler. Mekke dışında bulunanlar ise Kâbe tarafına yönelirler. Biz de Nemrut gibilerin yolunda yürüyenleri gördükçe, kara kalpliliğin ne olduğunu bilerek; herkese rahmet nazarıyla bakabilecek temiz, aydınlık bir gönle sahip olmak için Rabbimizin: “… Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Her nerede olursanız yüzünüzü onun tarafına çeviriniz…” (K. Kerim Bakara Sûresi, ayet 2/144) ayetine uyarak günde beş defa Kâbe’ye yönelmekteyiz. Biz, Kâbe’ye dönerken aslında Rabbimizin emrini yerine getiriyoruz. Yoksa bazılarının yazdığı ve söylediği gibi Kâbe’ye tapınmıyoruz. Hz. Ömer'in:  "… Ben biliyorum ki sen bir taşsın. Fayda veya zarar veremezsin. Allah’ın Rasülü’nü seni öperken görmeseydim, seni öpmezdim’ dediği ve öptüğü…” gibi biz Kâbe’ye tapmıyoruz, yalnız ve yalnız Allah’a kulluk yapıyoruz. (Buhari, Sahih, K. Hac, bab 57) Medine’ye hicretten önce Kudüs'e dönüyorduk, Rabbimizden emir geldi, Kâbe'ye döndük. Yoksa "Doğu da onundur, batı da." (K.Kerim Bakara Sûresi, ayet 2/115) Mekke'de bulunanlar Kâbe'ye yönelirler. Mekke dışında bulunanlar ise Kâbe tarafına yönelirler. Bütün peygamberlerin kurduğu şehirlerde merkeze mescid/ cami koyulur. Medine’deki Mescid-i Nebevi örneğinde olduğu gibi. İmam, Allah’ın temsilcisi değil, bütün Müslümanlar, bilgileri oranında Allah’ın dininin tebliğcisi, açıklayıcısı ve nasıl yaşanacağının örnek insanıdır.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız