ÜLKEMİZDE SİYASET VE KAMU YÖNETİMİ İLİŞİKİLERİ HAKKINDA! - Fehmi BÜYÜKKARAGÖZ
Günümüzde siyaset, dürüstlükten ve ahlaktan uzaklaşarak devlet imkânlarını paylaşma mücadelesine dönüşmüştür. Yalanın, aldatmanın, çıkarcılığın hâkim olduğu bir tablo görünmektedir. Siyaset, bir milletin kabul ettiği hedefe ulaşmanın ilim ve sanatıdır. Kamu yönetiminde siyasetin etkisi ehliyet ve liyakati yok etme riskini taşımaktadır. Kamuda maddi kaynakların ve zamanın etkin kullanımı insan kaynaklarının verimli kullanımına bağlıdır. Yöneticilerin nitelikleri ve buna bağlı olarak sergiledikleri tavır ve davranışları maiyetlerinde çalışan personelin davranışlarını ve verimliliklerini önemli derecede etkiler. Kamu yönetiminde kariyer ve liyakat, hukuk düzeni, adalet ve hakkaniyeti, dürüst çalışmayı, başarı ve yükselmeyi engelleyici uygulamalardan kaçınmalıdır. Yönetimde güven denetimde şüphe esastır! Ülkelerin ve kurumların geleceğinin başarısı nitelikli insan kaynağından kamu yönetiminden geçtiği unutulmamalıdır. Kamu yönetimindeki yöneticilerin ahlaki ve etik değerlere sahipliği çok önemlidir. Ahlaki ve etik değerlere sahip bu kişiler güvenilir kişilerdir, astlarını satmazlar, temsil harcamalarında son derece titiz davranırlar. Yaptıkları işin şeffaf olmasına dikkat ederler, kamu gücünü şahsi hiç bir işlerinde kullanmazlar, uzlaşma kültürüne dikkat ederler, insan yetiştirirler, çözüm odaklı olan bu yöneticiler devlet ve millete hizmette çözdükleri hiç bir işte şahsi menfaat gütmezler. Ciddiyet ve disiplin başarı anahtarlarıdır. Maalesef bugün kamu yönetimdeki yöneticilikte ağırlıklı olarak her şeye tamam diyen siyasi etki ağırlıklı bir anlayış kültürü hâkim olmuştur. Yanlış hiç bir şeye itiraz etmeyen yöneticiler kurumları başarısızlığa götürürler. Kamu yönetiminde yıllardır çok başarılı işler yapıp siyasi saiklerle görevden alınan çok sayıda yönetici vardır. Başarılı yöneticiler sürekli astlarını yetiştirirler ve liderlik özelliği taşırlar. Her yetenekli kişi yönetici olamaz. Liderlik hem "Vehbi ilim "hem "kesbi ilimdir." Bu iki özellik birlikte olması gerekir. Kesbi bilgi; akıl yürütme düşünme, derinliğine araştırma yoluyla elde edilen bilgidir. Vehbi ilim ise; insanın ilim öğrenmek için çalışma ve gayretin sonunda öğrenilmesi gereken ilimlere tam manasıyla vakıf olduktan sonra bununla amel ederek ihlasla ilmin gereğini yerine getirenlere Allah'ın verdiği anlayış ve kalbine ilham ettiği manevi ilimdir. Kamu kurumlarında pasifize edilmiş liyakatli birçok personelin hala var olduğu siyasetin kamu üzerindeki etkisi ile unutulmuştur. Kamuda nitelikli kişilerin yönetici yapılabilmesi için bazı tedbirler alınmalıdır. Günlük değil uzun vadeli planlar yapılmalıdır. Ülkemiz kamu yönetiminde başarılı olmak için mutlaka ahlaki ve etik değerlere sahip liderlik özelliği taşıyan kişilerin belirlenerek yetiştirilmesi, pasifize edilmiş liyakatli personelden istifade edilmesi şarttır. Üst kademe yöneticiliği için kanunen aranan tahsil ve hizmet şartları dışında siyasi saikler değil yeni kriterler getirilmelidir. Alt ve orta derece yöneticilerinin seçiminde gösterilen hassasiyetler üst düzey yönetici seçiminde de gösterilmelidir. Atamaya yetkili ve etkili amirlerin karar sürecinde kendilerine intikal ettirilen talepler ile baskıların ve ön yargılarının etkisinde kalmaları önlenmelidir. Siyaset -yönetim ilişkileri parlamenter demokratik rejimlerde özellikle ülkemizde bürokratik ve politik yaşamın bir gerçeğidir. Politik kişi ve politik siyasal güçler aynı zamanda bir çıkar gurubu ve etkili bir baskı unsuru olabilmektedirler. Herhangi bir objektif ölçüyü dikkate almaksızın sadece bu unsurların talepleri doğrultusunda işlemler yapılması, güçlülerin menfaatlerini ön plana çıkarır. Bu durumda kariyer ve liyakati, hukuk düzenini, adalet ve hakkaniyeti, dürüst çalışmayı, başarıyı ve yükselmeyi engeller. Sonuçta da kamu yönetiminde millet te devlet te zarar görür ve kamuda hizmetler geride kalır. Devlet dürüst kalmak isteyen kişinin dürüst kalabileceği hukuki ve fiili asgari şartları hazırlamalıdır. Genellikle kamu kurumlarında hâkimiyet kurmuş bazı meslek gurupları vardır. Bu hâkimiyete izin verilmemelidir. Bürokratik oligarşinin önüne geçilmelidir. Statükonun sürmesi kaliteyi ve verimliliği artırmaz. Kamu yönetiminde etiketçi yönetimin bunu yönetenler için bir bedeli yoktur. Bedelini millet öder. Yönetime atanmanın bedeli etiket olmamalıdır. Çıkar guruplarının ve güç odaklarının etkisi ile atanan yetersiz yöneticiler, güç karşısında eğilirler, güç odaklarından gelen talepleri karşılamak için azami gayret gösterirler, bulundukları makama gelmelerini sağlayanlara karşı kendilerini borçlu hissederler ve yetki alanlarında borçlarını ödemeye uygun uygulamalar yaparlar. Kamu yöneticisi için esas olarak çalıştığı kuruma ilişkin mevzuat bilgisi önemlidir. Kamuda herhangi bir birimde yönetici olan kişinin bu alana ilişkin mevzuatı bilmesi şarttır. Aksi takdirde astlarının esiri, üstlerinin oyuncağı olurlar. Kamu yönetiminde zayıflığın önemli sebeplerinden birisi yöneticilerin mevzuata göre "hangi işleri yapması gerektiğini" veya "nasıl yapması gerektiğini " bilmemesi veya nasıl yapılması gerektiğini bilmemesi, bazen de "bilmediğini bilmemesi" ve mevzuatı hiç önemsememesidir. Kamuda ülkemizin lider yönetici ihtiyacı malumdur. Her kurum verimliliği yakalayabilmek için gerekli tedbirleri almalıdır. Günümüzde her yönetici başarılı olabilmek için liderlik özelliğine sahip olmalıdır. lider yöneticiler, organize etmek, sorumluluk ve risk almak, düşünce ve davranışlarında tutarlı olmak dürüst olmak, vizyon ve misyon sahibi olmak, sorun çözme ve süratli karar verme yeteneğine sahip olmak, ekip kurmak, ekip adamı olmak, ekip çalışması oluşturmak, zamanı iyi kullanmak, sürekli ve devamlı kendini geliştirmek ve yenilemek zorundadırlar. Ülkemizde kamu idaresinin verimli ve etkin çalışmamasının sebebi, kurumlarda yeteri sayıda nitelikli yönetici bulunmaması, merkezden yapılan genelgeler ve kaynakların etkin kullanım ve verimliliği sağlamaması, karar vericilerin ön yargıların etkisi altında kalması gibi nedenlerdir. Kamu yönetimimizde etiketçi yaklaşım terk edilmeli, lider nitelikli liyakatli yöneticilerin seçilip atanmalarını sağlayacak bir sistem uygulanmadığı ve öncelikle yönetici problemi çözülmediği takdirde kamu kurumlarınca belirlenmiş olan vizyonların zamanla birer illüzyona dönüştüğü acıyla anlaşılacaktır. Tecrübeler bunu göstermiştir. Ülkemizde particilik, çıkarcılık, akrabalık üzerine kurulu düzen acilen terk edilmelidir. Akrabalık, particilik, çıkar ilişkisi sebebiyle makam dağıtmak emanete ihanettir. Emanet ehline verilmeli, hem temsilde hem istikrarda adalet gözetilmeli adalet ve ortak akıl esas olmalı istişareye önem verilmelidir. Ülkemiz kamu yönetiminde yeni bir kamu yönetimi anlayışı ile yeni düzenlemeler yapılmalı, geleceğimiz güvence altına alınmalıdır.