Türk Dünyası Vizyon Belgesi: Söylemden Eyleme

Yayınlanma: 23.12.2025 12:18 Güncelleme: 23.12.2025 12:21

    2023’le birlikte başlayan Türkiye Yüzyılı; eğitim, politika, teknoloji, kültür gibi alanlarda yüzyıla hem yön veren hem de anlam ve değer katan başlangıçlara sahne oldu. Bu kutlu dönemin kapısını araladığımız ilk günlerden itibaren Türkiye’de stratejik, diplomatik ve kültürel öneme sahip pek çok gelişme meydana geldi. Eğitimde yerli ve millî hassasiyetlerle modern yaklaşımları birleştiren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulamaya geçirilmesi bu alanda atılan ilk ve önemli adımlardan biri oldu. Savunma sanayiinde daha önceki senelerde başlayan atılımlara yenileri eklendi. Türkiye Yüzyılı’nın ilk yılları bir yandan ülke içinde önemli gelişmelere ev sahipliği yaparken diğer yandan da Türk dünyasına yönelik gerçekçi, birleştirici ve yol gösterici kararlara imza atılan bir dönem oldu. Bunun ilk adımı alfabe konusunda yaşandı. 11 Eylül 2024 tarihinde Bakü’de kabul edilen Ortak Türk Alfabesi ile Türk dünyası yıllar sonra tekrar güçlü bir şekilde bir araya gelme imkânı elde etti. Azerbaycan’ın başkentinde varılan mutabakat neticesinde “Birlik ve beraberliğin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikârdır. Bunun ilk adımı, alfabe birliğini sağlamaktır.” diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği hedefe giden önemli bir eşik geçilmiş oldu. Kültür dünyamızda çığır açan bu kararı takip eden günlerde AK Parti, kendi bünyesinde Türk siyasetinde ilk olan bir yapının kuruluşunu gerçekleştirdi. 23 Şubat 2025 tarihinde yapılan parti kongresinde Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı ihdas edildi. Yönetim ve strateji alanlarındaki çalışmalarıyla öne çıkan Prof. Dr. Kürşad Zorlu, bu mukaddes ve aziz davanın yükünü omuzlayan isim oldu. 3 Kasım 2025 tarihinde UNESCO’nun kadim Türk-İslam şehri Semerkant’ta kabul ettiği 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü ise Türk ve dünya tarihine altın harflerle yazılan bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. AK Parti Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı, bu anlamlı günde Türk Dünyası’nın geleceğine yön veren vizyon belgesini açıkladı. Kamuoyu ile paylaşılan metinde (195 s.), önce Türk Dünyası’nın mevcut durumu gerçekçi ve bütüncül bir anlayışla analiz ediliyor. Ardından ekonomiden güvenliğe, diplomasiden kültür ve sanata, eğitimden ulaştırmaya, çevre ve iklim politikalarından teknolojiye, iletişimden spora, enerjiden sağlığa her alanda ufuk çizen tespit ve tekliflere yer veriliyor. Yer yer tablo, grafik ve şekillerle desteklenen vizyon belgesi, ülkemizin her bir ferdini Cumhurbaşkanımızın 6 Kasım 2024 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne damga vuran şu sözüyle karşılıyor: “Önümüzdeki dönemi Türk Dünyası Yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışacağız.” Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda Türk Dünyası Yüzyılı hâline getirmeyi hedefleyen bu düşünce, son iki asrını büyük tarihinin kendisine yüklediği misyondan uzak, öz gücünün farkında olmadan ve pasif bir vaziyette geçiren bir milletin uyanışına vesile olacak.  Vizyon belgesi; kurumsallaşma, sürdürülebilirlik, inovasyon, iş birliği, dijital dönüşüm, ortak akıl ve irade, kalkınma gibi temel ilkeler üzerine inşa edilmiş. Türkiye ile birlikte Macaristan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hayat verdiği bu oluşumda Türkiye’nin sahip olduğu güç, bu birliktelikte üstleneceği görev ve oynayacağı rol somut bir şekilde ortaya konmuş. “Türk devletleri arasında çok boyutlu iş birliğini kurumsallaştırarak enerji, ticaret, ulaştırma, teknoloji ve kültür alanlarında entegrasyonu derinleştirmeyi ve küresel düzeyde ortak hareket kapasitesini artırmayı” hedefleyen belgede temel strateji; kısa, orta ve uzun vadeli planlarla Türk dünyasını küresel sistemde büyük bir aktör hâline getirmek şeklinde belirlenmiş. Çok sayıda uzman ve bilim insanının emeğiyle vücut bulan metinde sahadaki gerçeklerle masadaki bilgi ve birikimin bütüncül bir bakış açısıyla bir araya getirildiği görülüyor. Ortaya konan fikirlerin çeşitli verilerle desteklenmesi, her başlıkta ölçülebilir, hatta hesap verilebilir hedeflerin konması raporun arkasında ne yapmak istediğini bilen, kararlı bir iradenin varlığına işaret ediyor. Bütün bunlar, elimizdeki çalışmanın hamasi duygularla değil realist, rasyonel, geçmişteki hatalardan dersler çıkarmış, aynı zamanda gerçekleştirilebilir ve sürdürülebilir bir eylem planını merkeze aldığını açık bir şekilde gösteriyor. Sonuç ve Değerlendirme Bölümü’nde de ifade edildiği üzere, elimizde söylemi değil eylemi, durağanlığı değil dinamizmi, ayrışmayı değil birleşmeyi, bölünmeyi değil bölüşmeyi ısrarla vurgulayan bir değerler ve politikalar manzumesi var. Türkiye ile beraber Türk Dünyası’na gerçek kimliğini hatırlatan, onlara yeni görev ve roller veren, tarihle geleceği birleştiren bu vizyon belgesinin insanımız tarafından satır satır okunması ve değerlendirilmesi gerekiyor. Dünyada yaşanan son gelişmeler; aynı duygu ve düşünceyi paylaşan, müşterek değerlere sahip kitlelerin birbirine daha sağlam bir şekilde bağlanmasını zorunlu kılıyor. Yıllar önce Gaspıralı İsmail’in “Dilde, fikirde, işte birlik” biçiminde özetlediği ülkü, bugün çok daha büyük önem ve anlam ifade ediyor. İşte bu hissiyatla kaleme alınan vizyon belgesi, Türk Dünyası Yüzyılı’nın yol haritası olarak büyük Türk dünyasına rehberlik ediyor.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız