TEVEKKÜL’ KONUŞULDU
SABAH NAMAZI BULUŞMALARINDA ‘TEVEKKÜL’ KONUŞULDU
Karaman’da bu kez Sabah Namazı Buluşmalarında Tevekkül Konuşuldu. Karaman’da faaliyet gösteren Cihannüma Derneği Karaman Şubesi tarafından düzenlenen Sabah Namazı Buluşması Aktekke Camisinde eda edilen namaz sonrası Hatuniye Medresesinde devam etti. Şaban Yıldızlı Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program KMÜ İslami ilimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nasseruddin Mazhari’nin Hadis Sohbeti ile devam etti. Mazhari konuşmasında; “Çok kısa bir şekilde ifade edecek olursak, anlamlı tevekkül çalışarak Allah’tan karşılık beklemektir. Anlamsız tevekkül ise yan yatıp dini ve dünyevi sorumlukları Allah’a havale etmektir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “İnsana ancak çabasının karşılığı vardır”… Bu ayete göre insana ancak çabasının karşılığı vardır. Bu ayet insanın hem maddi hem manevi çabayı kastediyor. Yani insan dünyevi işlerde tembellik edip çaba göstermezse asla karşılık alamaz. Hiç çaba göstermeden birisi bir şey elde edip sonra: “ben tevekkül ettim Allah (c.c) bana verdi” diyen kişi aslında Allah’ın yeryüzündeki cari olan kanunu anlamamış demektir. Çaba ve zahmet çekmeden elde edilen şey istisnadır, kaideyi bozmaz. Tevekkül, çaba ile birlikte anlam kazanır. Mevlana diyor ki: Bulut ağlamadan yeryüzü gülmez, çocuk ağlamadan anne süt vermez. Bereket hareket ile birlikte gelir. Allah (c.c) Veduttur. Yani sonsuz merhamet sahibidir. Kullarını son derece sever. Dünyada koyduğu kurallara uygun bir şekilde davranan kimseleri sever. Bu şefkatini Allah (c.c) bir hadisi kutside şöyle anlatıyor: Ey insanoğlu! Benim saltanatım olduğu sürece hiçbir saltanat (makam, varlık) sahibinden korkmayacaksın. Benim saltanatım ise asla bitmeyecektir. Ey insanoğlu! Rızkın darlığından asla korkma! Çünkü benim hazinelerim dopdoludur. Hazinelerim ise asla tükenmeyecektir. Ey insanoğlu! Seni ibadet için yarattım, öyleyse oynama. Rızkına da ben kefil oldum, öyleyse yorulma! (yani kalbinle yorulma, zihninle yorulma, cisminle yorul, kalbini rızk korkusu meşgul etmesin) izzetim ve şanıma yemin olsun ki; eğer rızıktan sana biçtiğim pay ile razı olursan senin kalbine ve cismine rahatlık veririm. Böyle yaparsan seni seveceğim. Eğer sana biçtiğim paydan razı olmazsan, izzetim ve şanıma yemin olsun ki dünyayı sana öyle musallat ederim ki çöllerde vahşi hayvanların koşuştuğu gibi dünya peşine koşarsın. Yine de sana biçtiğim paydan daha fazlasını elde edemeyeceksin. Ey insanoğlu! Yarının (amelini) ibadetini senden istemediğim gibi yarının rızkını da benden isteme! (yani kalbini meşgul etme, yoksa Allah’tan Müslüman her şeyi her zaman ister, istemeli de). Ey insanoğlu! Ben seni seviyorum. O zaman sana olan hakkımdan dolayı sen de beni sev. Dünyalık iyidir. Ama kalbi meşgul ettiğinden, kulu Mevla’sından alı koyduğu için yerilmiştir. Mevlana’nın dediği gibi: dünyalık Allah’tan gafil olmak demektir. Altın, gümüş, evlat ve hanım (kötü) değildir”. Büyük mutasavvıf Şibli Numanî şöyle der: “Seni Mevla’dan alıkoyan ne varsa o senin dünyandır”. Onun için Allah (c.c) Kur’an’da mal ve evladı fitne olarak nitelendirmiştir. Yoksa dünyalık kötü değildir. Hz. Peygamber (s.a) Abdurrahman b. Avf ile ilgili şöyle demiştir: “Salih olan kula helal olan mal ne kadar da güzeldir!” Allah (c.c) kalpleri her hâl-u karda Allah’a bağlı olan ve ibadetlerinde titiz olan sahabeyi şöyle tavsif etmiştir: “onlar öyle kimselerdir ki onları ticaret ve alışveriş Allah’ın zikrinden alıkoymaz”. Değerli dinleyiciler! Dünyanın her köşesinde şuan batıl inancını, fikrini yayma çabasında olan çok sayıda insanlar vardır. Hatta bazıları inançlarının ve fikirlerinin batıl olduğunu bile bile ve Allah’tan hiçbir karşılık beklemeksizin aylarca belki senelerce her türlü zahmeti çekmektedirler. Yılmadan bıkmadan insanları inandırmaya çalışmaktadırlar. Mesela lüks ve müreffeh ülkelerini terk edip Afrika’nın her köşesinde Hristiyanlığı yaymaya çalışan binlerce rahip ve rahibe vardır. Onlar bu batıl inançlarını yaymak için ve insanları sömürmek ve saptırmak için bu kadar uğraşırken, biz Müslümanlar olarak bu kritik şartlarda her şeyi Allah’a havale edip yan yatarsak ve üzerimizdeki mesuliyeti yerine getirmezsek vebalin altından asla kalkamayız. Bu hususa Allah (c.c) şöyle ifade ediyor. “ ...Onlar (müşrikler) Allah’tan bir şey ummazken (karşılık beklemezken) siz bekliyorsunuz”.’dedi. Program Şubat ayında okunan hatmi şeriflerin duasıyla sona erdi.