TARAFTARIM

Yayınlanma: 08.07.2025 15:37 Güncelleme: 08.07.2025 15:37

Din olarak İslam’ın tarafındayım. Peygamber olarak bütün peygamberlerin tarafındayım. Kitap olarak Kur’an-i Kerim tarafındayım Ama hakkın, İslam hukukunun, İslami adaletin, İslam ahlakının, barışın, sevginin, afvın, muhabbetin ve İslam’ın bildirdiği her türlü hayrın, iyiliğin, güzelliğin tarafındayım. İslam’a aykırı olmayan ve insanlığın günlük hayatını kolaylaştıran her devletin, her milletin, her ırkın iyi işlerinin de tarafındayım. Annenizi babanızdan daha fazla sevebilirsiniz. Babanızı annenizden daha fazla sevebilirsiniz ama bu sevginiz, haklı olanın yanında olmaya engel olmamalıdır. Hangisi haklı ise onun yanında olurken diğerinin karşısında değil, siz hakkın yanındasınız; babanızı yine sevmeye devam edeceksiniz. Yakın akrabalar, komşular, köy, mahalle ve devletler arasında da hep haklının yanında yer alırken hakkın yerini bulması için çalışınız. 06.07.2025 tarihli Dünya gazetesinden naklen Millî Gazete 07.07.2025 tarihinde yayınladığı habere göre BBC çalışanları, Genel Müdür Tim Davie ve İcra Kurulu Başkanı Deborah Turness’e yazdıkları uzun mektupta, çalışanlar, şu ifadelere yer veriyorlar:  “BBC’nin İsrail hükümeti ve ordusu için PR yaptığı çok sık hissedildi. Bu, BBC’deki herkes için büyük bir utanç ve endişe kaynağı olmalı.” “BBC’den taraf olmalarını istemiyoruz. Haberleri şeffaf bir şekilde ve bağlamıyla birlikte sunmamıza izin verilmesini talep ediyoruz.” İngiltere’nin Yahudilerden çektiğini hiçbir devlet çekmemiş. 18 Temmuz 1290’da Birinci Edvard döneminde çıkartılan “İngiltere’de bir tek Yahudi kalmayacak” fermanıyla ülkeyi Yahudilerden temizlemişler. Tam 367 yıl ülkeye sokmamışlar.  Ferman 1657 yılına kadar yürürlükte kalmış ve Oliver Cromwell döneminde yürürlükten kaldırılmış ama hep kontrol altında tutmuşlar. Yine zararlı olmaya başlayınca 1917 yılında İngilizler Filistin’i işgal edince hem bu Siyonistlerden kurtulmak hem de Müslümanları kontrol etmek için Siyonistlere, “Sizi sürüyorum” dememiş, “Size bir ülke veriyorum” demiş ve gemilerle taşımış. BBC’nin onları sevmesinden değil, onlar yeniden İngiltere’ye gelmesinler diye İsrail’in tarafını tutarlar. İngilizlere göre öldürürse de kâr, ölürse de kâr. Biz dinimizi, dostumuzu, düşmanımızı, İslami kurallara göre belirleriz. Rabbimiz buyurur: “Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve akrabanız aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti yerine getirenlerden olun. İster zengin, ister fakir olsun fark etmez. Allah onlara daha yakındır. Adaletten yüz çevirerek nefsin arzusuna uymayın. Şayet dilinizi eğer veya yüz çevirirseniz, iyi bilin ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa süresi ayet 4/135) Yani biz, her yerde, her durumda, İslam’a göre doğrunun yanındayız. Aydın Doğan döneminde Hürriyet gazetesinde, haberlerin yayınlanmasında önemli bir yerde çalışan arkadaşıma sordum, “Aydın Doğan veya onu temsilen birileri size yayınlar hakkında talimat verir mi?” dediğimde, “Hayır vermez ama sen o gazetede çalışmayı hedeflemişsen sen gazetenin istediği kıvama gelmişsin demektir. Ve sen gazetenin havasına göre haberleri yorumlu vermeye başlarsın” anlamında açıklamıştı. BBC’ye girerken durumun o olduğunu biliyordunuz, başka sebeplerden dolayı bahane üretmeyiniz. Türkiye’de de, bazıları hâlâ “Yaptığım işin yanlış olduğunu biliyorum ama evliyim, çocuklarım var, mecburum” demeye devam     “… Onların dünya hayatındaki geçimliklerini biz taksim ettik.” (Zuhruf süresi ayet 43/32) Tezgâhta duran ekmeğin sizin kısmetiniz olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer o ekmek sizin nasibiniz ise sizin onu elde etme yolunuz da doğru olmalı. Onu para vererek almak var, onu çalmak var, o ekmeği bıçak zoruyla almak da var. Biz, parayla almaya dikkat edeceğiz, çalarak yiyen de karnını doyurur ama haram yemiş olur. Nasibinizi helal yollardan aramaya taraf olunuz. Allah celle celalüh, hesap etmediğiniz yerden sizi rızıklandırır.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız