TARAFSIZ HAKİM OLABİLİR Mİ?

Yayınlanma: 19.09.2016 14:55 Güncelleme: 19.09.2016 14:55

TARAFSIZ HAKİM OLABİLİR Mİ? Mahmut TOPTAŞ 27 Mayıs 1960 yapanların hazırladığı Anayasa, Menderes’i asan zihniyetteki insanlar tarafından hazırlanmıştı. Menderesi seven hakimler, Menderesi asan kişilerin hazırladığı Anayasa ve ona uygun hazırlanan kanunlarla karar verirlerken nasıl davranacaklar? 12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan Hukuk fakültesinde okurken dayak diyen, yaşı büyültülerek asılan çocukları gören ve duyan hakimler, Kenan Evren ve çevresindekilerin hazırlattığı Anayasaya gönülden inanarak nasıl karar verecekler. O günden bu güne kadar, sağcı, solcu, muhafazakar hükümetlerin çıkardığı kanunlara muhalefet eden bir zihniyete sahip kanun adamları nasıl bir ruh haliyle kararlarını verecekler. Akşam aleyhinde konuştuğu kanun maddesine dayanarak gündüz karar verme durumunda olan kanun adamlarına da yazık oluyor. Kanun mecliste hazırlanırken yanlışlığını savunduğu kanun maddesi bir kişinin parmak fazlalığıyla kabul edilince hemen onunla karar verip insanlara zarar verdiğine inanan hakim, kalem kırmasın da ne yapsın. Kör, fakir ve bekâr bir adama sormuşlar: “Allah’ın senin bir tek duanı kabul edeceğini bilsen ne isterdin?” demişler.  “Çocuğumu bir küp altın sayarken görmek isterdim” diye cevap vermiş.  Biz bu dünya yolculuğumuzda bir milyondan fazla okuduğumuz Fatiha süresinde Rabbimize “Ancak Sana kulluk yaparız ve ancak Senden yardım isteriz” dedikten sonra bütün istekleri içine alan bir istekte bulunuyoruz. O da Allah’ın Peygamberlere, sıddıklara, şehitlere ve salih insanlara bir ni’met olarak lütfettiği doğru yoldur. Barışta ve savaşta, dosta ve düşmana karşı, ticarette, siyasette, komşuluk ilişkilerinde, arkadaşlıklarda, ilim hareketlerinde, fikir hareketlerinde vs.. her yerde hava gibi, su gibi lâzım olan doğruluk.  Peki ama kimin doğrusu? sorusu bütün dünyada tartışmaya açılmış durumda.  Irkları, dilleri, dinleri, bölgeleri, gelenek ve görenekleri ayrı ayrı olan yedi milyar insanın hangisinin dediği doğru?  Hindistan’da başbakan bayan Gandi öldürüldüğünde cesedini oğlu Rajiv, başbakan olarak kendi elleriyle yakarken bir milyarlık Hindistan göz yaşlarıyla onayladılar ve demokratik bir yakma merasimi gerçekleştirdiler.  “Dünya dönüyor” dediği için Engizisyon mahkemesi tarafından cezalandırılan Galileo (1564-1642) nun cezası o günün insanlarının çoğunluğu tarafından alkışlandığı için demokratik olmuştu. İki araba hırsızından biri arabayı satmaya gider. Akşam olunca hırsız arkadaşının yanına gelir. “Arabayı sattın mı?” sorusuna evet sattım diye cevap verir. “Kaça sattın?” dediğinde “Aldığımız fiyata sattım” dedikten sonra “Güven denilen şey kalmamış ki. Alıcı arabaya bir bineyim dedi gitti ve geri dönmedi. Doğruluk kalmamış ki” demiş. Günümüzde seçilmiş insanların parmak hesabıyla doğrular belirleniyor. Oylamada kaybeden taraf karşı taraftan parmak satın alıyor ve kendi doğrularını parmak çokluğuyla onaylatıyor.  Peki ama bunların hangisi doğru? Üçüncü, üç yüzüncü veya yedi milyarıncı olan bir kişi doğru söylüyorsa ama kendi parmağından başka parmak bulamıyorsa veya o bir parmağını da birileri kırıyorsa ne olacak? Peki başka yol var mı ki? Evet var. Fatiha süresinin son ayetinde Allah’ın gazabına uğrayanların ve sapıkların yolundan bahseder ve biz o yolu istemediğimizi ilan ederiz. Petrol için milyonlarca Müslümanın kanını akıtan, Güney Amerika’da yüz binlerce insanı öldüren, Vietnam’da, Afganistan’da, milyonları öldürenlerin, Afrika’nın yer altı ve yer üstü servetlerini sömürmek için onlara göz açtırmayanların yolunu istemediğimizi söylüyoruz. Biz, bizi yaratanın bildirdiği doğrularla hareket ederiz. Yaratanın koyduğu tabiat kanunlarına göre hareket ettiği, insanların müdahalesiyle bozulan dengeyi aslına çevirmek için yapılan çalışmaları tasvip ettiği, yeme, içme, giyme ve barınma yerlerinin tabii, organik olmasını istediği halde Yaratanın Kur’an’la bildirdiği doğruları kabul etmeyen bir hakim de inanmadığı doğrularla karar verme zorunda olmayacak mı? Sorusunun cevabı: hakimlerde aranan şartların başında “Müslüman olması” gelir.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız