TAM ZAMANI

Yayınlanma: 16.12.2024 13:04 Güncelleme: 16.12.2024 13:04

Terörün en şiddetli olduğu zamanlarda, rakımı iki binin üzerinde bir köyde sözleşmeli imam olarak görev yapan biri anlatmıştı: “Küçük bir köyde namaz kılmayan kadın veya erkek yok. Beş vakit namazı, cemaatle kılmaya dikkat ediyorlar. Cemaatten birinin oğlu, dağda terörist, diğer oğlu korucu; bir anlam veremedim, kimseye de soramadım.” Kasım 2018’de Şırnak, Hakkâri, Van illerimizin imamlarına konuşmalar yaptım. “Yüz elli bin nüfuslu bir şehirde, namaz kılmayan insan yoktur; belki vardır ama kılmadığını kimse bilmez” dediler. Bunun sağlamasını müftüden ve başka birkaç imamdan da sordum ve doğru olduğunu söylediler. Böylesine sağlam Müslüman bir anne ve babadan doğan ve haklı haksız nedenlerden dolayı dağa çıkarılan, emir üzerine tanımadığı insanları öldüren, buna rağmen elli yıldır hedeflediklerine varamadığını da gören, yaptığı bu işin yanlışlığını anlayan, örgütten kurtulmanın yollarını arayan tüm teröristlere çağrımdır: Tam zamanı, hemen, gruplar halinde “Türkiye’ye dönün” desem size ağır gelebilir. Hemen, hiç burmadan “Suriye Milli Ordusu’na katılın” derim. Namazlarının arkasından size dua eden ananızı, yanan bağrının dumanı görülmeyen babanızı, memnun edeceksiniz ve de inkârcı insanlar arasında sıkışıp kalan kalbinizi dinlendirmiş olacaksınız. Önümüze aş, elimize silah veren Batılılar, bizi birbirimize kırdırıyorlar. 1290 yılında İngiltere’de birçok Yahudi idam edildikten sonra geri kalanları, kral kararıyla sürgün edilirler ve ülkeye girişleri yasaklanır. Bu yasak 1600 yılına kadar devam eder. 1600 yılından sonra girerler, yine rahat durmayınca, İngiltere krallığı, birkaç defa Yahudi katliamı yapmış ama adayı tamamen Yahudi’den temizleyemeyince, 1850’li yıllarda “Size Filistin’de bir devlet kuralım” deyivermiş ve o günden bu güne kadar elini kana bulamadan Yahudi, Arap öldürür, Batı kazanır; Araplar, Yahudi öldürür; yine Batı kazanmaya devam eder. Molla Mustafa Barzani’ye (1903-1979) 1932 yılında Kürt devlet sözü verenler, o günden bugüne kadar kaç yüz bin Sünni Müslüman’ın ölmesine sebep olmalarına rağmen bir türlü onlara da devlet gelmedi ve hep Rus yanlısı bilinen Molla Mustafa Amerika’da öldü. İstekleri, arzuları, sönmesin, bize olan ümitleri kesilmesin diye ağızlarına arada bir baldıran tatlısı çalıveriyorlar ve ölme ve öldürmeye devam ettiriyorlar. Molla Mustafa Barzani’nin ortaya çıkış tarihi olan 1932 tarihinden bugüne kadar 92 yıl geçmiş. “Ölme eşeğim ölme, yaz gelsin yonca biçeyim” taktiği devam ediyor Hani Abdürrahim Karakoç merhumun, Türk adalet sisteminden şikâyet eden “Hakim Bey” şiirinde dediği, “Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ. ...... Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.” gibi.  “Sıkın dişinizi” diyorlardır. Ehl-i sünnet ve Kürt olan Barzani ve Talabani yandaşlarına yine aynı taktikle ehl-i sünnet ve Kürt olan Şeyh Osman’ın adamlarını öldürttüler. Hem Arap, hem ehl-i sünnet olanla yine hem Arap hem ehl-i sünnet olanı birbirine kırdırdılar. Hem Kürt hem Alevi olanla, yine hem Kürt, hem Alevi olanı karşı karşıya getirdiler. Hem Arap hem Alevi olanla yine aynı durumda olanı kapıştırdılar. Ehl-i sünnet Türk’le ehl-i sünnet Kürt’ü birbirine kırdırıyorlar. Alevi Türk’le Sünni Türk’ü birbirine düşman yaptılar. Sünni Türk’le yine Sünni Türk’ü karşı karşıya getirdiler. Hangisini dinlerseniz onun haklı olduğuna kanaat getirirsiniz. Ondan gördüğü zararı ülkesini işgal eden gavurdan görmediğini söylerler. Hatta o gavur öyle sinsi ki, düşman ettiklerinin arasını bulmak için çok çabalıyor konumunda bile gösteriyor kendisini. Çamur yollarını asfalt yapıvermiş. Yol üzerine Mescid-i Dırar yapıvermiş. Peki de bu gavur gelmeden önce, siz birbirinize böyle düşman mıydınız? Hayır. Zalim Saddam zamanında, otuz yılda otuz bin adam öldürebildiği halde (Ki, bir tane bile olsa, “bütün insanlığı öldürmüş gibidir” diyor Kur’an’ımız) bu gavur geleli yalnız bir yılda Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman’ı Sünni-Alevi demeden öldürdü mü? Evet. Bu gavur gelmeden önce bir Türk veya Kürt, Kerkük’ten Kerbela’ya güven içinde gidip geliyor muydu? Evet. Kerbela’daki Aleviler, Amerika karşıtı veya Amerika yandaşı diye ikiye ayrılmış mıydı? Hayır. Öyle ise biz, haklılığımızı veya haksızlığımızı tartışmadan önce Müslüman’a silah doğrultmaktan vazgeçeceğiz. Muhammed Ali Clay, dünyanın gelmiş geçmiş en sevimli en iyi boksörü ünvanını alınca Amerika onu askere alıp Vietnam’da savaşa göndermeye karar verdiğinde, “Ülkeme zararı olmayan, sınırımız bulunmayan ve benim hiç tanımadığım insanları neden öldüreyim” diyerek gitmedi ve Amerika devleti ona beş yıl boks yapma yasağı getirdi. “Bu yasak ne yapar ki” demeyin, uzmanlarının bir kısmının hesabına göre Muhammed Ali, elli milyon dolar kaybediyor, bir kısmına göre 100 milyon kaybediyor. En azı elli milyon olsun. Yeni girdiği İslam dininin yasağını çiğnememek için, tanımadığı bir insanı öldürmemek için elli milyon dolar kaybetmeyi göze alacak biri, ülkemizde mutlaka vardır ama ben bilmiyorum. Kendime güvenmiyorum, Allah beni böyle bir durumla karşılaştırmasın.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız