SIRA BİZDE!

Yaklaşık iki aydır siyasi parti kurumları ve adaylarının tanıtım, program ve seçim kampanyalarını (gönlüm okuduk demeyi istese de) izledik. Öyle ki! Adaylar sosyal medya ağlarının hepsini aktif bir şekilde kullandılar. Bu ağda iyi olana itibar edecek seçmen kitlesine benim söyleyecek çok fazla sözüm olmamakla birlikte; tiktok’lu seçim kampanyalarının bir kesim seçmen kitlesinde ciddi bir karşılığı olduğunu da gördük. Hal böyle olunca adaylar bu seçim kampanyalarında, bol bol tiktok videoları ile seçmenlerine ulaşmaya çalıştılar.  Seçim dönemlerinde her siyasi kurum ve adayları kendilerine bir reklam ajansı seçer. Daha sonra basın organlarına bedeli karşılığında ajanslarının servis ettiği haberi paylaşırlar. Özellikle son bir aydır her yayın kuruluşunda aynı haberlerin dönüp dolaşması malumunuz bu yüzden... Ne yazık ki usulü bu! Bu usul bir gün değişir mi? Görür müyüz? Hiç bilmiyorum. Bu seçime dair bildiklerime gelince; Bugünlerde herkesin cebinde bir seçim tahmini dolaşıyor. Bu da seçimlerin bir başka raconu bu topraklarda… Bu seçimlerde seçmen tablosundaki değişiklik nedir diye sorarsanız; Sakin ve derin sessizliği… Bu sessizlik hangi siyasi partiyi şaşırtacak, hangisine sürpriz olacak birlikte göreceğiz. Bir de Karaman’da ilk kez sandığa gidecek 15 bin 191 genç seçmen var. Seçimleri nasıl etkileyecekleri merakla bekleniyor. Taşeli'nin seçim sonuçlarını etkileyecek 30 bine yakın oy dağılımı ise bu seçimin kaderinde yine etkili olacak.  Bu seçim kampanyasında milletvekili adayları ile ilgili hiç haber dosyam olmadı. Bende Karamanlı seçmenler gibi milletvekili adaylarının seçim beyanatlarını okumakla yetindim. Her bir adayın Karaman için verdikleri sözleri de not ettim. Zira devir not etme devri…  Devri devranı bir yana, artık hayatın söylemek değil eylemek yeri olmasını istediğim çağımdayım. Çünkü ben bir yurttaşım, kadınım, anneyim, gazeteciyim... Naçizane vazifem vakti geldiğinde “Ne yaptınız?” diye sormak olur ancak...  Çünkü sözcükler bu dönemde maalesef biraz bedava, biraz da gırla…  Ancak vakti geldiğinde hiç şüphe yok ki eylemsizlik hep kalır akılda.  Adaylara gelince… Bu kampanya döneminde de hiç birinin çorbasını içmedim. Bu da benim kırmızı çizgim. Yoksa seçim kampanyaları dışında her biri sevdiğim, saygı duyduğum dostlardır, hepsiyle oturup çay içmişliğim vardır. Aralarından üç Karamanlı beni, bizi kızımın geleceğini temsil edecekler. Bunu layıkıyla yapmaları tek dileğim. Evine ekmek götüremeyenlerin helal oylarını rüsva etmesinler yeter!   Son bir haftadır “SIRA BİZDE” diye başlığını koyduğum köşe yazıma bir türlü başlayıp bitiremediğimi de fark ettim. Öyle afili sözlerle seçim kritikleri yapacak gücümün olmadığını hissediyorum. Arada şairlere sataşıyorum… Eyy.. Orhan Veli! diyorum; Umarım beni bu güzel havalar mahvetmiştir diye kendi kendime konuşuyorum. Sakinleşmek için burnumdan nefes alıp ağzımdan usulca veriyorum vermesine de; İçimdeki boşluğu bir yerlere sığdıramıyorum. Böyle zamanlarda bazen mahallenin ihtiyar heyetlerine uğrar, yapılacak işleri varsa ucundan tutarım. Hatice Teyzeye uğradım. Tel dolabını temizlemiş, tabaklarını yerleştiriyordu.  Hemen görevi devraldım, başka işleri için odaya geçti. Aklı bende biliyorum çok sürmedi ayar verdi: “Aynıları aynı yere, ayrıları ayrı yere koy emi!” Hatice teyzenin tel dolabında aynıları aynı yere, ayrıları ayrı yere koymam zor olmadı elbet… Günlerdir neden niye yazamadığımı bende biliyorum aslında… Sanırım bu seçimlerde Ezginin günlüğündeki o şarkı gibi pek çoğumuzun içinde “eksik bir şey var!” Halil Cibran der ki;  “Büyük insanın iki kalbi vardır. Biri kanar, biri dayanır” Bu günlerde hepimizin iki kalbi var sanırım… Biri kanıyor biri dayanıyor!  Evet, Sıra bizde! Yani seçmenin en büyük eyleminde… Seçimlerine ve kararlarına saygı duyulmuş bir seçim olması dileğimle, Ülkem ve milletim kazansın.