SEVGİLİ DOSTLARIM
Dünya tam anlamıyla bir kaosun içerisinde... İnsanların köleleştiği bir çağda yaşıyoruz. Savaşlar, açlık, adaletsizlik, haksızlık, hırsızlık, ahlaki çöküntü ve her türlü kirlilik hiç hız kesmeden ilerleyip giderken, bunlara bir de salgın hastalıklar eklendi. Bazı bilim adamları bu salgın hastalığın bile şüphelerle dolu olduğunu yazıp, söylemektedirler Kapitalizmin ve Neo-Liberalizmin korkunç vahşeti, silah tekelleri, ilaç ve gıda şebekelerinin küresel hegemonyası dünyayı ve insanları yaşanmaz hale getirdi. Pırıl pırıl bir dünya gibi sunulan bu fotoğraf karesinin neresindeyiz? İnsan nerede? İnsanlık nerede? Manevi dünyamız bir çölden farksız. İnsanlık o çölde bir yudum su bulma peşinde. Tüketen ve tükettikçe tükenen bir insanlık... Her sabah yorgun argın yatağından kalkan, saatlerinin büyük kısmını yollarda ve trafikte harcayan, akşama kadar koşup koşuşturan, en büyük dostu ve arkadaşı cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar olan, teknoloji tarafından esir alınmış, hiçbir anlam haritası kalmamış, sevgisiz, ümitsiz ve hedefsiz bir insan topluluğu... Hayatımızda güzele ve refaha doğru bir yaşantı sunacak ve içinde bulunduğumuz çölü ummana çevirebilecek bir gelişmeyi hasret kalmış sevgili gibi bekleyen insan ne zaman bu arzularına kavuşacak... İnsanlar eskiye göre daha çok mal, mülk sahibi olsalar da, daha mutlu, daha huzurlu olduklarını söylemek mümkün değildir. Sosyologların yaptıkları bir araştırmaya göre, insanların teknoloji çağından önceki yaşamlarında, şimdikinden çok daha mutlu ve huzurlu yaşadıkları anlaşılmıştır. DÜŞÜNCE! Henry Ford'un en yüksek maaşlı çalışanı... kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey yapmadı. Ve Ford'un milyoner olmasının nedeni de tam olarak bu. Bir gün bir gazeteci Henry Ford'a sordu: "Şirketinizdeki en yüksek maaşlı kişi kim?" Ford cevap vermedi... onu yürüyüşe çıkardı. Devasa bir fabrika. Metal sesleri. Her yerde işçiler. Ve bu kaosun ortasında... küçük bir cam ofis. İçeride mi? Uyuyan bir adam. Masada ayakları. Yüzünde şapkası. Gazeteci fısıldadı: "Bu adam kim?" Ford sırıttı. "O benim en yüksek maaşlı çalışanım. Hiçbir şey yapmıyor... sadece düşünmek." "Her yeni sistem, her süreç iyileştirmesi, her milyon dolarlık yenilik - o adamın zihninde başlıyor. Ben sadece onun fikirlerini alıyorum... ve onları geliştiriyorum." İşte tam bir inek dehası. Çünkü Ford, çoğu girişimcinin unuttuğu bir şeyi anlamıştı: Fikirler kaldıraç yaratır. Uygulama onu kat kat artırır. Beyniniz yoğun işlerle meşgulse dünyayı değiştiremezsiniz. Zoom görüşmeleriyle dolu bir takvimle imparatorluklar kuramazsınız. Bill Gates "Düşünme Haftaları" için ortadan kayboluyor. Warren Buffett günde 4-6 saat okuyor. İkisi de yapmaktan çok düşünmeye zaman ayırıyor. Çünkü berrak düşünme, insan beynine kurulan en karlı yazılım olmaya devam ediyor. Ders mi? Telaşın peşinden koşmayı bırakın. Zihinsel işlem gücünüzü korumaya başlayın. Her zaman daha çok çalışmanıza gerek yok... Bazen sadece düşüncenizi geliştirmeniz gerekir. Tüm dostlarıma hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler, diler sevgi ve saygılar sunarım.