SEV DE GEL 

Yayınlanma: 08.07.2017 14:48 Güncelleme: 08.07.2017 14:48

SEV DE GEL  HASAN BARAN Bir gün bir genç, Hz. Mevlana’nın kapısına gelip ; “Beni müritliğe kabul buyurun efendim” diyerek niyazda bulunur…  Hz. Mevlana gence bakar ve ”Hiç aşık oldunuz mu evladım?” diye sual eyler. Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilemez. Hz. Mevlana, müritliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiği söyler ve genci geri gönderir.  Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalar ve isteğini yeniler. Hz. Mevlana sualinde ısrarlıdır ve genci tekrar geri gönderir.  Üçüncü gün genç dayanamaz ve Hz. Mevlana’ya bu isteğinin hikmetini sorar.  Hz. Mevlana mütebessim bir çehreyle müride döner ve ”Bir kulu dahi sevmekten aciz olan, nasıl yüceler yücesi ALLAH'a aşık olmaya yol bulur? Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın?  SEV de GEL Evladım SEV de GEL …” SEV DE GEL  Düşme sevgisizlik kusuruna  Sevgi gözüne kirpik gibi dokunsun.  Yüreğinde buğu Dilinde sitem olsun.  Dar duvarlardan çıksın  Boğuşsun hiç görmediği dalgalarla  Olgunlaşsın ruhun.  Sev de gel.  Yaşamazsa insan sevgiyi Sırılsıklam ıslanır, üşür.  Zayıf kalır hayat ateşi ısıtmaya.  Bırak sevgi acı olsun Ateş olsun  Bir serüven bir tılsım olsun Seve seve ver kendini.  Sevmek uzaklıktır bazen Sevmek dokunamamaktır  Sevmek suskunluktur  Kızmaktır, gücenmektir.  Gördüğün düşlerindir.  Sızıya benzer bir duygudur  Yani yaşadıkça sonsuz bir anımsayıştır.  Seven mutlu olamaz bazen  Güçlenir yalnızlığı olsun  Sev de gel.  Kaç takvim uzaklık olursa olsun  Sevgisizliğin zehirinden iyidir sevmek.  Duman inceliğinde bir boşluk  Dolanıp duracağına yüreğinde  Sevginin zahmetini yüklen sende  O zahmet altın, pırlanta olsun  Sev de gel.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız