PARİSTE BİR ESER BÜYÜK CAMİ
Fransa’nın Paris şehrine ilk olarak 1987 yılında paris’i ziyaret ettiğimde görmek nasip olmuştu bu güzel eseri. O zaman yanımdakilere cami hakkında sorduğumda şöyle demişlerdi. Bu cami Osmanlı padişahlarından ikinci Abdülhamit’in paris’i ziyaret edeceğini ona ithafen yapıldığını ve tapusunun Türkiye elçiliği üzerinde olduğunu söylemişlerdi. O yıllarda çok fazla bir bilgi edinememiştim. Bu seferki ailecek gittiğimizdeki ziyaretimizde daha geniş gezme ve bilgi edinme imkanım oldu. Pariste bir cami yapılma fikri ilk olarak 1895 yılında Osmanlı padişahı ikinci Abdülhamit ve Mısırlı ikinci Abbas tarafından ortaya atılmış. Bu fikir daha sonraları gerçekleşir ve cami yapımına 1922 yılında başlanır. Yapımı iki yıl süren büyük cami, Fransa’da yapılan müslümanlara ait ilk cami özelliğine sahip. Bugüne kadar Avrupa’da yapılmış olan halihazırda ki camilerin en büyüğü, hala o huzur veren güzelliğiyle insanın içini ferahlatıyor. Caminin mimarisi genel olarak bizim Osmanlı mimarisi gibi olmayıp, Dört köşe minare ve kubbesiz oluşuyla sanki Cezayir, Fas ,Tunus oraların mimarilerine daha yakın olarak inşa edilmiş. Caminin birinci Dünya Savaşı’nda ve ikinci Dünya Savaşı’nda Fransa için Savaşan Müslüman Cezayirli, Faslı, Tunuslu askerler hatırasına yapıldığı bilinmekte. Özellikle Verdun Savaşı’nda hayatını kaybeden 28.000 Müslüman ve birinci Dünya Savaşı boyunca toplam 70.000 Müslüman’ın Fransa için savaştığı mücadele ettiği bilinmektedir. Bu caminin yönetimi ağırlıklı olarak Fransa’da nüfus bakımından da fazla olan Cezayirlilere verilmiş. Rektör atamalarını hala cezayir hükümeti yapmaktaymış. Burası cami olmakla birlikte aynı zamanda büyük bir Enstitü, ilim yuvası. Cami bünyesindeki kurulmuş olan bu enstitü Fransa’da 1800’e yakın yani Arapların yapmış oldukları caminin neredeyse 500’ünü bünyesinde barındırmakta yönetim olarak bağlamaktadır. Caminin açılışı 15 Temmuz 1926 yılında, Fransa devlet başkanı Gaston Doumergue tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son halifesi padişahı, ikinci Abdülmecit 1944 yılında Paris’teki sürgün hayatında vefat ettiğinde cenazesi on yıl boyunca burada kalmış. Cami yönetiminin daha sonraları çeşitli sebeplerden dolayı burada Abdülmecit’in cenazesini koruyamayacaklarını, sorumluluk alamayacaklarını bildirmelerinden sonra 1954 yılında naaşı Medine’ye nakledilmiştir. Caminin bakıldığında gerek dış, gerek iç mimarisinde sanat en ince noktalarına kadar uygulanmış görünmektedir. Cami Fransız hükümeti tarafından Denetlenip inceledikten sonra tarihi anıtlar olarak değerlendirilmiştir. Mimarisi: Maurice T.d. Lunel’dir Ne zaman Paris’e yolunuz düşerse ilk yapacağınız bu güzel eseri ziyaret etmek olsun derim.