Mayası Gurbetle Yoğrulan Karaman
Karamanlı’nın kaderine 13.14. yüzyıldan beri hep gurbet, hasret düşmüş.1980 li yıllarda bir tiren yolculuğumda, Sofya istasyonuna duran İstanbul ekspresine boynu bükük bir kişi yaklaştı.“Benim dedelerim Karamandan gelmişler. Siz nerelisiniz?” deyince.Yutkundum. Ağlamamak için kendimi zor tuttum.Ben içerde o dışarıda biraz sohbet ettik.Türkçesi hala güzeldi..Osmanlı’nın Karamanoğlu ahalisini Balkanlara sürgünleri aklıma geldi.Osmanlı sürgünlerinden sonra,1964 de Karaman çarşısındaki büyük yangın,1969 daki Karaman ovasını su baskınları. Yokluk, işsizlik Karaman ahalisine hep gurbet getirmiş.Avrupa yolları açılmış, Almanya’nın, Hollanda’nın iş gücü açığını kapatmak için istekler gelmiş.Tahta bavullu eline alan Karamanlı yiğitler yollara düşmüş.****Taa 13. Yüzyıldan beri kaç Karamanlı terk ettiği toprakların hasretiyle gözlerini kapamış.Kaç Ana oğluna figan etmiş, kaç gelin yiğidine ağıt yakmış, kaç baba gözyaşını yüreğine akıtmış.Kaç evlat babasının ardından boynu bükük bakmış.. Bilemeyiz.. Ben de, Babasının ardı sıra boynu bükük bakan bir gurbetçi çocuğuyum.1966 yılında babam Hollanda’ya gittiğinde 7 yaşındaydım.Eski garaj şimdi ki belediyenin karşısındaki İş hanının olduğu yerdi.Güneyinde bir bina vardı, o binanın altından hep su akardı.O akan suyun başında Babamı kaç kere karşılamaya gelip, bekleyeceğimi o gün bilemezdimİki büyük kapısı vardı, batıdaki kapı giriş, doğudaki çıkış kapısıydı.Dedem, ebem, amcamlar babamı uğurlamaya gelmiştik.Babam hepimizle kucaklaşıp, beni öptü Konya otobüsüne bindi.Otobüs yürüdü,biz garajın giriş kapısının önüne durduk,babam ayağa kalmış bize el sallıyordu..Sonra otobüs kavaklı yoldan büküldü, gözden kayboldu.Ne kadar çok ağlamıştım babamın ardından..Babam gidince Kılbasan puskunlaşmış, hava gamla bulutlanmış, evimiz ıssız kalmıştı.Dedemlerle aynı avlu içinde otururduk. iki odalı kerpiç bir bina.Penceresinden bakınca sokak kapısı görünen bir ev.Ben den küçük kardeşim her ikindi sokak kapısından gelen Babama gülmek için bekledi durdu.İkinci gün ayak parmakları üzerine dikilip iyice eğilerek kapıya bakıyordu.Acaba babam gelirde görür müyüm diye.Anam kucakladı kardeşimi, babamı beklen kuzum dedi. Ağlamaya başladı.Bende anama sarıldım Ana aĝlama, ağlama diyordum hep.Daha 3 yaşındaki kardeşimle Anama sımsıkı sarılmıştık.Her yazın babamı beklerdik..Babama ağladığımızda, bir gün benimde gurbet yollarına düşeceğimi,3 yaşında iken,ayak parmakları üzerinde dikilip babamı bekleyen kardeşimi gurbet ellerde kaybedeceğimi nerden bilirdim ki..****Şimdi maziye bakıyorum. Geçen yıllara bakıyorum.Daha dün Anama sarılıp Ana ağlama derken, bugün gurbet beni sarmış aĝlatıyordu.Yüz binlerce Karamanlı, Karaman’a hasret ömür geçirmiş.Sonra diyorum ki,Aah Karaman,mayası gurbetle yoğrulmuş Karamanlı..Hollanda’nın Roterdam şehri en çok Karamanlı’nın yaşadığı şehirlerden biridir.Kılbasan’ın nüfusu 1760 diye Belediyeliği kaybetti ama yurtdışında 2500 Kılbasanlı yaşamaktadır.