Koronalı Yazı

Yayınlanma: 27.03.2020 12:47 Güncelleme: 27.03.2020 12:47

Bu süreçte Korona gibi hiç tanımadığım bir konuda bir yazı yazmak istemiyordum. Ancak, Korana’ ya yabancı olmak, sağlık sistemi ve devletin işleyişi konusuna yabancı olmak değildir. Sistemin süreci nasıl yönettiği, insanlarımızın hassasiyetleri, basının süreci sunuş biçimleri konusunda gazeteci gözüyle gözlemler yapmaya çalıştım.Çıkarabildiğim birkaç sonucu da paylaşmak istedim.İngiltere’ de yeğenim, Almanya’ da kardeşim ve yeğenlerim virüsle yüzleşiyorlar.  Yani virüs almışlar ama devletin yanlarında olmadığı bir belirsiz süreci atlatmaya çalışıyorlar. O kocaman kocaman Avrupa sosyal devletleri tam bir iflas durumundalar.  Hem İngiltere’ de, hem de Almanya’ da sağlık kurumlarına ulaşmak neredeyse olanaksızmış. Aile hekimlerinin tavsiyeleri ve basit tedavileri ile iktifa etmek zorunda kalıyorlarmış. Gelişmiş hastanelere ulaşmak için ciddi paralara ihtiyaç varmış.En korkuncu ise, yürütülen gizli ırkçı tutumdan tedirginler. Sanki yabancılara bu kurumların kapısı biraz daha sıkı kapanmış izlenimleri alıyorlarmış.Amerika’ da ise parası olmayanların sağlık kayıtları bile yokmuş.Doğaldır ki, insan ister istemez kendi sistemi ile bunlar arasında kıyaslama yapıyor. Yaptığımız ciddi hatalar yok mu? Var elbette. Ama parası olmayanın canı çıksın türünden bir karanlık dehlizde olduğumuzu söylemek mümkün değil. Elbette herkes durum daha iyi olsun diye konuşacak ve öneriler sunacak. CHP’ nin raporunu bu nedenle önemsiyorum. İyi ve doğru yapıyor.Ancak, salt muhalefet olsun diye konuşmak, basın yayın kurumlarında veya sosyal medyada bilerek veya muhalefet güdüleriyle toplumu zehirlemek ve moralini bozmak çabaları, sorunun çözümü açısından kabul edilebilir etmenler değil. Bu türden salgınlarla baş etmenin en iyi yolu paniklememek ve panik içinde akla gelmedik yanlış işler yapmamaktan geçer. Anlaşılıyor ki, devletimiz süreci yönetmek hususunda,  dünyanın ileri sayılabilecek birçok ülkesinden daha ileri. En azından onlardan geri değil. Sağlık sistemimiz ayakta ve umut veriyor. Evde kalanlar için kurumlar ve hayırseverler harekete geçti. Türk Devleti ve Türk Milleti, tüm büyük felaketlerde olduğu gibi bu gün de ağırbaşlı ve birlik içindeki direnişini göstermelidir.Bence gösteriyor da…Süreci çok iyi değerlendiren arkadaşlarımızdan edebi, felsefi, mizahi paylaşımları keyifle okudum. Yazmaya da devam etsinler. Harika şeyler çıkıyor ortaya.Bu yazı onlardan değil arkadaşlar. Devletin en diri olması gereken dönemlerde milleti panikle sınamamalıyız diye yazdım. Çabamız, yarın gene edebiyat, felsefe yapabileceğimiz canlı bir ülkemiz kalsın elimizde diyedir. Gene bir sürü fısıltı duyar gibiyim. Ama böyle…

Devamını Okumak İçin Tıklayınız