Karaman'ın Eski Sözleri ve Deyişleri - 1
Bu sözlerin çoğu benim çocukken Karaman’da duyduğum sözler ve ben bir Karamanlı olarak bunları yazmadan edemedim efendim. Birde eski Karamanlılar ‘e’ yi ‘i’ olarak ‘k’ yi de ‘g’ olarak kullanıyorlardı.Örneğin: Kardeşim yerine ‘Gardaşım’ ‘Ne yapacaksın’ yerine ‘nörecen – nidecen’ derlerdi. Kültürel geçmişimizi yaşatmak ve anmak gayretiyle yazdım derledim bunları, tüm Karaman halkına selam ve saygılarımla armağan ediyorum efendim. KARDEŞİNİZ KARAMANLI YAZAR HASAN BARANAAbdal avradı gibi sokak sokak gezer.Abdalın eşeği kaçmış da keşkem de keşkem demiş.Adamakla mal mı tükenir.Allah'dan gorkmayan daşınan demir.Açlığılan tokluğun arası yarım ekmek.At yedi günde, it yediği günde belli eder.Ağır kazan çabuk kaynamaz. Ağır ol da kâmil desinler. Ağızdan burun yakın, kardaştan karın yakın.Ağzı açık ayran delisiAğlayak da gözden mi olak?Ağrısız baş mezar da gerek.Akçe bulsam çıkı yok.Akılsız köpeği yol kocatır.Adı çıktı dokuza, inmez sekize.Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar.Alacağın bir iğne, çeliğin okkasına orantıya vurursun. Alma mazlumun ahini, gökten indirir şahini.Allah yaz gününün gündüzünü uzatmış bitmeyen işler bitsin diye, Kış gününün gecelerini uzatmış, bitmeyen ömürler bitsin diye. Allah sana son gürlüğü versin.Allahım dipte yatırıp kapıya baktırmasın.Allah şaşırttı mı dayıya hala dedirtirirmiş,Al kaşağıyı gir ahıra, yağır olan gocunsun.Al elmaya taş atan çok olur.Aş daşdı, avrat şaşdı.At elin, torban emanet, senin dahdahan var. Ayağı dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz.Ayağın sığmayacağı yere, baş sokulmaz.Az yaşa, uz yaşa akıbet gelecek başa.Arap eli öpmekle dudak kararmaz.Arsızın ar nesine; gömleği uzun yar nesine.Ar namus tertemiz.Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.Asıl azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır. At elin, torban emanet, senin dahdahan var. Atlar ölür, itler bayram eder.Attığım taş dilediğim kuşu vurmadı.Ava tazısız giden tavşansız döner. Avrat tuz der, kıçın çiz der.Ayakların götürdüğü yere giderse baş. Başı boş, nefsi hoş, sonucu olur telaş. *Aaleşme: İkamet etme, oturmaAba: AblaAbooo: Hayret sözüAccık: AzıcıkAcep: AcabaAfat: Sel, fırtına gibi doğal felaketAfili: Oynak, havalıAğa: AbiAğıl: Koyun barınağıAğırmak: Gün aydınlanması, sabah olmasıAğız Birlemek: Anlaşarak aynı şeyleri konuşmakAğzı Kalaylı: Havalı, yüksekten atanAğzını Bellemek: Bir daha yapmamaya karar vermekAha: Bu, şu, oAhır Sekisi: Hayvan barınağında tahtadan yapılan sekiAhretlik: Ahiret kardeşliği.Al Ha: Nasıl şey, hayret uyandıran ünlemAlaca Düşmek: Üzümlerin yetmeye yüz tutmasıAlaca karanlık: Akşam olmaya başlamasıAlayı: HepsiAferin delisi: ŞımarıkAlaz: Hafif yanan ateşAllah bu günnere gine gavışdırsın: Allah bu günlere tekrar kavuştursunAlettirik: ElektrikAlengirli: Gösterişli, tuhaf, acayip, karışıkAlgın: Yel çarpması Allasen: Allah’ını seversenAlma. ElmaAluuuf: Hayret edince söylenirAna yoo, fazla durmıyacaaz: Anne fazla durmayacağızAnaa gavurun sipasina: Hayret edilince söylenirAnaç: Anaç, olgun anlamına da gelirAnadan Üryan: ÇıplakAgut: Aptallığın simgesi, bir kuşAnırma: Eşek sesiAnşa: AyşeArık: Zayıf, çelimsizAsik Etek: Avrat, hanım, kadın anlamındaAş: YemekAşene: MutfakAşam: AkşamAşık Atmak: Boy ölçüşmek, kıyaslamakAporle: HoparlörAvara: Boş, işsizAvgın: Suyun aktığı kanal, arkAvrat Assiye. Asiye hanımAvuçlamak: Elle kavramakAvur Zuvur: Meyve artıklarıAvurt: Ağzın yan boşlukları ( avurdunu şişirme )Avurtlamak: Ağız dolusu, kabaca yemekAyağına Tez: İşi çabuk yapan, becerikli kimseAyak Yolu: Tuvalet, helâAyarsız: Dengesiz adamAylak: Bedava, avareAzık: Yolcu yemeğiAzıtmak: Yolunu şaşırmak, yanlış yere yöneltmekAzıcık öte yanda dur: Biraz öteye gitBBabamın evi uzak olsa övünmesi kolay olsa.Başındaki fese bak, girdiği kümese bak. Başkasının omuzundan tüfek atar. Bizim evde yer içer. Kendilerinde güler geçer. Bağı gör, üzüm olsun, üzüm yemeye yüzün olsun.Boş gezenin ocağı yanmaz.Babam bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.Baba mirası yanan mum gibidir.Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.Bağ dua değil, çapa ister.Bağ bağda, dağ dağda; tava delik, iş yağda.Baht olmayınca başta, ne kuruda biter, ne de yaşta.Bak gari şona: Bak şunaBakkal ölenin borcunu diriye ödettirirBaşı erine göre bağlar, aşı tencereye göre kaynar. Başına uymayan takkeye kafa yorar. Başındaki fese bak, girdiği kümese bak. Başkasının omuzundan tüfek atar. Bayramda takılamayan tüfeğin kulpu kırılsın.Ben hadımım dirimde, o, oğlun uşağın gaç dir.Beş kuruşluk fener o kadar yanar.Bir yerim diyenden, bir de yemem diyenden kork.Bir dostum var, birde gara posdum var.Bizim evde yer içer. Kendilerinde güler geçer. Boyunca bulursun da huyunca bulamazsın. Bir nalına vurur, bir mıhına.Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim.Büyük lokma ye, büyük söyleme.Boş ite, menzil olmaz.Boş boğazı ateşe atmışlar da odun yaş diye bağırmış.Böyle duanın, böyle âmini olur.**Baas: Bahis, şans oyunuBabal: Vebal, günahBabal-ı boynuna: Vebali üstüneBacı: Abla, büyük kız kardeşBaha: Fiyat, ücretBalcan: PatlıcanBannak: ParmakBaş Bıçağı: UsturaBaşı Kurtulmak: Kadının sağlıklı doğum yapmasıBaşını Bağlamak: Nişanlamak, söz kesmek, evermekBaşını Yetirmek: Eksiğini tamamlamakBayaktan: Az önce, demindenBayır: YokuşBayramcalık: Bayramlık giysileriBaytar: VeterinerBecek: KöşeBışgı: TestereBıyıl: Bu seneBi geliver hele: Hele bir gelBidane: Bir taneBilader: Erkek kardeşBinit: Binilecek at, eşek, her türlü arabaBişi: Tava içi pişirilen bazlamaBi şiy itmez dime: Bir şey olmaz demeBiyaz: BeyazBoğür: Vücudun yarı kısmıBonker: CömertBostan: Kavun, karpuz vb.yetişen yerBoyunbağı: Boyuna bağlanan ince kumaşBoyunduruk: Öküzün boynuna takılan aracıBoz: Nadas yapılmamış, sürülmemiş tarlaBöcü: BöcekBöcük: Küçük hayvan, haşaratBuba: BabaBucaklık: RafBuğuz: Kin, garazBukağı: Atların ayaklarına vurulan bir çeşit kelepçeBulama: Un çorbasıBulguru Diri: İşleri yolundaBunak: Çok yaşlı, ne dediğinden haberi olmayanBurnundan Fitilemek: Çok kızgınBuynuz: BoynuzBülüç: CivcivCCan sefadan da usanır, cefadan da.Cennete gitse, fidan kırar; cehenneme gitse kazan deler.*Cahal: CahilCamız: MandaCanı Ağır: AldırışsızCanı Tez: AceleciCascavlak: Tüysüz, örtüsüz, soyulmuş şekildeCazı: CadıCenderme: JandarmaCerahat: İrinCereme. Başksının yerine ceza çekmeCeryan: ElektrikCıbılamak: Suda yüzmekCılk: Bozulmş, kokuşmuş yumurtaCımbıldama: Oynaklık etmekCıncık: Misket, cam parçası, porselenden yapılmış eşyaCıngar Çıkarmak: Kavgaya neden olmakCıngırdak: Çocuk oyuncağıCınnaklamak: TırmalamakCırmalamak: TırmalamakCırcır: fermuarCıvıtmak: işi sulandırmakCıvladı. Çok hızlı gittiCilet. JiletCimcik atmak: İki pamakla eti kıstırmakCimcime: Zaı, cılızCuluk: HindiCumburcomaat: Toplu, hepsiCuvara: SigaraCücük: Civciv Devam edecek…