Karaman'da Yılda 6 Bin Kişi OBEZ Tedavisi Oluyor

Yayınlanma: 27.10.2025 14:06 Güncelleme: 27.10.2025 14:09

Obezite dünya ve ülkemiz genelinde her geçen gün artıyor. Peki, ne yapacağız? Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Öğretim Görevlisi Yusuf Karadeniz Yasemin Cicibıyık'ın sorularını cevapladı.

Kilo mu alıyorsunuz? Yoksa Obez adayı mısınız? Peki Bu ikisi arasındaki farkı nasıl anlayacağız? Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olarak görülen obezitenin nedenleri nelerdir? Obez olduğumuzu nasıl anlarız? Vücudumuzdaki her sistemi etkileyen obezite, hangi hastalıklara yol açıyor? Tüm dünyada ve ülkemizde "OBEZİTE" tehdidi büyürken; Nelere dikkat etmeliyiz?  Bütün bu sorularımızı Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı DR. Yusuf Karadeniz cevap verdi. İyi haber şu: Yusuf Karadeniz Karaman'da yılda yaklaşık 6 bin obez hastasını değerlendirip tedavi ettiklerini, obezitenin doğru bir planlama ile önlenebilir bir hastalık olduğunu söyledi. Obezite neden çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olarak görülüyor? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Obezite, günümüzde önlenebilir ölüm nedenleri arasında sigaradan sonra ikinci sırada yer alıyor. 2010 yılında yapılan TURDEP-2 çalışmasına göre Türkiye’de obezite sıklığı toplumda %35 civarındadır. Bu oran, her üç yetişkinden birinin obez olduğu anlamına geliyor. Obezite yalnızca görünümle ilgili bir durum değildir; ciddi metabolik ve sistemik hastalıklara yol açan kronik bir hastalıktır. Bu nedenle hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alınması gereken önemli bir halk sağlığı sorunudur. Obezitenin nedenleri nelerdir? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Obezite, tek bir nedene bağlı gelişen bir durum değildir; genetik, çevresel, hormonal ve davranışsal faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Ancak modern yaşam tarzı, bu faktörlerin etkisini giderek artırmaktadır. Günümüzde sedanter (hareketsiz) yaşam biçimi ciddi şekilde yaygınlaştı. Artık birçok kişi kısa mesafelerde bile yürümek yerine araç kullanıyor, binalarda merdiven yerine asansör ya da yürüyen merdiven tercih ediyor. Bu durum, günlük enerji harcamasını belirgin şekilde azaltıyor. Buna ek olarak, yüksek kalorili, işlenmiş ve hazır gıdaların tüketimi hızla arttı. Kolay ulaşılabilir “fast food” tarzı beslenme, paketli atıştırmalıklar ve şekerli içecekler obezitenin en önemli tetikleyicileri arasında. Bu tür gıdalar hem enerji açısından yoğun hem de besin değeri açısından fakirdir; yani fazla kalori alıp vücuda faydalı hiçbir şey kazandırmazlar. "EKRAN BAĞIMLILIĞINA DİKKAT!" Bir diğer önemli etken de ekran maruziyetidir. Günümüzde yetişkinler kadar çocuklar da uzun süre televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar karşısında vakit geçiriyor. Bu durum hem fiziksel aktiviteyi azaltıyor hem de ekran başında farkında olmadan yapılan atıştırmaları artırıyor. Ayrıca ekran süresi uzadıkça uyku kalitesi bozuluyor, bu da obezite riskini katlıyor. Kısacası, günümüzün modern yaşam alışkanlıkları — hareketsizlik, işlenmiş gıdalar, aşırı ekran süresi — vücudun enerji dengesini bozarak obeziteyi adeta bir yaşam tarzı hastalığı haline getirmiş durumda. Peki obezite hangi hastalıklara yol açıyor? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz:  Obezite vücuttaki hemen her sistemi etkiler. Başta tip 2 diyabet, yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), hipertansiyon, dislipidemi ve koroner arter hastalıkları olmak üzere çok sayıda metabolik hastalığın temel nedenidir. Ayrıca uyku apnesi sendromu, bazı kanser türleri (örneğin meme, kolon, endometrium kanserleri), iltihabi (inflamatuvar) hastalıklar, osteoartrit gibi ortopedik problemler, infertilite ve hormonal dengesizlikler de obeziteyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle obezite, sadece fazla kilolardan ibaret değil, pek çok kronik hastalığın öncül tablosu olarak kabul edilir. Obezite tedavisinde ilk yaklaşım nedir? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Tedavinin temeli her zaman yaşam tarzı değişikliğidir. Dengeli ve kişiye özel diyet planı, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve stres yönetimi obezite tedavisinin ilk basamaklarıdır. Ancak bazı hastalarda bu yaklaşımlar yetersiz kalabilir veya uygulanması zor olabilir. İşte bu noktada hekim gözetiminde diğer tedavi seçenekleri gündeme gelir. Diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyen hastalarda nasıl bir yol izleniyor Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Bu durumda medikal tedavi yani ilaçla tedavi devreye girer. Biz Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniği’nde tedavileri Türk Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Derneği Obezite Kılavuzu doğrultusunda bilimsel olarak planlıyoruz. İlaç tedavisinde hastanın yaşı, cinsiyeti, mevcut hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve obezite evresi dikkate alınarak kişiye özgü bir yaklaşım belirlenir. Amacımız kısa vadeli kilo kaybı değil, uzun vadeli kilo kontrolü ve obeziteye bağlı komplikasyonların önlenmesidir. Peki Hocam cerrahi tedavi hangi durumlarda tercih ediliyor? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Cerrahi tedavi, diğer tüm yöntemlerle — en az 3 ay süreyle uygulanan diyet, egzersiz ve medikal tedaviye rağmen — yeterli kilo kaybı sağlanamayan hastalarda etkili bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Güncel Türk Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Derneği Obezite Kılavuzu’na göre, eşlik eden ek hastalığı olmayan bireylerde vücut kitle indeksi (VKİ) 40 kg/m² ve üzeri olan hastalar cerrahi için uygundur. Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi kronik hastalıkları bulunan obezlerde ise bu sınır 35 kg/m²’ye kadar düşmektedir. Obezite cerrahisi yalnızca kilo kaybı sağlamaz; aynı zamanda metabolik faydalar da sunar. Özellikle tip 2 diyabetli hastalarda kan şekeri kontrolünü iyileştirerek diyabetin remisyonuna (ilaçsız normale dönmesine) katkı sağlar. Ayrıca, kan basıncı, kolesterol, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi gibi obeziteyle ilişkili birçok hastalıkta da belirgin düzelme gözlenir. Obezite cerrahisi planlanan uygun adayların, endokrinoloji, genel cerrahi, psikiyatri, diyetisyen ve anestezi uzmanlarından oluşan multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmesi gerekir. Cerrahi sonrasında da yaşam boyu takip ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının sürdürülmesi, elde edilen kazanımların kalıcı olması açısından çok önemlidir. Polikliniğinizde Obezite yönetimi nasıl yürütülüyor? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniği’nde yılda yaklaşık 6 bin obez hastayı değerlendirip tedavi ediyoruz. Bu yoğunlukta obezite hastasına bakan endokrinoloji birimi ülkemizde oldukça azdır. Her hastamızın hikâyesi farklı olduğu için tedavilerimizi daima kişiye özgü olarak planlıyoruz. Yaşam tarzı değişikliğinden medikal tedaviye, gerekirse cerrahi yönlendirmeye kadar her aşamada bilimsel, güncel ve bütüncül bir yaklaşım sunuyoruz. Peki Obeziteyle mücadelede toplum olarak neler yapmalıyız? Uzm. Dr. Yusuf Karadeniz: Toplum olarak obeziteyi bir görünüş sorunu değil, ciddi bir kronik hastalık olarak görmeliyiz. Çocukluk çağından itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazandırmak, fiziksel aktiviteyi artırmak, hazır gıda tüketimini azaltmak ve düzenli sağlık kontrollerini aksatmamak çok önemli. Unutmayalım: Obezite önlenebilir bir hastalıktır. Erken fark edilirse tedavi edilebilir. Yusuf Karadeniz Kimdir? 1984 yılında Adıyaman’ın Besni ilçesinde doğan Yusuf Karadeniz, ilkokul ve lise eğitimini memleketinde tamamlandı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Karadeniz, iç hastalıkları uzmanlık ihtisasını Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tamamladı. Karadeniz, Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanlık ihtisasını Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tip Fakültesinde tamamladı.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız