Kapanan Köy Okulları Harabeye Döndü. Birer Birer Yıkılmaya Başlandı
Köylerde yaşam koşullarının zorlaşmasıyla birlikte ata topraklarını bırakıp şehirlere göç oranı her geçen yıl artarken bir zamanlar çocuk seslerinin yükseldiği köy okulları da önce öğrenci kapasitesi düşük diye kapatıldı, sonra da kaderine terk edilen bu binalar birer viraneye döndü.
Köylerde bulunan okulların kapanmasının ardından bakımsızlıktan harabeye dönen binalar tehlike arz ettikleri gerekçesiyle yıkılmaya başlandı. Bunun son örneği ise merkeze bağlı Burunoba köyünde yaşandı. Bugüne kadar birçok öğrenci yetiştiren köy okulu zamana yenildi ve iş makinalarınca yıkıldı. Köy Muhtarı Ramazan Güzelsarı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Burunoba Köyü ilkokulu ve lojmanları kimler geldi kimler geçti buralardan acısıyla tatlısıyla dostluklar kuruldu, öğretmen veli kardeş gibilerdi o yıllarda. Zaman acımasızlığını nasıl yüzümüze vuruyor. Yaptıranlardan Allah razı olsun zamana yenik düştüler üzüntüyle yıktırmak zorunda kaldık keşke geriye dönüp öğrenciler koştursa” diyerek duygularını ifade etti. Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram da bu konuya parmak basarak, “Burunoba Köyü Muhtarımız Ramazan Güzelsarı, tarihe şahitlik eden köy okulunun yıkılmasıyla ilgili duygu yüklü bir paylaşım yaptı. Ne yazık ki Karaman’ımızın birçok köyünde de durum farklı değil. Kapanan, zamanla harabeye dönen bu okullar artık ayakta kalamadığı için birer birer yıkılıyor” dedi. KÖY OKULLARI NEDEN KAPANDI? KÖYLER NEDEN BOŞALDI? Bir zamanlar çocuk seslerinin yankılandığı, öğretmenlerin sadece ders değil hayat öğrettiği köy okullarının bugün doğaya terk edilmiş durumda olduğunu ifade eden Bayram, “Bahçelerinde öğretmenler tarafından ağaçlar dikilen, sıvaları köylüyle birlikte yapılan bu okullar; yalnızca bilgi değil, aidiyet, emek ve dayanışma da öğretirdi. Öğretmen sadece öğretmen değil; köyün ziraatçısı, veterineri, tamircisi, danışmanıydı. Saygı duyulan, örnek alınan bir yol göstericiydi. Bugün ise köy okulları kapalı. Sınıflar boş. Okul bahçeleri sessiz. Peki neden bu hale geldik? Köyden kente göç, 1980’li yılların ortalarında hız kazandı. Şehir hayatının cazibesi, sigortalı iş garantisi ve daha fazla gelir umudu, genç nüfusu köylerden kopardı. Anne babalar da bu göçü destekledi: “Köyde ne var ki? Gidin, kurtarın kendinizi…” O günün şartlarında mantıklı gibi görünen bu tercih, bugün büyük bir sosyal ve ekonomik krizin temelini attı. Aileler küçüldü, doğum oranları düştü, gençler köyden uzaklaştı. Bugün köy nüfusunun %80’ini 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız oluşturuyor” diyerek durumu özetledi. Bayram köylerin Karaman genelinde üretim merkezi olmaktan çıkıp emeklilerin sayfiye yerlerine dönüştüğünü belirterek, “Tarlada çalışacak, hayvan otlatacak kimse kalmadı. Sebze ve meyve üretimi düşüyor, hayvancılık ise yok olma noktasında. Köyde yaşayanlar bile artık kendi yoğurdunu, peynirini, yumurtasını şehirden almak zorunda kalıyor. Köyler yalnızca geçmişin değil, geleceğin de meselesidir. Tarım ve hayvancılığı aile işletmeleri üzerinden güçlendiremezsek, ülkenin gıda güvencesi de geleceği de tehdit altına girer. Gençleri köye döndürmeden, köyü üretimle yeniden canlandırmadan kırsalın kaderi değişmeyecek” dedi.