Kadınlar Pazarı
Karaman'ın Annelerine Bu Projeyi Çok Görmeyin Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK Bu konuda ben ve meslektaşlarımın arşivinde kim bilir kaç yazı tozlandı kaldı bir kenarda... Konu hangi etkili yetkili makama iletildiyse; şahane, pek güzel, çok yerinde bir proje olarak kabul gördü, karşılandı ancak ne var ki hep lafta kaldı. (Şimdi burada kim nerede ne zaman bu projeyi sükutu hayale uğrattı uzun uzun anlatmayacağım.) Geçtiğimiz günlerde KTSO Kadın Girişimciler Kurulu Karaman'daki dernek ve vakıf temsilcileri ile bir araya gelerek ‘Kadınlar Pazarı’ projesini yeniden gündeme getirdi. Proje kendi alanında güç kazandı. Çünkü artık kadın kadının gücü olmak istiyor. Çünkü kadın bunu başarmak için sadece bir dam arıyor. Bu umudu artık kırmayın... Evinde engelli çocuğu olan bir anne düşünün tam iş günü çalışamıyor. Böyle bir pazarı olsa evinde yaptığı bir tencere sarma ya da böreğini haftada bir gün de olsa satabilsin. Çocuğunu tek başına okutmak zorunda olan bir başka anne bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyvesini, dört tavuğunun yumurtasını, evinde kestiği eriştesini, elinde ördüğü çorabını, takısını, reçelini, salçasını, yağını yoğurdunu satabilsin. Ürettiği ne varsa mahanete muhtaç olmadan, sosyal yardım kuyruklarında sıraya girmeden, sofrasına ekmeğini kendi alın teri ile koyabilsin. Kendisinin ihtiyacı yoksa da ihtiyacı olana el verebilsin. Birlikten güç bulsun, gücü bereketimiz olsun. Bırakın hayali umudu olsun. Bunun için istediğimiz sadece bir pazar yerini, emeğe değer vermeyi çok görmeyin. Bir başına çıkış yolu arayan anneleri, boşluktan yokluktan bunalan kadınları, birilerine faydam dokunsun diyen kalpleri yalnız bırakmayın. Biz hazırız çarşımıza pazar yerini çok görmeyin. Çok değil bu Anneler Gününde bir kere olsun çiçek hediye etmeyin, bırakın anneler saksıda yetiştirdiği fesleğenleri kendileri satabilsin... Yıllardır çarşıya pazara olan ihtiyacı yazıyor olmak inanın bu köşenin yazarı olarak bana ar geliyor. Her hafta sonunu Konya'da geçirmeyi seçen Karamanlılar bırakın kendi pazarından kendi insanının emeğini seçip alabilsin. Onca kadına boynumun borcu sayıp bir kez daha yazdım. Usanmadan yine yeniden yazarım. Umut olanlar bu umudu bu kez söndürmeyin! Bir başıma değil, odun getiren, çalı çırpı toplayan onca kadının yürek yüküyle yaktığım ‘Çoban Ateşi’ni söndürmeyin. Umuda giden yolda biz hep birlikte bir çoban ateşi yaktık. Sönmesin diye başındayız, anneler günümüz 365 gün aydınlık ve sıcak kalsın diye... Söndürmeyin!