İNSANLAR!
Çeşit çeşittir bilirsiniz. Hatta enva-i çeşit derler ya bizde. Aynen öyle. Aslında, o kadar çok çeşidi yok bence. İki çeşit gördüm ben bu güne kadar. 1-Vakıf insanlar. 2-Geri kalanlar. Hepsi bu kadar mı? Maalesef. Şunlar şunlar da var demek isterdim. Açalım konuyu. Vakıf insanlar; Çok hesapçı değildirler. Yufka yüreklidirler. Maddi güçleri az, azimleri çoktur. Bol mal derdinde değil, Helal rızık peşindedirler. Sağlam itikat sahibidirler. Aynı kuşlar gibi. Sabah rızık için uçarlar. Akşama şükürle dönerler. Şurada bir çeşmeye suyolu kazılacak deseniz; Hemen ceketini çıkarır başlarlar. Ammeye ait bir hacet gerekse ilk bunlar akla gelir. Adı üstünde vakıf adam. Ötekiler. Her damlanın altında bir tasım olsun isterler. Gece hesap yapıp, gündüz ava çıkarlar. Menfaat rüzgârına göre yön bulurlar. Akar çeşme başını beklerler. Testileri bir türlü dolmaz. Ülkemizde her türüne rastlamak mümkündür. Kız evinde de oğlan evinde de oynarlar. Her zaman güçlünün kapısına yakın otururlar. Kral ölse, yaşasın yeni kral diye bağırabilirler. Lokanta sabunu gibi, çok kaygan olurlar, bir türlü köpürmezler. Paralarını kendilerinden bile kıskanırlar. Oruçta şekerim var derler, İftarda kıtlıktan çıkmış gibi olurlar. Bunların yüzüne bakmak insanın kalbine zarar verirmiş. Bir adam fakirse, vardır bir illası derler. Bu sene tasavvuf dersi de görüyoruz. Vakıf adama örnek olarak Hacıveyszâde hazretlerini söyledi hocamız. Konya denince belki de Mevlana’dan da önce akla gelen biriymiş mübarek. Şimdiii. Biz bu iki sınıfın hangisine giriyoruz aceba? Diye önce ben kendime sorayım. Aklı eren insanlar diyor ki. Bir muhtaç sana çekinmeden ihtiyacını söyleyebiliyorsa; Mesele yok. Tamamdır. Anlaşılmıştır hocam dediğinizi duyar gibiyim. Kalın sağlıcakla.