İLİM, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ
Faydalı ilmi öğrenmeli ve öğretmeli. Nerede olursa olsun, nasıl olursa olsun, kim olursa olsun öğrenmeli ve öğretmeli. Soru soran kim olursa, nerede olursa olsun cevabı biliyorsa vermeli, bilmiyorsa “Bilmiyorum” diyebilmeli. Cahillikten kaçınmalı; Kur’an’da 13 defa cahil ve cahiliye kelimesi, kâfir manasına gelmektedir. Musa aleyhisselam, “Cahillerden/kâfirlerden olmaktan Allah’a sığınırım” diyor. (Bakara 2/67) “Onlar cahiliye kanunlarını mı istiyorlar? Şüphesiz iyi anlayan bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır.” Buyurur Rabbimiz. (Maide süresi ayet 5/50) “Onlar cahiliye hükmünü mü istiyorlar.” (Maide 5/50) İlim, çömleğe katılan gül balı gibidir. İlminiz en iyi ağızdan dökülür ama çömleğin her tarafından sızan ve kokusu her tarafa yayılan çömlek gibi olmalı. Hal ve hareketleriniz, sizin içinizin dışa vuran halidir; ona “amel-i salih” diyoruz. Atalarımız, “Çömleğin dışına, içinde ne varsa o sızar” demişler. Eeee bizim de aslımız toprak değil mi? Okul müdürü ve öğretmenler, okulun kapısından girerken her gün kapıcıya selam verecekler. Biz hepimiz aynı topraktanız. Çiçeğin açması, gözlere güzellikler sunması, burunlara en güzel kokuları koklatması için toprağına, gübresine, suyuna dikkat edip rasgele her toprağı kullanmadığımız ve her şeyinin en uygun olanını yerine getirdiğimiz gibi, Çocuklarımızın da okuluna, temizliğine, öğretilenlere dikkat ettiğimiz gibi Sözle, gözle, tavırla, sopayla onların ilimle uçmak için açtığı kanatlarını kırmamaya dikkat ediniz. Sınıfta, rahmet rüzgârları estiriniz ki, ilimle uçabilsinler Çocukların akıl gücüne ve alım gücüne göre, onları cennete layık hale getirmeye çalışacağız. Haram ve pis olanları yemeyecekler ve kullanmayacaklar. Rabbimiz bütün insanlığa hitab ederek: “Ey İnsanlar, yeryüzündekilerden helal ve temiz olarak yiyin” buyurur. (Bakara süresi ayet 2/167) Helal üzüm şırası içen şoför arabasını son durağa kazasız belasız vardırır ama üzümün suyundan şarap yaparak haramlaştıranlar hedefe varamadıkları gibi eli altındakilerinin de hayatını bu dünyada zindana çevirir, ahirette de cehenneme çevirir. Rabbimiz, İsa (s.a.v.)’in annesi ve bizim de annemiz olan Meryem’in (r.a.) çocukluğunu anlatırken: “Allah, O’nu güzel bir bitki gibi yetiştirdi” buyurur. (Al-i İmran süresi ayet 2/37) Sonra insanın yetiştiği çevreye de dikkatimizi çekmek için Meryem validemizin Zekeriya (s.a.v.)’nın himayesinde büyüdüğünü haber verir. Her öğretmen, kendisini Zekeriyya aleyhisselamı örnek almalı ve her kız ve erkek öğrenciyi Hazreti Meryem gibi kabul edip ona göre davranmalıdır. Beyaz sayfa gibi gönüllerine siz, önce sevgi, saygı, şefkat, merhamet, iffet, izzet, hizmet, ibadet boyalarından bir model şahıs olacaksınız ki; öğrenciler, tabiattaki her çiçeğin güneşten renk aldığı gibi sizden örnek renk ve desenler alsınlar ve kendi sayfalarını süslesinler. Okul müdürü ve öğretmenler, okulun kapısından girerken tevazu kanatlarınızı indirerek, sizin gibi bir anadan ve babadan dünyaya gelen kapıcınızı, temizlikçinizi selam vererek, mümkinse hal ve hatırlarını sorarak okula giriniz. Müdür, öğretmenlerden önce girsinler okula. Öğretmenler, öğrencilerden önce girsinler okula. Öğretmenler, sınıfa öğrencilerden önce girsinler, her giren öğrencinin kalbine bakışlarınızla sevgi ve saygı tohumu ekiniz ve çıkarken öğrencilerden sonra çıksınlar. Şartlar ne olursa olsun, öğrencilerin sorusu ne olursa olsun biliyorsanız cevabını veriniz, bilmiyorsanız, “Araştırıp size yarın söylerim” deyiniz ama mutlaka cevap veriniz. Yöneticilerin ülkeyi uçuruma götürdüğünden, Televizyonların ahlaksız yayınlar yaptığından, Hortumcu, hırsız ve mafyanın cirit attığından, fuhşun yaygınlaşmasından, zengin-fakir arasındaki makasın son kırılma noktasına geldiğinden en son şikâyet edecek olanlar, anneler, babalar, öğretmenler ve Diyanet görevlileridir. Çünkü bütün bunlar, sizin eğitiminizden geçtiler. Türkiye’nin en seçkin sayılan üç liseden birinde öğretmen olan arkadaşım, 20 kadar yabancı uyruklu öğretmenler de dâhil her sene “En çok sevilen öğretmen” olarak seçiliyordu. Sınıfında imtihan sorularını yazdırdıktan sonra dışarı çıkıp beş dakika sonra gelince öğrenciler, “Hocam, sen dışarı çıkınca bizim kopya çekmemize mi imkân sağladın?” dediklerinde, sevilen öğretmen, “Siz ileride cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, müdür… olacaksınız; size ülkeyi teslim edeceğiz de beş sorunun cevabını mı teslim edemeyeceğiz” deyince yeniden “sevilen öğretmen” seçilir ve öğrenciler de onun imtihanlarında kopya çekmezler. Önce Muhammedüni’l-Emin (s.a.v.) gibi güven vereceksiniz, ondan sonra güveneceksiniz. Günümüzde televizyon ve diğer yayın organları yiyecek ve içeceklerimizin temiz olması için eğitici programlar yapıyorlar. Bunları yürekten kutlamamız gerekir. Ancak yukarıda okuduğumuz ayet-i kerimede önce eşyanın helal olmasına dikkat çekiyor, sonra temizliği istiyor. Temiz olmayan eşya hastalanmamıza sebep olur. Helal olmayan haram eşya, kişiyi harami yapar, insanların canını yakar, tevbe etmeden ölürse uzun zaman cehennem de yanmaya sebep olur. Öğretmenler! Sizler, öğrencilerinizin önce bu dünyalarını güzelleştirmek, sonra ahiretlerinin güzel olması için çalışmakla görevlendirilmiş Peygamber elçilerisiniz.