İHTİYAÇ!
İmkânlar sınırlı, ihtiyaçlar sonsuz denir. Doğrudur. İhtiyaçlar içinde öncelikli olanlar vardır. Hava, su, ekmek, gibi gibi gibi. Ondan sonrası herkese göre değişir. Kimine göre Fransa'nın bilmem ne adasında ıstakoz yemek ihtiyaçtır. Kimine göre bodrumda tatil. Kimine göre Aspirin. Kimine göre derdini diyebileceği bir hâl ehli. Kimine göre belediye büfesinden 5.50 TL’lik somun ekmek. Herkesin önceliği başka. Benim önceliğim ise: Hakkı haykıracak adamdır. Sözü eğmeyecek, bükmeyecek. Doğru ne ise onu diyecek. Hak deyince, kem küm etmeyecek. Sağına soluna, bakmayacak. Kimsenin gözünün içine bakmayacak. Sultan sofrasına Oturmayacak. Allah’ın hatırını önceleyecek. Maslahat icabı demeyecek. Kör olası hanede evlad-ü iyâl var demeyecek. Ben altı metre karede kalamam demeyecek. Hâsılı; Hani adam gibi adam denir ya. İşte öyle bir adam benim öncelikli ihtiyacımdır. Peki, öyle bir adam; görebiliyor muyum? Cevabımı tahmin ediyorsunuzdur. Maalesef göremiyorum. Kendini de mi göremiyorsun der gibisiniz. Anlaşılabileceğimi bilsem görüyorum diyeceğim. Ancak beni anlamasını beklediklerim bile, beni tanıdıkları hâlde; Cim karnında nokta aradıkları için, susmak zorundayım. Bir itirafta bulunmam lâzım. “Ben bu dünyadan, insanları anlayamadan öleceğim” Anlamam mı gerek. Yok. Çokta gerek yok artık. Rab’ımdan niyazım odur ki, Akıl sağlığım yerindeyken tevhid okuya okuya ölmek. Bu korkaklıkla o nasıl olacak? Onu da bilmiyorum. Kalın sağlıcakla.