HOŞ GELDİN YÂ RASÛLALLAH!...

Yayınlanma: 21.04.2025 10:26 Güncelleme: 21.04.2025 10:31

Nasıl ki gelişini dört gözle beklediler ve umûda umûdu eklediler. Gelecektin... Hem de gelişlerin en güzeliyle. Gelişinle panayır yerine dönüşecekti Medîne. Uzaktan bir toz bulutu belirdi ve kutlu bir ses yükseldi semâya doğru. Geliyorlar... Geliyorlar... Gelişine özel bir beste dudaklara sürme gibi çekildi. Açıldı gönül denen kafes. İçten geldiği gibi; fakat samîmiyet kâsesine bandırılmış kelimelerle yükselen bir ses... Taleâl bedru aleynâ  Min seniyyâti-il vedâ Vecebe'ş şükrü aleynâ  Mâ deâ lillâhi dâ' Eyyühel meb'usü fînâ Ci'te bi'l emri'l mûtâ Ci'te şerrafte'l Medîne Merhabâ yâ hayra dâ' (Ay doğdu üzerimize  Vedâ tepesinden  Şükür gerekti bizlere Allah'a dâvetinden  Ey bizden seçilen elçi Yüce bir dâvetle geldin Sen bu şehre şeref verdin  Ey Sevgili hoş geldin) Evet, ey Sevgili hoş geldin. Gelişinin 1454'üncü sene-yi devriyesinde ümmetin hâli perîşan. Sen bu fânî dünyâya hoş geldin de biz seni ağırlayabildik mi? Senin ümmetin bugün bir kan gölü içinde yüzüyor. İzzetini ve şerefini korumak isteyen bir avuç Gazzeli, gece gündüz ağlıyor hem de yanakları hüzün gamzeli... Onlara kan ağlatan zâlimin kırılsın eli.  Bu yazıyı kaleme almadan önce en süslü kelimeler ile sana seslenmekti niyetim Yâ Rasûlallah. Fakat insanlık kan ağlarken ben nasıl gülerim düşüncesi tereddütte bıraktı beni. Affına sığınıyorum ve merhametinden medet istiyorum. Yüreğim hıçkırıklara boğulurken hâli pür melâlimizi arz etmek adına şu şiirimi sana arz ediyorum.  Örümcekler değil, kâfirler ördü ağını İlmek ilmek söktüler, ümmetin otağını  Müslümanım diyenler hak etmiyor Cennet'i Korkmadan işleniyor katliamın en neti  Bu asırda kan doldu çocukların gamzesi  Gazze çığlık çığlığa duyulmuyor gam sesi  Hakkıyla yürüseydik sana gelen yolları  Keşke sarabilseydik açılan tüm kolları  Şeytan tutmuş silkeler, perîşan derbederiz  Birbirimize düşmüş, durmadan harbederiz  Sana gelebilseydik tökezlemez düşmezdik Kabuk tutmaz yarayı, eşelemez deşmezdik Cümle diller lal oldu, konuşmaz zerre ihlas Karardı kalpler hepten, çoktandır etti iflas  Mâsumiyet deneni tutardık el üstünde  Şimdi ondan eser yok, ağıt var Filistin'de  İnsanlar gezinirken göğsünü gere gere  Secdeler iz bırakmaz artık öptüğü yere Sevdiklerin seninle, bir başımıza kaldık Neydi ömrün gâyesi, biz ki sefâya daldık  Bir ân görün Yâ Nebi! Gözlerimiz şenlensin Umûdumuz yalnızca, yalnızca bir tek sensin  Sana olan aşkımız ummanlara denk düşer  Sünnetine uyarsa yolunu bulur beşer 20 Nisan 2025 / Saat: 02.54 / Mersin  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız