HİCRETİN BİRİNCİ YILININ BİRİNCİ GÜNÜNDE MÜSLÜMAN OLAN YAHUDİ
İllerimizden birinde 2024’ün Kasım ayında verdiğim bir konferansın sonunda, “İşgalcilerin sayısı, ABD ve AB’nin verdiği silahlarla sahip oldukları silah üstünlüğü, istihbarat desteği, bütün dünyan dilleriyle ‘Gazzeliler haklı’ derken elleriyle İsrail’e destek, Gazzeli Müslümanlara köstek oldukları bir zamanda, Gazzelilere ekmek girişini bile sağlayamayan Birleşmiş Milletler’in acziyle İsrail’e verdiği destek hesap edildiğinde bu çağın mücahitleri, kahramanları, yiğitleri, korkusuzları, irkilmezleri, çekinmeyenleri, Cesur yüreklileri, ürkmeyenleri… Gazzeli mücahitlerdir” dedikten sonra, “Allah, Netanyahu’ya Müslüman olmayı nasip etsin de, Halit bin Velid gibi, Sevgili Peygamberimizin azılı düşmanı olan Ebu Cehl’in oğlu İkrime gibi, Müslüman olsa da onlar gibi Netanyahu da bütün Yahudilerin İslam’a girişine sebep da, insanlığın başı beladan kurtulsa” dediğimde “Amiin” kelimesi çok cılız geldi. Beni Kaynuka’ Yahudilerinin Hahamı olan Husayn isimli zat anlatır: “Peygamber (Allah’ın selamı onun üzerine olsun) Medine’ye gelince insanlar koşarak onu görmeye gittiler. Koşarak gidenler arasında ben de vardım. Ben onun yüzünü araştırdım. Bildim ki, onun yüzü yalancı yüzü değildi. Ondan ilk duyduğum söz: “Selamı yayınız, Yemek yediriniz, Akrabalık bağlarını kuvvetlendiriniz, İnsanlar uyurken gece namazı kılınız, Ve Cennete selam/selametle giriniz.” (Müslim, Sahih, K. Mesacid, bab 27, Tirmizi Sünen, K. Sıfat’ül-Kıyamet ve’r-Rikak bab 42, İbni Mace, Sünen, K. İkamet’üs-Salat, bab 174, K Et’ıme, bab 1, Nesai, Hâkim Müstedrek, Ahmed Müsned, Abdullah bin Selam hadisi) Daha Yahudi Hahamı iken, “Onun yüzü yalancı yüzü değildi” diyor. Haham Husayn hemen Müslüman olur ve Sevgili Peygamberimiz onun adını Abdullah bin Selam olarak değiştirir. İran’ın, Kudüs’ün fethinde bulunur ve Hicri 43, miladi 663 yılında Medine’de vefat eder. (Allah ondan razı olsun) Dikkat ediniz, Sevgili Peygamberimizin ilk söyledikleri şu anda sekiz milyar insanın her birinin mayasında saklı olan fıtri, tabii, insani özelliklerdir. İnkârla, gâvurlukla üstleri kapatılsa bile, herkesin iç dünyasının hoşlandığı şeylerdir. Bu hafta yayınlanan istatistiğe göre, 26 şahsın elindeki para, üç milyar sekiz yüz bin insanın elindekinden fazla imiş. İşte kapitalist kâfirlerin koyduğu kanunlar ancak bunu meydana getirir. Sevgili peygamberimiz, toplumun en fazla ihtiyacı olan kaynaşmayı sağlayacak selamla başlıyor Medine hayatına. Her milletin kendine göre selamlaşması vardır. Ama sevgili peygamberimiz devam ediyor: “Yemek yediriniz.” Selamla, canların selameti, muhabbeti, kaynaşması sağlanırken yemekle, zengin akraba, arkadaş ve komşularla muhabbeti artırırken fakir akraba, arkadaş ve komşularla tenlerin gıdası sağlanarak kaynaşma meydana gelir. “Akrabalık bağlarını kuvvetlendiriniz” derken “sıla-i rahim” gerçekleşir ve zengin-fakir bütün akrabalarla, hediyeler vererek, ziyafetler çekerek, görüşerek, sofra ve sohbetlerde bir araya gelerek, telefonlarla, mesajlarla hal hatır sorarak bağları kuvvetlendirmek istenir. Gece namazında riya yoktur. Kimse sizin namaz kıldığınızı görmediğinden yalnız Allah rızası için kılındığından, gündüzün ağır yükünü taşımak için Allah’tan güç takviyesi olduğundan gece namazına dikkatimizi çekmiştir. “Ben, kalkamam” derseniz gece kılınan akşam, yatsı ve sabah namazlarına dikkat ediniz. Haham Husayn hemen Müslüman olur ve Sevgili Peygamberimiz onun adını Abdullah bin Selam olarak değiştirir. Ailesi, halası ve diğer birçok Yahudi Müslüman olur. Pers İmparatorluğu’nun yıkılıp onların Müslüman olmasına sebep olan ordunun içinde bulunur. En önemlisi de Hazreti Ömer döneminde Kudüs’ün fethinde bulunur. Biz, Firavun gibi din düşmanı kâfirlerin, Karun gibi kapitalist kâfirlerin, Bel’am gibi, din bilgisini İslam’a karşı kullananların ölmesi için dua etmeyiz. Biz, en katı İslam düşmanının Müslüman olması için dua ederiz. Sevgili Peygamberimizin harp öncesi yaptığı duasında, İslam düşmanları ve Müslümanların düşmanları için “Kahhir a’daena” dedi diyenler, duadaki “Alt etme, boyun eğdirme, bozguna uğratma…” anlamına gelen “Kahr” kelimesinin manasına yeniden bakınız. Biz, müminiz; imanlı manasına geldiği gibi güven veren manasına da gelir. Özümüz, sözümüz, yüzümüz aynı olsun, herkese ayna olsun.