HARAM İLE HELAL KARDEŞLİĞİ
Birisi olmaz ise öteki de kendiliğinden aradan çekilir. (mi?) Birinin yaşaması ötekinin de yaşaması demektir. (mi?) “Birinin ölümü de diğerinin ölümüdür” denilebilir mi? Terminolojik olarak birbirinin zıddıdır ama ikisi birbirini besler ve yaşatır. Helâl, doğal ve sıradan olandır. Helâl, alkış beklemez. Helâlin ek bir onura gereksinimi yoktur. Helâlinden olan hiçbir şey övgü gerektirmez. Helâl, yaşamın bütün hücreleri tarafından emilir ve gene onlar tarafından beslenir. Bu alışverişin ilişkisi bir çıkara dayalı değildir. Alışkanlık ile izah edilmez. Tamamen fıtrattır. Koruyucusu ve terazisi vicdandır. Haram ise doğal olmayandır. Haram bahane götürmez. Haramın gerekçesi olmaz. Helâlin ödülü olmaz ama, haramın cezası olur ve bu ceza onu mazur gösterecek ve unutturacak kılıflardan aridir. Çünkü haram fıtrata aykırıdır. Haram dünyevi veyahut da ahiri gerekçeler ile cezasız kalır ise bulaşıcı özelliğinden dolayı hızla yayılır. Haramı hiçbir ibadet temizlemez. Ben teolog değilim ama yaşamdan öğrendiğim şeylerden bu sonuca varıyorum. “Kılarım namazı, giderim hacca, tutarım orucu tertemiz olurum” diye düşünenler var. Bu durum haramı meşrulaştırır ve sıradanlaştırır. Harama alışılır. Bir süre sonra harama haram bile denilmez hale gelir. Haram bir toplumu ahlâksız hale getiren en insafsız virüstür. Haram ile bu kadar içli dışlı hale gelen bir toplum artık haram ile iştigal ettiğini bile unutur. Haram ve helal kardeşliği konusunda söylenecek o kadar çok şey var ki kelam kısır kalır. Siz en iyisi etrafınıza şöyle bir dikkatlice bakın derim. Gördükleriniz yeter sanırım.