ZAFER TARGAN YAZDI /HASTA(HA)NE 2

TAKİP ET

 

Zafer TARGAN

            Hastane ile ilgili daha önce yazdığımız yazı; çok yüzeysel ve kısa gözleme dayalı, herkesin ilgi alanına giren ve dikkatini çeken birkaç konuydu.

            Toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren ve de sağlıkla alakalı olan hastane konusunda; pek çok kişi yazı sonrası, değişik kanallar ile yazıda dile getirdiğimiz “bir dokun bin ah işit” kabili görüşlerini, sorunlarını iletti bize.

            Bunlar arasında bireysel memnuniyetsizlikler, idarenin yetersiz ve eften püften işlerle daha çok ilgilenmesi (meşhur asansörlere yazı konusu), doktor yetersizliği, personelin hastalarla, yöneticilerin personelle olumsuz diyalogları, siyasi erkin çalışanlarla alakalı olarak ehliyet ve liyakat yerine yandaşlarla iş birliği ve görevlendirmeler yapması…v.s. sayılabilir.

**

            Hastane ile ilgili önümüzdeki günlerde muhtemelen iki olay kamuoyunu daha çok meşgul edecek.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile sektörü çok iyi bilen bir bakanımız oldu. Özellikle hastane yöneticileri ile ilgili tasarrufu ne ve nasıl olacak. Siyasi güç yine bu konularda etkili olacak mı?. Görevlendirmelerde ehliyet ve liyakat ön planda mı tutulacak. Görevi başarı ile yapabilme gücü olanlar mı iş başına gelecek.

İkincisi hayalken gerçek olan ilimiz üniversitesine tıp fakültesi açılması. Fakülte fiziki olarak ilimizde öğretime açılıncaya kadar sağlık hizmeti sunulması ve alt yapı oluşturulması için, fakülte ile ilimiz devlet hastanesi arasında yapılması muhtemel protokol. Bu protokolle ilimize sahasında daha yetkin sağlık görevlileri (akademik unvana sahip Dr.lar) gelecek ve hizmet sunacak. İleri teknoloji gelecek. Daha detaylı ve farklı sağlık uygulamalarının önü açılacak.

İşte o zaman böyle bir kuruma yönetici kim olacak. Sağlık Kurumları Yöneticiliğialanında eğitim almış uzman bir doktor mu, yoksa siyasi kayırma ile görevlendirilen bir pratisyen doktor mu.

Çünkü biliniyor ki;günümüzde sağlık hizmeti veren kurumların yönetimi önemli bir çalışma alanı haline gelmiştir. Sağlık hizmeti veren kurumlar aslında tıbbi kurumlar oldukları kadar ekonomik ve sosyal amacı olan kurumlardır da. Hatırlıyorum geçmiş yıllarda hasta memnuniyeti ile istatistikler yapılıyor, hastalar hizmet sonrası evlerinde ziyaret ediliyordu. Bu nedenle sağlık kurumlarının profesyonel yönetim eğitimi almış kişiler tarafından yönetilmesi zarurettir.

Yönetici; kaynakların verimli kullanılması, gereksiz ilaç sarfiyatınınönlenmesi, çalışanlarla ilişkilerde, hasta-personel münasebetlerinde, toplantı ve zamanı yönetmede, sağlıklı iletişim ve beden dili kullanmada, ikna tekniği ve daha pek çok alanda eğitimli ve deneyimli olmalıdır.

Aslında işin temelinde şu var. Sağlık yöneticiliği doktor olmayı gerektiriyor mu. Sağlık yöneticisi olmak için illa doktor olmak şart mı. Her doktor aynı zamanda idareci de olabilir mi. Genel kanı Sağlık Kurumları Yöneticiliği alanında eğitim almamışsa doktor bile olsa idarecilik yapması zor.

Son söz; bu konularda eğitiminiz yok, siyasi nedenlerle yönetici olmuşsanız bir bakarsınız hastalara yemek dağıtılan tabldotlarda ve mutfağınızda zararlı böcekler cirit atar. Hasta-çalışan, yönetici-çalışanlar arasında sıkıntılarla baş başa kalırsınız. Ya ilgisizlikten WC de doğum yapan, sakat doğan bebekler sorunu oluşur.Ya da boya, cila, asansörlere yazı, kapılara resimle gününüz gelir geçer.

Sağlıklı günler temennisiyle…