Türkü sever misiniz?

TAKİP ET

Türkü sever misiniz? İnsan neden türkü dinler? Nasıl türkü dinlenir?

Çoban Ateşi/ Y. Küçükcicibıyık

    Türkü sever misiniz?
    (Hakkı ve Hüseyin’in türkülerini tek başıma alkışladım ben…)
    Türkü sever misiniz?  İnsan neden türkü dinler? Nasıl türkü dinlenir?
Aslında biz değişmeden, değişmeyecek hiç bir şey…
    Hani her fırsatta değişim istiyoruz ya, önce biz “bizi” değiştirmeliyiz.  Adabı muaşeret kuralları öğretilirdi eskiden evlerde, okullarda, komşu teyze meclislerinde…
    Sahi ne oldu bize… Çok severek dinlediğimiz bir türküyü bile alkışlamayı unutmuşuz meğer…
    Belediye çay bahçesinde sanatını çok seven iki sanatçı Hakkı ve Hüseyin’i mutlaka dinlemeye gidin diye bir yazı yazmaktı niyetim, ama…
     
    Eski hastane mahalline kurulan şimdilik ağaçları olan belediye çay bahçesi tıklım tıklım dolu olunca, ilk yorumum: 
Bak nasıl da ihtiyacımız var canlı müziğe, iyi demlenmiş bir çaya, eş dostla muhabbete, yeşile, ağaç serinliğine (bir eksikliğe iç geçiriyorum bir de su şırıltısı olsa civarda diye… illa çok şey isteyeceğim ya…) 
Genç sanatçılardan biri gitar, diğeri kemanıyla bağrımızı yakıp kavuran türküleri sırayla okumaya başlıyorlar. “Ah yalan dünya, Sivas’ın yollarında, sarı gelin, acem kızı…vs” 
Her türkü içime siniyor. Her seferinde alkışlıyorum tek başıma, beni bir gören olur mu diye etrafıma bakıyorum “tık” yok… Bir daha şaşırıyorum bize ne oldu diye?
    Bu arada türkülerini şahane bir yorumla okuyan sanatçılar anons ediyor “alkışlayan elleriniz dert görmesin” diye… Cılız bir alkışa üzüleyim mi kızayım mı bilemedim.
    Türkü bizim özümüz, canımız, geleneğimiz, sevdamız, hasretimiz, kederimiz olunca, bunca kötüye giden ilişkilerimizin temel kaynaklarından birini de keşfetmiş oluyorum.
    Biz toplum olarak türkülerimize bile sahip çıkamaz hale geldik. Eğreti duruşumuz oradan geliyor sanırım. Git gide yasak savan anlayışların kurbanı olduk ve gün geldi “arkası gelmez dertlerimin…” şarkısına mendil sallayıp halay çektik, yetmedi göbek attık. Var bir ters durum…
    Neyse alkışlayın dememle alkışlamayacak kimseler… Ben Hakkı ve Hüseyin’e mekânlarında teşekkür ettim. Hani olur ya, gerçekten türkü seven birileri kaldıysa eğer, Hakkı ve Hüseyin’i dinlemeye gidin isterim. 15 Ağustos’a kadar belediye çay bahçesinde sahne almaya bizi telli turnanın kanadında, sevda yükümüzü taşımaya devam edecekler.
    Prestij organizasyonda iki genç adam, her akşam saat 21.00’de türkülerini söylüyorlar. Hakkı Aydın ve Hüseyin Selvi siz söyledikçe elbet alkışlamayı öğreneceğiz. Pes etmeyin sakın, biraz daha sabır…
    Sahi insan neden türkü dinler?