Ş.ŞAHİN; "ÇANAKKALE GÜCE DİRENİŞ, ZULME BAŞKALDIRIDIR"

TAKİP ET

Sadet Partisi İl Başkanı Şaban Şahin, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeni ile yayımladığı mesajında şöyle dedi; 

“18 Mart 1915…
Boğaza ağı ağır bir duman yaklaşıyor, gökyüzü kararıyor
Duman, altındaki ölüm kusan gemileri gizliyor
Önce top sesleri işitiliyor, sonra gülleler düşüyor
Yer sarsılıyor, ecdat hazırlanıyor
Yer sarsılıyor iman coşuyor
Açıl ey gökyüzü, şehitler geliyor
Bundan 103 yıl evvel Ehl-i Salib, çeşitli entrikalarla, hilelerle, adım adım uyguladıkları proje ile son derece zayıf bir duruma düşürdükleri Osmanlı Devletine son darbeyi vurup İslam’ı ve Müslümanları yok etmek üzere kapımıza dayanmışlardı. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu duruma benzer bir durumda idi Osmanlı Devleti. Bu sebepten bugün bizim Çanakkale’yi çok iyi anlamamız, analiz etmemiz gerekiyor.
Çanakkale kemiğin çeliğe galip gelmesidir. İmanın, aşkın devasa orduları yer ile yeksan ettiğinin apaçık delilidir. Çanakkale zaferi maneviyat ile kazanılmıştır. Düşman dönemin en gelişmiş gemileri, silahları ile saldırmıştı. Onlarda imkân çoktu ama iman yoktu. İşte maneviyat sıfırların başındaki 1’dir. ‘1’ olmazsa ortada sadece ‘0’ kalır. Şayet ecdadımız bugünkü gibi düşünse idi; ‘ne yapalım büyük güçlerle anlaşmadan bu işler olmuyor.’ dese idi bizim bugünkü durumumuz ne olurdu? Seyit Çavuş, kemikleri yerinden oynatacak ağırlıktaki 250 kiloluk mermiyi kaldırmak yerine güvenli bir yer bulup oraya gizlenebilirdi. Ama onlar kolay olanı değil, teslim olmayı değil zulme karşı mücadeleyi, güce kafa tutmayı tercih ettiler. Çünkü sahip oldukları manevi güç bunu emrediyordu.
Elbette bu zaferde ki feraseti de görmezden gelemeyiz. Sultan Abdülhamit Han küffarın bir proje uyguladığını görmüş, bu projenin hedefini tespit etmiş ve Çanakkale savunmasına özel ehemmiyet vermiştir. Bugün de aynı hedefteki projelerin farklı versiyonları devam etmekte ve Türkiye’miz her geçen gün zayıflatılmakta. Yedi düvel etrafımızı kuşatmış, leş kargaları gibi başımıza üşüşmüş. Ancak bilinmelidir ki bugün ülkemizin beka sorununun kaynağı ferasetsiz politikalardır. Bütün uyarılara kulak tıkayıp, ABD’nin işaret ettiği yolda inatla ilerlemek geldiğimiz noktada ülkemizi beka sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır. Bundan sonraki süreçte Ehl-i küffarın projelerine bilerek ya da bilmeyerek yardım etmemek için öncelikle insanımızı kutuplaştırmaktan vazgeçmeli toplumsal barışı tesis etmeliyiz, zulmü ortadan kaldırmalı adaleti hakim kılmalıyız. Unutmayalım ki zaman değişir, asır değişir ama hak ile batılın, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, adalet ile zulmün mücadelesi aralıksız kıyamete kadar devam eder.
Hak ile batılın mücadelesinde şehadet şerbetinden tadan aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyoruz. Onların şehit olduğu değerler uğruna mücadelemizi devam ettireceğiz.”