Munise Işık "Karaman'daki Kovid19 Tablosu Kadınlarımızın Desteği Ve Duyarlılığı İle Düzelecek"

TAKİP ET

Munise Işık bir mektup yazarak, kovid 19 mücadelesinde Karamanlı kadınlardan destek istedi. Işık, mahalle mahalle gezerek kadınların çoğunluğuna mektubu elden kendisi dağıtıyor. Kadınları, koruyucu tedbirlere karşı yılmadan uyarıyor ve kadının gücüne inanıyor…

Karaman’da Kovid-19 mücadelesi kapsamında Vali Alpaslan Işık’ın eşi Munise Işık himayesinde başlatılan  “Sevdiklerine nefes ol” kampanyasındaki gelişmeleri konuşmak üzere yılın son günü Munise Işık ile buluştuk.  Işık,  Karamanlı kadınlardan umutlu olduğunu ve pandemi döneminde evde neler yaptığını anlattı.

Her kadına ulaşmayı amaçlayan Munise Işık sorularımıza içtenlikle cevap verdi.

-Kovid-19 mücadelesinde; Sizin önderliğinizde, hedef kitlesi “kadın” olan bir seferberlik başlattınız. Neden sorusuna geçmeden önce, Karaman’ın içinde bulunduğu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Munise Işık:  Karaman'da bugün korona virüs vaka sayısı düşme eğilimi göstermekle birlikte hala tedirgin edici boyutta, bu yüzden kadın seferberliğini virüsle mücadelenin devamlılığı açısından çok önemsiyoruz, bugün ki tablo kadının dokunuşu ile düzelecek.

 Türkiye’de bir ilk olacak projenin mesajı çok net...  Kısıtlayıcı tedbirlere özellikle ev kadınlarından destek istiyorsunuz.  Kadına odaklanmanızın ana sebebi nedir?

 Munise Işık: Yaklaşık 10 ay gibi bir süredir korona virüs ile milletçe mücadele etmekteyiz. Bu süreçte başta sağlık personelimiz olmak üzere il hıfzıssıhha kurulumuz, kolluk kuvvetlerimiz ve salgın denetim ekiplerimiz gibi kurumlarımız bünyesinde oluşturulan ekiplerce denetim ve yaptırımlar etkin bir şekilde yürütülmekteydi. Ancak alınan tüm tedbirlere karşın virüsün yayılma hızı durdurulamamaktaydı. Demek ki bir yerlerde eksik bir şeyler var diye düşündük. Bu sebeple virüsle mücadele etmek için yeni yöntemler aramaya başladık.

 Son dönemdeki vaka artışlarına; maske-mesafe-temizlik kurallarına yeterince uyulmamasının yanında kadınlar arasında yapılan günler, ev gezmeleri, mevlit, taziye, doğum günü partisi gibi sosyal etkinliklerin devam etmesinin çok büyük etkisi vardı. Birde bunun yanında virüsle mücadelenin uzun zamana yayılmış olmasından dolayı milletçe rehavete kapılmamız da başka bir etkendi. Milletçe toparlanıp aktif bir şekilde mücadeleye devam etmeliydik. Virüs sadece sokakta sosyal alanlarda değildi. Evlerimizin içine kadar girmişti. Dışarıda ne kadar tedbir alınırsa alınsın, evlerin içine müdahale etme imkânı yoktu. Evet, devlet sokağı işyerlerini kontrol edebiliyor ama evleri kim kontrol edecek? Öyle bir noktaya temas etmeliydik ki evlerimizde aktif mücadeleyi başlatabilelim. İşte bu noktada nerede eksiğimiz var sorgulaması, biz kadınların bu mücadelede ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Evi çekip çeviren, virüsten koruyucu tedbirleri evde uygulayan ve uygulattıracak olan, bu kuralların önemini ev halkına en iyi anlatacak olan etken güç tabii ki evlerin hanımefendileri. Tıpkı diğer her konuda olduğu gibi evlerin koruyucu melekleri, Kadınlarımız… Kimimiz anne, kimimiz abla, teyze, kardeş. Ama hepimizin ortak özelliği insan neslinin devamı için canımızı ortaya koyma özelliğimiz. Hepimizin hamurundan kaynaklı annelik duygusu ve içgüdüsel korumacılığımız. Kadın isterse ve bu işi sahiplenirse virüsle mücadelede etkili olacağımızı biliyoruz. Bu sebeple Covit-19 ile mücadelede kadınlarımızı daha aktif etmemiz gerektiğini fark ettik ve kadınlarımıza odaklandık.

-Peki, her kadına ulaşmayı nasıl hedefliyorsunuz?

 Munise Işık: Öyle bir proje yapmalıydık ki önce Karamanımızdan başlamak üzere dalga dalga tüm kadınlarımıza ulaşabilelim.  Bunun gerçekleşmesi için hem projeyi sahiplenebilecek hem de salgınla mücadelede sahayı bilen sağlam bir ekibe ihtiyaç vardı.   Önce salgının ilk başından beri Vefa Sosyal Destek Grupları, Seyahat İzin Kurulları gibi grupları yöneten ve Salgın Denetimlerinde aktif olarak sahada virüsle mücadele eden iki kadın yöneticimiz; İl AFAD Müdürü Şerife Han ve Valilik Bilgi İşlem Şube Müdürü Gülsine Kılınçarslan  ile çekirdek bir kadro oluşturduk. Birlikte bir çalışma planı yaptık. Hiçbir görüş ve statü ayrımı yapmadan sadece kadın olma olgusu üzerinden tüm kadınlarımıza ulaşmalıydık. “Sevdiklerine Nefes Ol Karaman Projesi” böyle başladı.

Ardından ilimizde bulunan kadınlarımıza ulaşabilecek, kilit noktalardaki yönetici ve hatırı sayılır kadınlarımızla görüşmeye karar verdik. Karamanda bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşlarından varsa en üst düzey kadın yönetici ya da kadın temsilcilerini istedik. Ardından mecliste grubu bulunan siyasi partilerin kadın kolları başkanları, STK ve Kamu Yararı Gözeten Derneklerin kadın başkanları, kadın muhtarlar, kadın basın temsilcileri, yatırımcı kadın kurullarının yöneticileri, vakıfların kadın temsilcileri gibi üst düzey kadın temsilciler ile birebir görüşerek projemizin ana hedefini anlattık. Görüştüğümüz kadın yönetici ve temsilcilerden oluşan bir sosyal iletişim grubu oluşturduk. Covit-19 ile mücadelede kadın gücünün aktif edilmesinin gerekliliğini, bu süreçte ülke olarak normalleşmeye geçinceye kadar “Sevdiklerine Nefes Ol Karaman” Projesi bünyesinde birlikte yapacağımız faaliyetleri, kamu spotu şeklinde yazılı ve görsel bilgilendirmeleri, tüm iletişimde oldukları kadınlara sosyal ağ ve mesaj hatlarından yayarak destek olmalarını istedik.

Bütün görüşmelerimizden olumlu dönüşler aldık. Bu bizim doğru yolda olduğumuzu gösterdi.  Artık projemiz bünyesinde yapmayı planladığımız faaliyetlerin yanı sıra tüm kadınlarımızı salgınla mücadelede aktif edecek, bu sosyal sorumluluk projesini sahiplendirecek ve farkındalık oluşturacak etkili mesajlar oluşturmalıydık. Evlerin Hanımefendilerine sıcacık, samimi bir mektup yazarak onları evlerimizde salgınla mücadeleye davet etmeye karar verdik. Yazdık ta… Bir taraftan nostaljik duygularımızı paylaşırken dijital bir çağda yaşadığımızı da unutmadık. Mektubumuzun sosyal platformda da paylaşabilmek için bir videosunu çektik. Dezavantajlı gruplarımıza da ulaşabilmek için mektup videomuza bir de işaret dili çevirimizi ekledik. Videomuzun QR kodunu fiziken göndereceğimiz mektubun altına ekledik. Yazılı, görsel, işitsel ve işaret dili ile çevrilmiş bir mektubumuz oldu. Her kadınımıza, en net şekilde ulaşabilmeli ve mesajımızı iletebilmeliydik.

Ardından 10 Aralık 2020 tarihinde Lütfi Elvan Fuar ve Kongre Merkezinde yönetici kadınlarımızın katılımıyla “Sevdiklerine Nefes Ol Karaman” Projesinin açılış ve tanıtım toplantısını yaptık. Proje hedeflerimizi anlattık. Salgınla mücadele hususunda bilgilendirmeler ve sunumlar yaptık. Toplantının ardından mektubumuzu ve videosunu katılımcılarımızla kurduğumuz iletişim hattından paylaştık. Onlar da tüm etkileşimde bulundukları kadınlara sosyal ağları üzerinden gönderdiler. Buradan ayrıca tüm katılımcı ve destekçilerimize teşekkür etmek istiyorum. Mektubumuzda da söylediğim gibi; Kadın varsa, hayat vardır.

 -Salgının kontrolünde kadınların gücüne inandığınız bu projenin ilk ayağı Karaman il merkezinde başlatıldı. Şu ana kadar kaç kadına ulaşabildiniz? İlçe, kasaba ve köydeki kadınlara da ulaşacak mısınız?

Munise Işık: İlk hedefimiz Karaman merkezde bulunan kadınlarımıza ulaşmak. Ardından tüm ilçelerimizi de buna dahil etmek. Bunun için evlerin hanımefendilerine yazdığımız ve Karaman Belediyesi, ONGUN A.Ş. destekleriyle basımı yapılan mektup ilimiz merkezde bulunan 70.000 haneye fiziken dağıtıldı. Dağıtım, mahalle muhtarlarımız ve emniyet görevlilerimiz eşliğinde İŞKUR-TYP Personeli, Vefa Destek Grubu ve İl AFAD Müdürlüğü Personeli eliyle yapıldı. Sosyal ağlardan paylaşımlarımız da devam ediyor. Buradan tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

 -Bir anlamda kadınları ön cephede mücadele etmeye çağırdınız ve bir mektup yazdınız.

Neden mektup?  Mektubunuzda neler yazıyor?

 Munise Işık: Mektup bildiğiniz gibi bizim toplumda önemli yere sahip en klasik haberleşme aracı. Nostaljik yönü yanında derdin, hüznün, ayrılığın ve umudun içinde barındığı yazılı metin. Bundan dolayı mektup.

Mektup daha insani bir dokunuş sesleniş gibi geldi bize.

 Mektubumuzun metni şu şekilde:

 Evlerin Hanımefendileri,

Bu mektubu size en kalbi duygularla bir eş, bir anne, bir evlat olmanın verdiği sorumluluk duygusuyla yazıyorum. Zor bir zaman diliminden geçiyoruz. Bu salgın sürecinde gözümüzle göremediğimiz, nereden geldiği belli olmayan bir düşmanla savaşıyoruz. Korona virüs salgını ile birlikte hastalığın kendimize ya da sevdiklerimize bulaşma ihtimalini bilmek, hem hepimizi endişelendiriyor hem de daha tedbirli yaşamaya zorluyor. Hep birlikte eski güzel günlere geri dönebilme umudunu diri tutmaya çalışıyoruz.

Sevgili Hemşehrim,

Kış şartlarının kapıyı çaldığı ve artık kapalı mekânlarda, evlerimizde daha çok vakit geçirmeye başladığımız bu süreçte salgının bulaşma riski de artmıştır. Salgından koruma amaçlı olarak kamu kurumlarınca alınan önlemler ve yapılan denetimler, evlerimizin dışında, sosyal alanlarda ancak bir yere kadar bizleri ve sevdiklerimizi koruyabilir.

Bu zor günlerde bir kadın olarak çocuklarımızın, eşlerimizin ve aile büyüklerimizin bize her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu virüs salgınını bitirebilmek için; evlerimizde bizler başta olmak üzere, kararlılıkla ve sabırla, Maske-Mesafe-Temizlikle ilgili koruyucu tedbirleri uygulamamıza, kadınlar arasında toplanılarak yapılan günlerden, akşam gezmelerinden, akraba ziyaretlerinden, düğün, taziye, mevlid, doğum günü partisi, yılbaşı kutlaması gibi toplu etkinliklerden uzak durmamıza ve aile fertlerini bu tedbirlere uyma konusunda yönlendirmemize ihtiyaç var. Sevdiklerimize bu konunun önemini en iyi biz kadınlar anlatabiliriz. Biz, bir anne, bir eş, bir kadın olarak öyle bir güce sahibiz ki inşa edeceğimiz bu güçlü duruşu; ne seller, ne depremler, ne savaşlar, ne de salgınlar yıkabilir... Bizler toplumun evlerdeki koruyucu melekleriyiz. Sizi koruyucu tedbirlere uyarak sevdiklerimize nefes olmaya çağırıyorum. Tek bir can bile kaybetmeden, sağlıklı, mutlu, huzurlu güzel günlere hep birlikte erişmek üzere…

Kadın varsa hayat vardır.  Birlikte başaracağız.

Sağlıkla kalın.

                Munise IŞIK

         Karaman Valisi’nin Eşi

-Biraz da pandemi döneminizi merak ediyorum. Malum pandeminin ağır havası üzerimizde. Kadınların bu anlamda yükü biraz ağır… Bir kadın, anne ve eş olarak bu havayı dağıtmak için siz neler yapıyorsunuz?

Munise Işık: Pandemi dönemi çok zorlu bir süreç hepimiz çok yıprandık. Bunun yanı sıra aile içi ilişkilerimiz kuvvetlendi bir arada olmanın keyfini çıkardık. Çocuklarımızla birlikte vakit geçirmek sohbet etmek birlikte oyunlar oynamak iyi geldi. Pandemi dönemi kıymetini bilmediğimiz değerlerin ve  ailenin önemini bize bir kez daha anımsattı.

 -Peki, kurallara uyma konusunda Karaman’ın karne notu nedir diye sorsam…

 Munise Işık:  Karaman halkı son derece duyarlı, bugün Valilik tarafından alınan önlemlerin kendileri için alındığı bilinci ile hareket ediyor ve kabulleniyor, bu da salgınla mücadelede büyük avantaj

-Sayın Vali bu anlamda sürekli sahada bulunan bir yönetici. Vali Bey’in duygu durumu nedir?

Eve geldiğinde size neler anlatır mesela… 

 Munise Işık:  Akşam eve geldiğinde, gün evde de devam eder tek düşüncesi daha ne yapmalıyız? Nerede eksiğimiz var? Bunu sorgular. Benden, hatta çocuklardan görüş sorar. Bu süreçte halkın sağlığı için endişeli kaygılı ve düşünceli bir ruh hali içinde.

-Pandemi döneminde alışkanlıklarımız, yaşam biçimimiz değişime uğradı. Sizin hayatınızda neler değişti?  Siz de evde ekmek yaptınız mı mesela…

 Munise Işık:  Çok şey değişti, kişi olarak sosyal bir yapıya sahip gezmeyi seven biriyim eve kapandım arkadaşlarından uzaklaştım, her konuda öncelik ailemi korumak oldu. Market alışverişi yemek ve ev hijyeni en temel uğraşım oldu. Ekmek yapmadım ama elimden gelen en sağlıklı yemeği aileme yedirmeye, bağışıklık sistemini güçlü tutmaya çalıştım.

-Pandemi bitti deseler ilk yapmak istediğiniz şey nedir?

“ Karaman’ı karış karış dolaşmak isterdim”

 Munise Işık: Karaman'ı karış karış dolaşmak, halkla bütünleşmek, fabrikada tarlada kadınlarla birlikte olmak, sorunları paylaşmak, elimizden geldiğince sorunlara hep birlikte çözüm üretmeye çalışmak.

-Son olarak 2020 size en çok neyi öğretti… 2021 için mesajınız?

Munise Işık: Hayatın anlamını her şeyin bir anda bitebileceğini sevdiklerime iyice sarılmayı, hiç bırakmamayı öğretti.  2021 yılında bu virüsten kurtulup birbirimize karşı daha duyarlı davranacağımız inancındayım. Sevginin çoğalacağı sosyal mesafe denilen ayrılıkların geride kalacağı bir yıl olması dileğiyle.