Mahmut TOPTAŞ

TAKİP ET

KORKMA Mahmut TOPTAŞ


Umut, bizim ekmeğimiz, suyumuz, nefesimiz, huyumuz.
Işığımız, ısımız, arkadaşımız, yoldaşımız.
Biz, umutsuz yaşayamayız.
Ümit bizim havamız gibidir. Nefes aldığımız sürece Allah’tan ümit kesmeyiz.
Can bedende oldukça, Allah’tan başka kimseden korkmayız.
Denizde Nuh aleyhisselamı, ateşte İbrahim aleyhisselamı, denizle Firavun ordusu arasında sıkışan Musa aleyhisselamı, Mağarada Muhammed aleyhissealamı düşmanın şerrinden koruyan Allah celle celalüh, o peygamberlere Kur’anın haber verdiği şekilde iman edenleri de 1400 yıldır yalnız bırakmamış, en zor zamanlarında, imkanların tükendiği, umutların zirve yaptığı anlarda yardımını hep göndermiştir. 
Ümit, Hayatımızın dinamosudur,.
Çalışma azmimizin güç kaynağıdır.
Tesbihimizi ve tetiğimizi tetikleyen umudumuzdur bizim.
Rabbimiz, sevgili peygamberimizin etrafında Ashabın yıldızlar gibi sıralandıkları zamanlarda Ebu Süfyan, casusları aracılığıyla Mekke ordusunun etraftan diğer kabileleri de toplayıp Medine’ye saldıracağı haberini yaydığında Ashabın durumunu bize şöyle haber veriyor:
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَانًا وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 
“Onlara (müminlere), insanlar: "Şüphesiz düşmanınız olan in¬sanlar, sizin için kuv¬vetle-rini topladılar. Onlardan korkunuz" dedi de, bu onların imanını artırdı ve onlar: "Al¬lah bize yeter o ne güzel ve¬kildir" dediler.” (Al-i Imran süresi ayet 173)
Değişen bir şey yok. 
Ashabı kiramın gönlündeki Kur’an bizim de gönlümüzde.
Amerika’sından Rusya’sına kadar bütün İslam düşmanları toplanıp gelmişler ve tehditler savuruyorlar.
Zaten biz, hepimiz bu yaşa kadar hep tehdit altında yaşadık.
Aşağılanmanın da bir sınırı vardır. Çocuklarımızın da bizim gibi “Onlarsız olmaz” tehdidi altında köle ruhuyla yaşamasını istemiyoruz.
Allahtan başka kimseden de yardım beklemiyoruz.
Rabbimiz buyurur:
يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلَا تَيْئَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ إِنَّهُ لَا يَيْئَسُ مِنْ رَوْحِ اللَّهِ إِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ)
"Oğullarım, gidiniz ve Yusuf'la kardeşini araştırınız. Allah'ın rahme¬tinden ümidinizi kesmeyi¬niz. Allah'ın rahmetinden ümidi an¬cak kâfir toplu¬luklar keser." (Yusuf süresi ayet 87)
Bu ayet-i kerimeyi Akif merhum Safahatında şiir halinde şerh etmiş. 
"Atiyi karanlık görerek, azmi bırakmak, 
Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak. 
Dünyada inanmazdım, hani görsem de gözümle, 
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle."
Yani ümitsizlik içinde ölmeyi geberme olarak kabul ediyor Mehmet Akif merhum. Yani bu Müslümanların tekrar bellerini doğrultması mümkün değil. Yeniden Müslümanların devlet olması mümkün değil. İslâm'ın yeniden insanlara tatbiki kolay değil, olmaz gibi ümitsizliklere düşmeyi Mehmet Akif gebermek olarak değerlendiriyor.
“Ey dipdiri meyyit, iki el bir baş içindir. 
Davran sana ellerde senin, başta senindir."
Ne ile yapayım diyenlere cevap veriyor. İki el bir baş içindir, bir ba¬şın varsa Rabbim iki tane de el vermiş. Bir baş içindir, davransana, el¬ler de senin, baş da senindir. Baş senin el de senin öyle ise bir başını Allah yolunda kullanacak iki tane de el vermiş Allah (c.c). Ümitsizliğe düşme, çünkü ümitsizliğe düşenler ancak kâfirlerdir diyor Allah (c.c.)
İslam düşmanlarının Filistin’de, Çeçenistan’da, Afganistan’da....kullandıkları, silahların, bombaların, gazların, Amerika’nın Japonya’da kullandığı Atom bombasını toplasanız, Cehennemin kıvılcımına denk gelemez.
Ve O Mehmet Akif Merhum, dünya edebiyatında hiç bir kimsenin ulaşamayacağı şiirini yazmış:
“— Korkma!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!”