Karaman'ın Çınarı

TAKİP ET

Biraz boynu bükük, biraz vakur

Çoban Ateşi/ Y.Küçükcicibıyık KARAMAN’IN ÇINARI AKTEKKE CAMİ
Binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Mader-i Mevlana Akteke Cami, hala bir dokunuş bekliyor… Hz. Mevlana dostları Konya ziyareti sonrası, Karaman’a mutlaka geliyor. Fakat… Karaman’da, 1370 yılında Karaman beylerinden Alaaddin Bey tarafından yaptırılan ve içinde Mevlana’nın annesi Mümine Hatun ve kardeşi Aladdin Çelebi ile yakınlarına ait sandukaların bulunduğu tarihi Aktekke Camii, binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği, tarihi dokusunu koruyan Karaman’ın çınarı konumunda. Özellikle tur şirketleri ile Konya’da Mevlana’yı ziyaret eden gönül dostları, son yıllarda, mutlaka Karaman Mader-i Mevlana (Mevlana’nın Annesi) olarak bilinen Akteke camini ziyaret ediyor. Ne güzel bir gelişme… Karaman’a gelen yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Karaman’ın çınarı ve Karamanoğlu mimarisinin en seçkin eserlerinden birisi olan Aktekke Camii, hala birçok eksiklikleri ile ziyaretçilerini ağırlayıp uğurluyor. Hz. Mevlana Belh’ten ayrıldıktan sonra, Karaman’ı yurt edinir. İlk önce dergah olarak yapılan bu binada Mevlana ve ailesi konaklar. Dervişler için cami bahçesinin kenarında küçük odalar bulunuyor. Bir zamanlar bir ilim merkezi olan Akteke Camii bugün sessiz sedasız ziyaretçilerini kendi başına ağırlayıp uğurlayan biraz boynu bükük, biraz vakur ama asırlık bir çınar olarak dimdik ayakta duran en önemli eselerimizden birisi… Kime sorsanız, kadrini kıymetini kendince ifade etmeye çalışır ve kime sorsanız iki avuç arasında bir Fatiha’dır Akteke cami… Mevlevi geleneğinin ucu bize dayanmasına dayanır da, özünden uzak kalan bir anlayış yüzünden Akteke cami, hala hak ettiği aydınlanmayı maalesef yaşamıyor. Seçilmişiyle, atanmışıyla, gönüllüsüyle, imkanı el vereni,  yazanı çizeni olarak kendi nefsimiz de başta olmak üzere bu vebal hepimizin olduğu için bir kez daha çoban ateşi yakmak istedim. Hangimiz en daraldığımız anda iki rekat namaz kılıp, huzuru arayıp sormadık. Peki kilometrelerce uzaklardan gelenler neden yüz sürdü Akteke camiine… cenneti analarımızın ayağının altına müjdeleyen Peygamber anlayışımıza ne oldu ?  Bir anma gecesi, bir kutlama mesajında iki çift laf söylemek sizce yeter mi bu şanlı itibara hürmet etmeye… Geçtiğimiz günlerde, bahçesindeki Çınarın gölgesinde huzur bulduğum Akteke camiini ziyaret ettim. Onca iş,güç telaş arasında ömrümüze elifce bir duruştur Akteke Cami. Diyanet’in yayınlarının satıldığı o küçük odalar ise edebin merkezi… Kafamı içeriye uzattığımda bizim dede lakaplı Habip Yavuz her zaman ki gönül adamlığının gereğini yapıp beni içeri buyur etti. Sonra çaylarımızı içip biraz sohbet ettik. Yerli ve yabancı turistler en çok ne soruyor? Ne arıyor, ne istiyor? diye sormak boynumun borcu soru… Dedeye de hiç kıyamam ama, anlatıyor başa gelecekleri bile bile… Ziyaretçilerin, ziyaretlerini tamamladıktan sonra en çok sorup istediği şey kitapçık ve broşür, bir Karaman yadigarı ile de şehrimizden ayrılmak… Yine başa dönüyoruz böylece, 20 yıllık yazar-çizer hayatımın bu kaçıncı aynı başlıklı yazısıdır bilmem ama “TANITIM SORUNU VAR” desem bir kez daha… Lütfen masa üzerinde üretilen projeler yarım kalmasın. Lütfen bu işler önceliğimiz olsun, lütfen bu işlerimizin bir takipçisi olsun, lütfen Karamanımızı o istediğiniz hedefe ulaştıracak projenizin bir kenarına Akteke’yi de not edin. Mevlevi geleneğinin ucu Karaman’a dayanıyorsa, bir kez olsun ulusal yada uluslar arası bir etkinliğe ev sahipliği yapma gücümüz olsun.  Cami ile aynı zamanda dikildiği sanılan anıt Çınar ağacının bir hatırı ve kimliği olsun.  Gelen ziyaretçilere bunu anlatacak resmi bir görevlimiz bulunsun.  Bir çay ikramımız olsun, bir de  Karaman yadigarı satılan bir hediye dükkanımız… Üniversitemiz başta olmak üzere, Halk Eğitim Merkezimiz ve Mümine Hatun Hanımlar lokali hediyelik eşya konusunda lokomotif  görevi üstlenmeli… Aslında anlatacak ve yapılacak çok şey var. Var olan bir gündeme bir kez daha çoban ateşi yakmaktır niyetim… Bence en büyük sorunumuz, tanıtım sorunumuz var diyen dillerde, bu iş gönüllerde olunca dedeler çok yaşasın diyesim geliyor. Dede(Habip Yavuz) caminin çilehanesini kendince temizleyip, bir kilim sermiş. Yerli ve yabancı turistler burayı da ziyaret ediyor. Neden? Çünkü çilehane, İslam kültürümüzün özüdür. Çilehane, Allah ile baş başa kalma yeridir. Nefis muhasebesinin merkezidir. Çilehane derin anlamlar içeriyor iken, önce işe Akteke Cami’nin çilehanesine el atmakla başlasak… Bizlere de şu başlığı atmak kısmet olsa “Mader-i Mevlana Akteke Camisi Çilehanesi Ziyarete Açıldı”… Bu başlığı atıp, bir haber yazmak istedi elim, fakat alarma geçilip bir kalp kırılır da çilehane küser diye korktu gönlüm. Bilmem bu iş bu kadar zor mudur? Zor diyorsanız hiç uğraşmayın. Ha… bir de dedeye dokunmayın. Neden yapıyorsun dede bunları dedim: “Aşk, biraz da delilik değil mi?” dedi. Ya dedeler de olmasaydı diye sorasım geliyor.