Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Odaları

TAKİP ET

H. İbrahim İNCEKARA Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Genel Sekreteri.

 

AHİLİK VE KÜLTÜRÜMÜZDEKİ YERİ

H. İbrahim İNCEKARA
Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği
Genel Sekreteri.

Ahilik Anadolu’dan Orta Asya ülkelerine ve İran’a kadar uzanan topraklarda daha çok esnaf ve sanat erbabını bir çatı altında toplayan ve oralara her türlü desteği veren bir teşkilatın adıdır.
Ahilik teşkilatının yapısında İslam’ın ruhunu yansıtan ana unsurları görmek mümkündür. Zira bu sistem, müslümanların inanç ve düşünce sistemiyle yoğrulmuş ve ihtiyaca göre kurulmuştur. Ahilik, “uhuvvet” (kardeşlik)’le çok yakın ilişkisi olması sebebiyle, İslam dünyasında kabul görmüş ve kolaylıkla yayılmıştır.
Teşkilatın kurucusu olan Ahi Evran’ın asıl adı Şeyh Mahmud Nâsıruddîn olup, İran’ın Hoy şehrinde dünyaya gelmiştir. Anadolu’daki bütün sanatların pîri olarak kabul edilmektedir ve kendisi daha çok dericilik sanatı ile uğraşmıştır. Anadolu’ya geldiğinde Kayseri, Denizli ve Konya yörelerinde belli bir zaman kaldıktan sonra Kırşehir’e gelmiş, orada Ahilik teşkilatının kurulmasını sağlayarak, 93 yaşında iken aynı yerde vefat etmiştir.
Ahilik teşkilatına girecek olan kişi önce şerbet içerek, sonra peştamal kuşanıp şalvar giyerek teşkilatın mensubu olabilmektedir.
Ahilik teşkilatının, Anadolu’nun birlik ve beraberliğinde, sosyal ve kültürel yapısında ve eğitiminde önemli rolü vardır. Teşkilata bağlı kurumda eğitim gören öğrencilere “çırak” denirdi ve çıraklar sadece mesleki yönden değil, manevi yönden de iyi bir şekilde yetiştirilmekteydiler. Ustalar ise hem bir eğitim, hem de çırağın ahlaklı, dürüst, çalışkan ve dinine bağlı bir insan olarak yetişmesinden sorumluydular. Ahiler bu şekilde tasavvufi bir eğitim sürecinden geçerek manevi alanda olgunlaştırılırken, bir taraftan da esnaflık mesleğinin düsturlarını öğrenerek kaliteli bir sanat erbabı olma vasfına erişiyorlardı.
Ahiyân-ı Rum, yani Anadolu Ahileri aralarına katılmak isteyen ahbaplarına önce referanslarını sorarlarmış. Yani kimden eğitim aldıklarını. Daha sonra yol töresince sınava çekilirlermiş. İşte bir sınav ve örnek iki soru:
- De bakalım, ahiliğin açığı kaçtır?
- Dörttür.
- Say gelsin!
- Eli, yüzü, gönlü, sofrası. ( Eli açık, yani cömert olmalı; kapısı açık, yani misafirperver olmalı; sofrası açık, yani aç geleni tok göndermeli.)
- Kapalısı kaçtır?
- Üçtür.
- Say gelsin!
- Gözü, beli, dili. (Gözü kapalı olmalı, yani kimseye kötü nazarla bakmamalı; kimsenin ayıbını görmemeli; dili bağlı olmalı, yani kimseye kötü söz söylememeli; beli bağlı olmalı, yani kimsenin namusuna ve şerefine göz dikmemeli.
AHÎLİĞİN GÖRGÜ KURALLARI
Ahîlik kurumundaki eğitiminin asıl amaçlarından biri "ferdi sosyalleştirerek şahsiyet haline getirmek ve üstün insan kılmak" tır. Bireyin sosyalleşmesi için gerekli kabul edilen ve "görgü kuralları" olarak ifade edilen bütün kuralların Ahî zaviyelerinde, Ahî örgütü üyelerine kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu kuralların bireye benimsetilmesi için cumartesi akşamları zaviyelerde dersler verilmiş ve uygulanması mümkün olanlar uygulanmıştır. Fütüvvetin ancak bu kurallarla tamam olabileceği beyan edilmiş ve "nefis terbiyesi ders terbiyesinden hayırlıdır" hadisi esas alınarak kurallar benimsetilmeye çalışılır. Ferdin tavır ve davranışları haline getirilmek istenen görgü kuralları şu şekilde sıralanabilir:
1. Yemekte edepler 12 tanedir:
- Sağ dizin yukarıya dikilmesi, - Sol ayağın aşağıda durması, - Lokmanın çiğnenmesi, - Lokmanın küçük olması, - Yemeği dökmemesi, - Ağzında lokma varken konuşmaması, - Başkasının lokmasını gözetmeme, - Ekmeği ısırıp bırakmama, - Ekmeği yemeğin suyuna batırmamak, - Ağzını şapırdatmamak, - Yemekten sonra ellerini yıkamak ve silmek.
2. Su içmekle ilgili edepler 3 tanedir:
- Bardağı (tası) iki eli ile tutmak, - Dinlene dinlene içmek ve bitirmek, - Dökmemek.
3. Söz söylemekteki edepler 4 tanedir:
- Sert konuşmamak (ağızdan bir şey sıçramaması için) - Konuşurken sağa sola bakmamak, - Sen, ben değil de siz, biz olarak hitap etmek, - El kol hareketleri ile bir şeyi ifade etmemek.
4. Elbise giymekte dört edep vardır:
- Sağdan başlamak, - Yürüyerek bir şey giymemek, dururken giymek.
5. Evden çıkmaktaki edepler:
- Çıkarken sol ayakla çıkmak, - Neşeli çıkmak, - Endişeli çıkmamak, - Çıkarken yukarıya bakmamak.
6. Yürümekteki edepler:
- Sert yürümemek, - Çukurlara basmamak, - Yanlara bakarak yürüme (dikkatli olma), - Yol ortasında yürümemek, - Kimsenin ardınca bakmamak, - Büyüğünün önünde yürümemek, - Birisiyle giderken bir işle meşgul olup, onu bekletmemek.
7. Mahallede:
- İşi olmadıkça mahallede gezmemek, - Karşıdan gelene yakın olma, - Açık kapı ve pencerelerden bakmamak, - Çocuklara uymamak,
8. Pazarda:
- Omuzunu kimseye vurmamak, - Uzaktakileri çağırmamak, - Kahkaha ile gülmemek, - Tükürmemek, - Bir şey yememek ve içmemek.
9. Alış-verişte:
- Yumuşak söylemek, - Az almak, - Aldığı şeyi geri vermemek.
10. Eve bir şey getirmede:
- Elbisesini taşıma vasıtası yapmama, - Açıktan getirmeme, - Eve varır varmaz yememe.
11. Eve girerken:
- Haber verme, - Sağ ayakla girmek, - Selam vermek, - Çevreye bakmamak, - Besmele ile eve girmek.
12. Oturmaktaki edepler:
- Sağ dizi dikmek ve sol ayağın yerde olması, - Kendi yerini bilmek, - Ayağı örtmek, - Ev sahibi konuşmadan konuşmamak.
13. Misafirlikte:
- Çağırmaya gelenin önünde yürümemek, - Yiyecek ne var diye sormamak, - Yemekten sonra çok oturmamak.
14. Hasta Ziyareti:
- İkindiden sonra gitmek, - Güler yüzlü olmak, - Hastanın sağ yanına oturmak, - Çok oturmamak, - Fatiha okumak.
Aslında görgü kuralları 700'den fazla olarak tek tek sayılmış ve ahîye öğretilmeğe çalışılmıştır. Ahîlik eğitimi, ferdin bütün gün (24 saat) yapacağı işleri ve yerine getirmesi gereken davranışları kapsamayı hedeflemiştir. Böylece birey, düzenli bir eğitimle, yaratılış amacına uygun şekilde hareket eden olgun bir kişiliğe kavuşturulmuş olacaktır.