İ.ATAKAN ÜNVER: "OĞLUM İÇİN NE İSTİYORSAM MEMLEKETİMİN ÇOCUKLARI İÇİN DE AYNISINI İSTİYORUM"

TAKİP ET

CHP KARAMAN MİLLETVEKİLİ ADAYI İ.ATAKAN ÜNVER İLE SEÇİME DOĞRU

Cumhuriyet Halk Partisinde aktif bir siyasi geçmişe sahip olan İ.Atakan Ünver, il başkanlığı görevini bırakarak 24 Haziran seçimlerinde partisinin milletvekili adayı oldu.  Bu yola çıkarken kendisini biraz daha yakından tanımak ve hayata bakış açısını değerlendirmek üzere bir araya geldik.

Seçim kampanyasına kısa bir mola veren Ünver, yoğun geçen kampanyasına rağmen enerjik ve gülen yüzü ile karşılıyor bizi…

Hemen ilk sorumu soruyorum

 Bu enerjiyi neye borçlusunuz?

İ.Atakan Ünver:   Siz kendinize inanmazsanız, seçmen size nasıl inansın?  Ben ve yol arkadaşlarım inanarak yola çıktık. Seçmenden aldığımız güç, gücümüze güç katmıştır. Kampanyamız çok verimli geçiyor. Her sabah bu inançla uyandım o nedenle yorgun değilim. Tabii biricik oğlum Artun Kerem ve sevgili eşimin desteği çok büyük. Her sabah evden çıkarken, oğlum Artun Kerem için ne hayal edip istiyorsam memleketimin ve ülkemin bütün çocukları için aynı hayali kuruyorum. Bütün çocuklar güzel ve güneşli günler görsün diye…

            Cumhuriyet Eğitmeni bir Dedenin torunu olan İsmail Atakan Ünver, gittiği her seçim bölgesinde dedesinin ayak izlerine gururla rastladığını söylüyor.

- İsmail Atakan Ünver kimdir? Sizi biraz daha yakından tanımak isteyen seçmenlerinize kendinizden bahseder misiniz? İçinizden geldiği gibi, sizi sizden dinleyelim.

İ.Atakan Ünver:  1974 yılında Karaman’da, Öğretmen bir baba ve ev hanımı bir annenin üç çocuğunun ortancası olarak doğdum. Babam Cerit Köyünden, Eğitmen İsmail’in oğlu Emekli Öğretmen Nadir Ünver’dir. Annem ise Selanik muhaciri, Berber Nazmi’nin kızı Meryem’dir. Annemin dedeleri, cumhuriyetten sonra Selanik’ten gelmişler ve merkez mahallelerine yerleştirilmişler. Baba tarafından dedem cumhuriyetimizin aydınlanma neferlerindendir. Dedem, bu toprakların ilk eğitmenlerdendir. O nedenle, seçim kampanyası sırasında elini sıktığım pek çok kişi dedemi tanıdığını söylüyor. Gittiğim her bölgede dedemin ayak izlerine rastlıyor olmak, bana hem gurur veriyor hem de memleketim adına bir sorumluluk yüklüyor. Babam da dedemin yolunu izleyen bir cumhuriyet öğretmenidir. Dedem ve babamın aydınlık yüzü, alnımın akıdır. Onlardan aldığım emaneti ömrüm oldukça taşımaya gayret edeceğim. Yine onlardan öğrendiklerimle siyaseti, hayatı ve dünyayı yorumlamaya devam edeceğim.

İlkokulu ve ortaokulu Karaman’da okudum. Çocukluğum Karaman’da sokak aralarında 70’ler gibi çok kıymetli bir zaman diliminde geçti. Çocukluğumdan 20’li yaşlarıma kadar Alişahane Mahallesi’nde oturduk. Alişahane Mahallesi’nin elma bahçelerinden apartmanlara dönüşmesine, mahalle arasından geçen derelerin, sulama arklarının yok olmasına şahitlik eden bir mazim var.  Bu mazimdeki arkadaşlarıma, komşu teyzelerime, babamın ahretliğine, bakkalından alışveriş yaptığım Osman amcaya da bir borcum var.

Bugünkü gibi her şey bol değildi. Kısıtlı imkânlarla geçti çocukluğum ama mutlu bir çocuktum, bizim kuşağın en şanslı tarafı hayatı el yordamıyla öğrenmekti sanırım.

Mesela biz Gazi Okulu’nun köşesindeki Osman Emmi’nin bakkalından aldığımız açık gofretle, tane kaymaklı bisküviyle ya da eski hastaneye giderken yolun sağ tarafındaki Konyalı muhtarın bakkalından aldığımız elvan dondurmasıyla yahut adını şimdi hatırlayamadığım seyyar arabayla okul önlerinde macun satan sakallı amcanın ağaç dalı küçük çöplere sararak sattığı macundan alarak mutlu olan çocuklardık. Tatillerde simit, balıklı şeker satardık. Hiç unutumadığım bir anıdır, babamın verdiği parayla benden birkaç yaş büyük amcaoğlumla birlikte satmak üzere balıklı şekerleri aldık. Biraz fazla almışız, hepsini satamadık. Akşam olunca horantamızın çocuklarıyla oturup sermayeyi kendimiz yedik. Velhasılı güzel anılar biriktirdiğim bir çocukluk yaşadım. İnsanın en önemli anavatanı çocukluğudur. Ben anavatanıma bu nedenle çok şey borçluyum. Bizim çocuklarımızda güneşli güzel günler görsünler diye elimi taşın altına koydum.

Liseyi Konya Veteriner Sağlık Meslek Lisesi'nde yatılı olarak tamamladım. 75 öğrencisi olan okulumuzda, 25 kişilik bir sınıfta okudum ve 24 kardeşim vardı. Yani sınıf arkadaşları olarak halen birbirimizi kardeş gibi severiz, görüşürüz. Bu da 14 yaşında yatılı okula, dahası hayata atılmanın bizlere kazandırdığı bir güzelliktir diye düşünmüşümdür hep.

O zaman var olan kurumlar sınavını kazanarak girdiğim Veteriner Sağlık Meslek Lisesi’nden mezun olunca, liseyi bitirdiğim yazın ardından 17 yaşımın sonlarında memur olarak atamam yapıldı. 1991 yılının Ekim ayında, atamamın yapıldığı Şırnak/Beytüşşebap İlçe Tarım Müdürlüğü’nde çalışmaya başladım. Beytüşşebap’ta 3 yıl çalıştım. Terörün zirve yaptığı bir dönemdi. Zor ama yine hayatı öğreten bir dönemdi benim için. Orada güzel dostluklar kurdum. 25 yıl geçmesine rağmen, telefonla da olsa hâlâ görüştüğüm, selamlaştığım Beytüşşebaplı dostlarım var. 1994’te Karaman Tarım İl Müdürlüğü'ne tayin oldum ve o gün bu gündür Karaman’dayım. Karaman Tarım İl Müdürlüğü’nde de 10 yıl çalıştım. Bu arada Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Hem memuriyete devam ettim hem de fakülteyi 4 yılda bitirmeyi başarabildim. Fakülte bitince önce Ankara’da kısa dönem er olarak askerlik görevimi tamamladım. Sonra da Tarım Bakanlığı bünyesindeki memuriyetimden 2004 yılında istifa ederek ayrıldım ve avukatlık stajımı tamamlayarak Karaman Barosu’na bağlı olarak avukatlık mesleğine başladım. Kısa bir dönem, Baro Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulundum.

Sorularımıza içten ve samimi cevaplar veren Ünver eşi ve oğlu hakkında konuşurken gazetemiz araclılığı ile eşine “Seni Çok Seviyorum” dedi

Eşim Özlem’le 2007 yılında severek, anlaşarak evlendik. Kendisi Çanakkale Gelibolulu’dur ve Asker bir babanın kızıdır. Eşim, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde 6 yıl akademisyen olarak çalıştı. Daha sonra kurum değişikliği yaparak Orman ve Su işleri Bakanlığı bünyesine geçti ve halen Karaman’da Orman Yüksek Mühendisi olarak çalışmaya devam ediyor. Tâbidir ki siyasetçi eşi olmak zor. Siyasetçinin başarısında eşinin ve ailesinin desteği çok önemlidir. Sağ olsun ki sevgili eşim bu konuda hep sabırlı davrandı. Hem il başkanlığı ve hem de bugünkü adaylığım sürecinde bana hep destek oldu. Eğer onun bu desteği olmasaydı siyasette yol almam mümkün olmazdı. O yüzden ona minnettar olduğumu ve teşekkürlerimi belirtirken, sizin aracılığınızla da çok sevdiğimi söylemek istiyorum.

4,5 yaşında Artun Kerem adında, siyaset nedeniyle en çok borçlu olduğum, hakkını yediğim bir oğlumuz var. Türkçe’nin önemine, gücüne, doğru kullanımına dikkat etmeye çalışırım. Oğluma isim koyarken de buna dikkat etmeye çalıştık. Hem Türkçe hem de anlamlı bir isim koymaya çalıştık. Artun, öz Türkçe bir isim onurlu, kendine güvenli, güçlü, kuvvetli, ağırbaşlı demek,  Kerem ise, büyüklük, ululuk ve soyluluk anlamında. 6.5 aylık iken dünyaya gelen oğlum, hayat mücadelesini çok şükür zaferle sonuçlandırdı ve şimdi mutlu bir çocuk olarak büyümekte. O bizim kahramanımız bir çocuk…

            İçimden geldiği gibi İsmail Atakan Ünver’i anlatmaya çalıştım.

- Siyasi hayatınız nasıl ve ne zaman başladı?

İ.Atakan Ünver: Aklımda siyaset hep vardı. Ama 17 yaşında memur olunca, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun memurlara getirdiği siyaset yasağı nedeniyle bu arzumu ertelemek zorunda kaldım. Aslında hukuk fakültesi okumamdaki sebepler arasında siyaset yapma isteğim önemli bir yer tutmaktadır. Bu anlamda, siyasete hazırlandım diyebilirim. Hukuk fakültesi okumam, memuriyetten istifa etmem, avukatlık mesleğine atılmam aslında siyasete giden yolumun yapı taşlarıydı. Nihayet 2010 yılında yapılan CHP Karaman Merkez İlçe kongresi öncesinde siyasete adım attım ve 20 Şubat 2010 tarihindeki ilçe kongresinde ilçe yönetimine girerek aktif olarak siyasete atıldım. Bu noktada siyasete adım atmamda önümü açan önceki il başkanlarımızdan Osman Nuri Koçak’ın (Osman Amcamın) ve o dönem merkez ilçe başkanı seçilerek birlikte yönetime geldiğimiz Mustafa Cem Kağnıcı’nın isimlerini zikretmezsem olmaz.

Siyasete bu girişimden itibaren partim CHP’de İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği, İlçe Başkan Yardımcılığı, Merkez İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı, 35 ve 36. Olağan Kurultaylarda kurultay delegeliği, 35. Olağan Kurultay ile 19. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nda Tüzük Hazırlık Komisyonu ve Tüzük Komisyonu Üyeliği görevlerinde bulundum. 26 Nisan 2018 tarihinde, milletvekili aday adaylığı için İl Başkanlığından istifa ederek 8 yıl aralıksız sürdürdüğüm yönetim görevlerimden ayrıldım. Halen kurultay delegesiyim.

-Peki, Milletvekilliği adaylık süreciniz nasıl gelişti?
İ.Atakan Ünver:  Sadece siyasi partilerin istikbali için değil, hepimizin geleceği için büyük önem arz eden 24 Haziran erken genel seçimlerinde, sözlerimin başında da vurguladığım gibi, özellikle biz gençlerin rehberi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığım emirle ve O'nun ülkemizin gençlerine olan güveninden de cesaret alarak Karaman milletvekili aday adaylığı başvurumu yaptım.

(Gülerek) Ne kadar genç olduğum tartışılır ama en azından kendimi genç hissediyorum.  Sonrası ise örgütümüzün desteği ve Genel Merkezimizin takdiri ile milletvekili adaylığım kesinleşti. Gerisi ya nasip!  

 

-Peki en  çok hangi sebepten dolayı milletvekili adayı oldunuz? Ve bu düşüncenizi ilk kiminle ya da kimlerle paylaştınız?

İ.Atakan Ünver: Az öncede bahsettiğim gibi 8 yıldır kesintisiz aktif siyasetin içindeydim. Son görevim de ana muhalefet partisinin il başkanlığı idi. Yıllardır tecrübe ederek ve kendimi hazırlayarak oluşturduğum birikimim ve il başkanlığında kazandığım tecrübeyle insanımızın yaşam koşullarının zorlaşması ve gerilemesi, ülkemizin artık demokratik bir cumhuriyet olma özelliğini kaybetmesi, zulmeden devlet erki karşısında vatandaşın tek güvencesi olan hukukun iktidar tarafından ayak bağı olarak görülmesi, halkın yararının göz ardı edilerek yandaşın yararının ön planda tutulması, geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yarınlarına dair toplumumuzda umudun giderek azalması ve yok olma noktasına gelmesi, eğitim sistemimizin tamamen çökmesi, Karaman’ımızın siyasi temsil noktasındaki eksikliği, yetki sahibi olan siyasetçilerin Karaman’a, Karamanlıların sorunlarına kayıtsızlığı ve yetersizliği, yani ülkemizin 16 yıllık AK Parti iktidarında getirildiği durum karşısında. il başkanlığı döneminde tüm bu arızaları görmüş, tespit etmiş ve eleştirmiş bir aktif siyasetçi olarak milletvekili adayı olmanın üzerime düşen bir görev olduğunu düşündüğüm için milletvekili adayı oldum.

Tabii ki Karaman’a, milletimize ve ülkemize hizmet etme isteğini de yabana atamayız bu süreçte. Örgütümün de il başkanı olarak aday olmam gerektiği ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni Karaman’da birlikte zafere taşımamız noktasında şahsıma teveccühü oldu. İl Başkanlığım herkesin sustuğu bir döneme denk geldi. Ben bu dönemde konuşarak, yazarak, söyleyerek partim adına toplumsal duyarlılıkların sözcüsü olmaya çalıştım ve bunu da büyük ölçüde başardığıma inanıyorum. Dolayısıyla adaylığımın da bu anlamda şahsım adına bir hak, beraber çalıştığımız emek verdiğimiz siyasi çalışma arkadaşlarım adına ise bir zaruret olduğunu düşündüm ve aday oldum.

Bu düşüncemi ilk olarak eşimle, babamla ve yakın siyaset arkadaşlarımla paylaştım.

 

- Adaylığınız kesinleştiği zaman neler hissetiniz peki…

İ.Atakan Ünver: Omuzlarıma daha fazla yük bindiğini hissettim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili adayı olmak, olabilmek büyük onurdur. Bu onuru yaşamanın gururunu hissettim. Tabiidir ki heyecanlandım, mutlu oldum, sevinç duydum. Bana göre aday olmak kolay olan. Zor olan, adaylık sürecini başarıyla tamamlayıp Karaman’da 16 yıl sonra CHP’den milletvekili çıkarabilmeyi başarmak. Bu başarıyı elde edebilmek ve bana güvenenlerin güvenini boşa çıkarmamak için üzerimdeki sorumluluk duygusunun kat be kat fazlalaştığını hissettim.

24 Haziran’da  gerçekleşecek seçimler için nasıl bir öngörüye sahipsiniz?

İ.Atakan Ünver: Her birimiz çok iyi bilmekteyiz ki, 24 Haziran erken seçimleri ülkemiz için tarihî ve kritik bir eşiktir. Son yıllarda, özellikle Cumhuriyetimizin temel değerlerine ve yapı taşlarına karşı sergilenmek istenen saldırılar da göstermektedir ki. bu seçim sürecinde en temel görev, Atatürk'ün, aziz milletimiz ve vatanımız için ayrı ve müstesna bir ödev verdiği biz gençlere düşmektedir. Bu noktadan bakıldığında, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Muharrem İnce'nin de, Ata'mızın bu ödevine gösterdikleri hassasiyet ve bizlerin önünü açan yaklaşımları cesaretimizi arttırmaktır. İnancım odur ki 24 Haziran Erken Genel Seçimleri, Atatürk'ün yaktığı ışıkla ve O'nun çizdiği yolda yürümeye and içmiş gençlerin damgasını taşıyan bir seçim olacaktır.  Hiç kuşku yoktur ki,  24 Haziran'da, cumhuriyetle beraber biz, gençlerin ve çocukların yarınlarını  oylayacağız. Bu oylama sonucunda; halkımızı ayrıştıranlar, yollarımızı kapatanlar, ülkemizi viran edenler, çocuklarımızın geleceğine ipotek koyduranlar, memleketin yüzünü aydınlıktan karanlığa çevirenler, çevirmek isteyenler kaybedecek. Demokrasi kazanacak, hukuk kazanacak, adalet kazanacak, kardeşlik kazanacak, barış kazanacak, Türkiye’m kazanacak, Karaman’ım kazanacak, dolayısıyla biz kazanacağız.

 

- CHP’de 8 yıldır aktif siyasi hayatınız oldu. Şimdi de milletvekili adayısınız. Size göre Karaman’ın en öncelikli çözüm bekleyen sorunu nedir?

i.Atakan Ünver :Bu soruya tek bir cevap vermek doğru değil. Çünkü benim tahayyül ettiğim Karaman’a ulaşabilmek için olması gereken birçok şeyin bugün Karaman’da olmadığını görüyorum. Bu nedenle daha kapsayıcı bir başlık altında Karaman’ın en büyük sorununun kentleşememe sorunu olduğunu düşünüyorum. Bunun içerisinde ulaşımından otopark sorununa, sanayisinin çeşitlendirilememesinden yüksek katma değerli üretim yapamamasına, sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden çevre sorunlarına, sosyal yaşamın eksikleriyle eğitim konusundaki yetersizliklere, dolayısıyla Karaman’ın cazibe merkezi haline getirilememiş olması nedeniyle nüfus olarak Türkiye ortalamasının gerisinde bir artış göstermesi yani küçülmesine kadar çözüm bekleyen birçok sorunu olduğunu ve bu sorunların da kısaca kentleşememe sorunu olarak nitelendirilebileceğini düşünüyorum. Bizim üzerimize düşen öncelikle bu sorunların varlığını görmek ve tespit etmek. Bunu yaparsak çözümü de buluruz. 

 “Karamanlının Ankara’da çalacak kapısı, söyleyecek sözü, tutacak eli olmak için aday oldum”

- Peki seçmen size, İsmail Atakan Ünver’e neden oy versin? 
i.Atakan Ünver:
  Türkiye’mizin geçtiği ve geçeceği kritik süreçler ile ülkemizde parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığı, hak ve özgürlükler, adalet anlayışı ve hukuk devleti, ekonomi, dış politika, eğitim, siyasi ayrımcılık ve toplumsal barış, terör gibi alanlarda 16 yıllık AK Parti iktidarı sonunda ortaya çıkan sorunların çözümünde Karaman’ımızın da söz sahibi olmasını sağlamak, bunun yanında ufukta görünen “millet” iktidarında Karaman’ımızın hak ettiği şekilde temsiliyle Karaman’ımızın kendine özgü sorunlarının çözümünü gerçekleştirmek adına hemşerilerimin oyuna talibim. Allah nasip eder ve hemşehrilerim de milletin vekili olmam yönünde takdir buyurursa;   Karamanlının Ankara’da çalacak kapısı, söyleyecek sözü, tutacak eli olmak için çalışacağım ve bunları da Karaman’dan ve Karamanlı’dan kopmadan yapacağım. Bunlar belki de çoğu kişinin söylediği ama pek az kişinin yapabildiği şeyler. Ben İsmail Atakan Ünver olarak bu söylediklerimin hepsini yapacağım. Kendime güveniyorum. Hemşehrilerim de bana güvensinler ve bunun için bana oy versinler.

  “Vatandaşın seçim gündeminde, geçimi var…”

Seçim kampanyanız hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Nasıl gidiyor vatandaşla buluşmalarınız… Vatandaşın gündeminde neler var?

i.Atakan Ünver: Bildiğiniz gibi bu seçim kampanyası diğerlerinden farklı. Çünkü öncelikle belirtmeliyim ki 16 Nisan referandumunda kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile gittiğimiz ilk seçim. Aynı zarfın içine iki oy pusulası koyacağız, birisinde cumhurbaşkanı diğerinde de milletvekili seçeceğiz. Ayrıca bu seçimde kampanya süresi çok kısa. İktidarın, koltuğu kurtarmak için ülkeyi sürüklediği bu baskın seçimde kampanya yapmak herkes için zor. Hızlı hareket etmek ve olabildiğince çok kişiye ulaşmak lazım. Tüm bu zorluklara rağmen kampanyamız iyi gidiyor. Karaman İl Örgütü olarak bir bütün halinde çalışıyoruz. Eksik olmasınlar, örgütümüzle bir bütünlük içinde kampanyayı uyumlu bir şekilde götürüyoruz.

Seçim, daha 1,5 yıl varken vatandaşın önüne zorlamayla konulmuş bir olgu. Vatandaşın elbette ki öncelikli gündemi geçim. Zaten işçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi tüm vatandaşın geçim derdi uzun süredir devam etmekteydi. Dövizdeki artış, akaryakıt fiyatlarının sürekli artması, enflasyondaki yükselme, paramızın değer kaybetmesi, alım gücünün düşmesi ve cepteki paranın sürekli erimesi, mutfaktaki yangın, ödenemeyen sosyal güvenlik primleri, eğitimin sürüklendiği keşmekeş içinde çocukların geleceğinden duyulan endişe ve umutsuzluk, eğitimli gençlerimizin işsizliği ve geleceklerini öngörememeleri vatandaşın esas gündemi.

 Biz hemşehrilerimize bu konulardaki eksiklikleri anlatmakla birlikte, kendi çözümlerimizi de kampanyamız sırasında sunuyoruz ve çözümlerimiz halkımız nezdinde karşılık buluyor. CHP söylerse yapar anlayışı hakim halkımızda.    

 

- Yola çıkarken “Karaman kazanacak” sloganınız toplumda nasıl bir etki bıraktı?

İ. Atakan Ünver:  Bu slogan Karamanlı seçmene eğreti gelmedi. Çünkü ben sahaya yeni çıkan birisi değilim. İl / İlçe Başkanlığım sürecinde bugünkü adayların birçoğu sahada yokken ben vardım. Bugün sahada olan adaylar evlerinde, işyerlerinde bugüne dair hiçbir kaygı taşımadan otururlarken ben,  Cumhuriyet Parkı’nda ve alanlarda gerek adalet için, gerek toplumsal sorunlar için, gerek ülkemizin sürüklendiği açmazlar için, gerek milli bayramlarımıza ve cumhuriyetimize sahip çıkmak için, gerek emek mücadelesine destek vermek için hep sahada ve hemşehrilerimle birlikteydim. Ben zaten hep Karamanlıyla beraber, hep Karaman’daydım. Çayımızı çorbamızı beraber içtik, sohbet ettik. Sohbet ederken de memleket meselelerini konuştuk, birlikte kafa yorduk. Birlikte düşündük. Yazı kışı beraber geçirdik. Hadi bakalım aday oldum, seçim çalışması başlasın, yasak savalım şeklinde bir etki değil bu. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. O nedenle gördüğüm etki de tepki de çok sahici. İtiraf edeyim, partimin politikasını eleştirip, sırtımı sıvazlayan “ama sen yaparsın” diyen seçmenle bile karşılaştım. Bu benim için şu demek; dün de hemşerilerimle bir ve beraberdim, bugün de. Yarın sonuç ne olursa olsun bu değişmeyecek yine beraber, yine Karaman için mücadele edeceğiz. Seçim sonucu ne olursa olsun ben yine Perşembe pazarından, Cumartesi pazarından alışverişimi yapacağım. İyi günde kötü günde toprağım, memleketim Karaman’da olacağım. Bunu benim kadar, seçmenin de bilmesi benim için çok ayrıcalıklı ve kıymetli bir duygu. Siyasette bu güven en büyük motivasyonum bir o kadar da emanetimdir. O nedenle Türkiye ile birlikte Karaman’da kazanacak. Bu nedenle de ben;

“Yolları kapattılar açacağız.

Ufku kararttılar, aydınlatacağız.

Yurdumuzu viran ettiler, şenlendireceğiz.

Sonunda Türkiye’m kazanacak, Karaman’ım kazanacak, biz kazanacağız…” diyorum.

“Kentleşebilmiş bir Karaman en büyük hayalim…”

- Siyasi kimliğinizi bir kenara bırakırsak, hayata bakış açınız ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak, bir Karaman sevdalısı olarak nasıl bir Karaman hayaliniz var?

İ .Atakan Ünver: Karaman benim memleketim, toprağım, anavatanım, baba vatanım, ata yurdum. İçinde bulunduğumuz için bazı güzellikleri fark etmesek de Karaman’dan ayrıldığımda Karaman’ı özlüyorum. Bu sokaklar, bu yollar, bu hava, bu insanlar bizim. Dolayısıyla her Karamanlı gibi Karaman’ın gelişimi, büyümesi, insanlarının zenginleşmesi, mutlu olması beni de mutlu eder. Bir defa yukarıdaki soruda Karaman’ın sorunları olarak saydığım sorunlarının çözüldüğü bir Karaman hayal ediyorum. Kentleşebilmiş bir Karaman en büyük hayalim.

 Kentleşmiş; çevre sorunlarını çözmüş, her taraf yeşil alanlarla donatılmış, sanayisini çeşitlendirmiş, yüksek katma değer yaratan sanayi üretimine geçmiş, zenginleşmiş, sosyal hayatı canlanmış, tiyatro salonları, konser salonları var olan, buralarda sürekli etkinlik olan, salonlarının her gün Karamanlıların doldurulduğu, sağlık ve eğitim sektöründeki sorunlarının çözüldüğü, turizmle para ve itibar kazanan, insanların koşarak ve zevkle geldikleri bir şehir olmuş bir Karaman hayal ediyorum. Bu hayale ulaşmak zor değil ama ulaşmak için önce bunu istemek lazım.

- Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz?

İ.Atakan Ünver: Evet, sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum, kullanmaya çalışıyorum. Tercihim özellikle Facebook. Twitter ve instagramda da varım ama oralarda pek aktif değilim. Belki de alışkanlıktan facebook daha kullanışlı geliyor bana. Kişisel sayfam dışında seçim çalışmalarımı paylaştığım, takipçi sayısı günden güne artan “Av. İsmail Atakan Ünver” adlı bir sayfam da mevcut.

- Televizyon izliyor musunuz? İzlediğiniz bir dizi var mı mesela…

i.Atakan Ünver: Fırsat buldukça izlerim. Tabi özellikle haberler ve tartışma programları önceliğim. Üç büyüklerin lig maçlarını, özellikle de tuttuğum takımın, yani Galatasaray’ın maçlarını kaçırmamaya, gece geç saatlerde yayınlanan tekrarlarda olsa da izlemeye çalışırım.

Dizi olarak da sürekli olamasa da denk geldikçe “Vatanım Sensin” adlı diziyi seyretmeye çalışıyorum

- Sinemayı takip eder misiniz? En son hangi filmi izlediniz?

i.Atakan Ünver: Açıkçası sinemaya gidecek çok vakit bulamıyorum. Ama eşim ve oğlumun ısrarıyla arada gittiğimiz oluyor. Eşimle en son “Hadi Be Oğlum” adlı Türk filmini izledik. Seçim çalışmaları olmasaydı bu sıralar çekimleri Ermenek ve ilçelerinde gerçekleştirilen “Kiraz Mevsimi” isimli filme gitmeyi planlıyorduk. Mayısta Vizyona girdi sanırım. Ama mutlaka izlemeyi düşündüğüm bir film. En son oğlumla da “Mutlu Canavar Ailesi” diye bir animasyon filmine gitmiştik.

- Kültür birikiminizde kimlerin izleri var? Neleri ve kimleri okumayı seviyorsunuz?

İ.Atakan Ünver: Tabiiki kültür birikimimiz de ilgi alanlarımıza göre şekilleniyor. Genelde siyasi içerikli, çeşitli dönemlerde yaşanan siyasi olayları kapsayan eserler ve siyasi dönemlerin fotoğrafını çeken romanlar okurum. Tabii ki önceliğim Osmanlı’nın son dönemi, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşananlar… Bu anlamda özel bir yazar tercihim yok. İyi bulduğumu, güzel bulduğumu, faydalı bulduğumu ve zaman zaman da tavsiye edileni okurum. Fırsat buldukça da türkü dinlerim. Daha doğrusu müzik dinleyeceksem, türkü dinlerim. Arabada, işte, evde… Çünkü bizler Anadolu insanlarıyız ve bana göre Anadolu insanının sıla özlemini, aşkını, zorluklarını, dramını, sevincini, hüznünü en iyi türküler anlatır. Esasında kültür birikimimde Anadolu’nun izleri vardır.

- Fırsatınız olduğunda neler yapmayı seversiniz? Nasıl vakit geçirmek size iyi geliyor…

İ.Atakan Ünver: Siyaset ve avukatlık mesleği doğası gereği insanın çok zamanını alan uğraşlar. Hep de ailemizden zaman çalarak yaptığımız işler. O yüzden fırsat bulduğumda ailemle, eşimle, oğlumla, ana-baba ve kardeşlerimle birlikte olmak bana iyi gelir. Çünkü zaman bizim için çok kıymetli ve zor bulunan bir şey.

- En sevdiğiniz şarkı ya da türkü?

İ.Atakan Ünver: Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş’ın tüm türkülerini severim. Mahzuni Şerif türkülerini, Ali Ekber Çiçek, Arif Sağ ve Musa Eroğlu’nu dinlerim. Tüm türküleri severim ama Neşet Ertaş’ın “zülüf dökülmüş yüze”, “bugün ayın ışığı”, “ah yalan dünya”, Ali Ekber Çiçek’ten “seyyah olup şu alemi gezerim”, Aşık Özlemi’den “ değme felek” sevdiğim türkülerin başında gelir.

- Karaman deyice sizde çağrıştırdığı ilk şey nedir?

İ.Atakan Ünver: Toprağım, memleketim, yuvam, ailem.

- Seçim kampanyanızda şu ana kadar sizi şaşırtan ya da etkileyen bir olayla karşılaştınız mı?

İ.Atakan Ünver: Şaşırtan diyemem ama mutlu eden olaylarla sıklıkla karşılaşıyorum. Kimi zaman siyaseten aynı düşünmediğimiz hemşehrilerimle karşılaşıyorum seçim gezilerinde. Bana bugüne kadar farklı partiye oy verdiklerini söylüyorlar ve yine farklı siyasi düşüncede olduğumuz ortak bir dostumuzun benden bahsettiğini dolayısıyla bana oy vereceğini söylüyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü Karaman’ın ve Karamanlının şahsıma sahip çıktığının bir göstergesi olarak algılıyorum bu tavrı. Siyaset ve hayat yolunda hep doğru yürümeye, kendi ilkelerimi ve doğrularımı sonuna kadar savunmak ve bunlara sahip çıkmak şartıyla hangi görüşten olursa olsun kimseyi kırmamaya özen gösterdim. Demek ki doğru yolda yürümüşüm ve yürüdüğüm yolda iz bırakmışım. Bu beni mutlu ediyor ve kendime olan güvenimi daha da artırıyor.

- Son olarak siyasi hayatınızı özetlemek gerekirse, Karamanlı seçmeninize “bu da benim boynumun borcu” dediğiniz şey ne olurdu?

İ.Atakan Ünver: Ben orta halli bir ailenin, bir öğretmenin ve bir ev hanımının çocuğuyum. Yoksul değildik ama zengin de değildik. Ülkemizde yoksulluk sınırının altında yaşayan 16 milyon insanımız var. Ben en çok onların çocuklarını ve ülkemizin çocuklarını düşünürüm. Bir çocuğun ağlaması yüreğimi burkar. Onların bir şeye ulaşamadığı, istediği bir şeyi alamadıkları için ağladıkları gelir aklıma hep, böyle olmasa da. O yüzden benim boynumun borcu, hem Karaman’ımız hem de ülkemiz için yoksulluğu ortadan kaldırmak adına, çocuklarımızın umutlu ve mutlu bir gelecekle yarınlara taşınması adına mücadele etmek ve bunu başarmak olsun. Çocuklarımızı mutlu edebilmeyi başarıyorsak zaten diğer bir çok şeyi de başarmışız demektir.

Bir de ben Ata’mızın kurduğu demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin bize ondan bir büyük emanet olduğunu düşünürüm. Hem cumhuriyetimizi hem de devletimizi çağdaş demokrasilerin seviyesindeki bir yapıyla geleceğe taşıyabilirsek, o zaman, hem Ata’mıza hem ülkemize hem milletimize hem geleceğimize hem de çocuklarımıza layık olmayı becerebilmişiz demektir. Bu konuda gayret göstermek ve başarabilmek de benim bir başka boyun borcum olsun.

Seçmenlerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

İ.Atakan Ünver: Hangi görüşten olursa olsun Türk milleti olarak biz kardeşiz ve bir arada yaşamaya mecburuz. Dolayısıyla siyasi hırslarımızın bizim birlik ve bütünlüğümüze zarar vermesine izin vermemeliyiz. Bu anlamda Türkiye’de yaşayan hiç kimsenin bir diğerine kapıyı gösterme gibi bir hakkı ve yetkisi yoktur. Seçim sonuçları ne olursa olsun bu, bizim birliğimize, dirliğimize ve yarınlarımıza halel getirmesin. Allah nasip ederse ve seçmenlerimizin takdiri ile milletin vekili olursam bana oy versin ya da oy vermesin herkesin vekili olacağım. Bu da benim tüm seçmenlerimize ve hemşerilerime taahhüdüm olsun. Nice güzel günlerde buluşmak dileğiyle tüm hemşerilerime selam ve saygılarımla birlikte teşekkürlerimi sunuyorum.

            Son olarak, içimden geldiği gibi kendimi anlatmama vesile olan bu röportaj için size ve Uyanış Gazetesi’ne teşekkür ediyorum.