CHP İL BAŞKANLIĞI

TAKİP ET

CHP Karaman İl Başkanı Av. İsmail Atakan Ünver yaptığı yazılı açıklamasında şunları söyledi;

CHP İL BAŞKANI ÜNVER; “İSTİFA ETMİŞ BİR HÜKÜMET, TÜRKİYE’Yİ ATEŞ ÇEMBERİNDEN ÇIKARAMAZ"


“7 Haziran seçimlerinin üzerinden 50 günlük bir süre geçti. Ülkeyi halen, istifa ile görevi sona ermiş ve teamüller gereği Cumhurbaşkanı’nın isteği üzerine “yenisi kuruluncaya kadar” göreve devam eden, geçici AKP Hükümeti yönetiyor.  Son bir haftadır da ülkenin her yerinde silahlar, bombalar patlıyor; gencecik askerlerimiz, polislerimiz şehit ediliyor ve sivil vatandaşlarımız hayatını kaybediyor. Arkalarında gözü yaşlı aileler ve yetimler bırakarak ebediyete intikal eden evlatlarımızın acısı, yurdun her tarafını sarmış durumda. Ülke olarak sancılı günler yaşıyoruz. Biliyoruz ki bu sürecin sorumluları, 13 yıldır ülkeyi tek başına yönetenler. Ve ne acıdır ki bu tablonun sorumlusu olanlar, hiçbir şekilde özeleştiri yapmadan yollarına devam etmenin çabası ve arayışı içindeler. Toplumumuz tarafından yanıtları aranan sorular, ortada ve sahipsiz. Örneğin;
1-   Habur süreci ile başlayıp, “çok güzel şeyler olacak” diyerek yürütülen ve 2013 yılında PKK’lı teröristlerin silahları ile birlikte Türkiye’yi terk edeceğine ve ettiğine dair görüşmeleri kim yaptı? Andımızın kaldırılmasından, kamu kurumlarının isimlerinin önündeki T.C. ibaresinin kaldırılmasına kadar verilen tavizlere rağmen, neden terörist saldırılar önlenemedi? Bu uğurda taviz verenlerin siyasi gelecekleri ne olacak? Bunlar kim ve ne zaman hesap verecekler?
2-   PKK’nın şehirlerde örgütlenmesi önlenemezken, “Çözüm Süreci” adı altında PKK’nın bir takım faaliyetleri görmezden gelindi mi? Bu görmezden geliş sırasında, PKK lojistik tahkimat yaptı mı? Eğer bunlar yapıldıysa bu ihmalin sorumluları kim ve ne zaman hesap verecek?
3-   İktidar, Suriye’deki Esad Rejimine son vermek adına El Nusra, ÖSO, IŞİD ve benzeri, sözde cihad yanlısı, muhalif grupların güçlenmesi için katkıda bulundu mu? Sonra bunların birçoğu, daha güçlü olan IŞİD himayesine girerek Türkiye’nin kana bulanmasında rol oynadılar mı? Eğer böyleyse bu işin sorumlularının akıbeti ne olacak? Yaptıklarının hesabını verecekler mi?
4-    Suriye’deki illegal yapılanmaların ve bunların Türkiye’deki uzantılarının içinde, çeşitli istihbarat birimlerinin yerleştirdiği elemanlar olduğu iddiasının doğruluk payı var mı? Eğer bu iddia doğru ise Türkiye’nin siyasi yapısını şekillendirmek için, bu birimlerin harekete geçmiş olabileceği ihtimali, yok mu sayılmalı?
5-    Ve dahası Türkiye, böyle bir ateş çemberinin içine sürüklenmişken, ülkeyi bu hale getiren siyasi iradenin, ülkeyi tek başına bu halden çıkarması, huzuru ve barışı temin etmesi mümkün mü? Tüm bu kargaşa ortamı içinde yürütülen koalisyon görüşmelerinde, AKP samimi bir şekilde ve hükümetin kurulması amacıyla mı, yoksa yasal sürenin doldurulması amacıyla mı hareket ediyor?
6-    AKP cenahında bir kesim koalisyonun kurulup yeni hükümetin bir an önce göreve başlamasını, içerdeki ve dışardaki sorunların üstüne gitmesini talep ederken, üst aklın erken seçim dayatması içinde olduğu iddiası doğru mu? Eğer öyleyse, kargaşa ortamı ile “benden sonrası tufan” anlayışı mı pompalanmak isteniyor?
Bu soruların herkese göre bir cevabı mutlaka vardır. Ne var ki genel anlayış, bu sorulara verilecek cevapların yurttaşlarımızın içini ferahlatacak cevaplar olmadığı yönünde.
Kişisel ve siyasi ihtiraslar ile çıkarların, ülke menfaatlerinin önüne geçmiş olduğu kaygısının halkımızın büyük bir çoğunluğu tarafından paylaşılmakta olduğunu, üzülerek görüyoruz. Biz CHP olarak 7 Hazirandan bu yana, ülke menfaatlerinin, siyasi ve kişisel ihtiraslar ile çıkarların önünde olması gerektiği anlayışı ile hareket ettik. Ne var ki geldiğimiz noktada, 12’si milletvekili dahi olmayan Bakanlar Kurulu ile, olabildiğince uzun süre, ülkeyi tek başına yönetmenin yollarını arayan AKP başta olmak üzere, tüm siyasi partilerin ve siyasi kişilerin, siyasi pozisyonlarını, ülke menfaatlerini düşünerek, yeniden gözden geçirmeleri ve bu minvalde hareket etmeleri zarureti doğmuştur.
İstifa etmiş bir hükümetin, Türkiye’yi, içine düştüğümüz ateş çemberinden çıkarması, mümkün değildir. Yönetimde, yeni bir anlayış egemen olmalıdır. Bir taraftan koalisyon görüşmeleri yapmak, diğer yandan ülkeyi erken (tekrar) seçime götürmek düşüncesi ile 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tabloyu değiştirebilmek için, ülkeyi maceraya sürüklemek, siyasi etikle ve vatan sevgisiyle bağdaşmamaktadır. Eğer kafaların arkasında erken (tekrar) seçim yapılması varsa, eveleyip gevelemeye de gerek yoktur. 
AKP,  7 Hazirandan bu yana yaptığı icraatları; Suruç’taki IŞİD katliamını nasıl önleyemediğini, asker ve polislerimizin teröristlerce şehit edilmesinin önüne geçecek politikaları nasıl hayata geçiremediğini, ülkenin dört bir yanının yangın yerine dönmesini nasıl engelleyemediğini, yolgeçen hanına dönen sınırlarımızın güvenliğini nasıl sağlayamadığını, emekliye iki maaş ikramiyeyi nasıl veremediğini, asgari ücreti nasıl 1.500 TL yapamadığını, terörü bahane ederek sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarını itibarsızlaştırma operasyonları düzenlemek sureti ile demokrasiyi ortadan kaldırmak için neler yaptığını anlatarak oyunu artırabileceğini düşünüyorsa, hiç durmasın. Biz örgüt olarak, erken seçime de tekrar seçime de hazırız. 
Biz yine, vatandaşın ekonomik sorunlarının nasıl çözüleceğini, ülkenin güvenliğinin nasıl sağlanacağını ve komşularımızla olduğu kadar, ülke içinde de barışın nasıl yeniden tesis edileceğini, Ulu Önder Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” vecizesinin nasıl hayata geçirileceğini bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam edeceğiz. Yurttaşlarımızın, tek adamlık arayışı ile yola çıkanlara 7 Haziranda verdiği ders gibi, kardeş kanının dökülmesinden medet umanlara da en güzel dersi, yine sandıkta vereceğine inancımız tamdır.