CAHİLİYE DEVAM EDİYOR

TAKİP ET

   CAHİLİYE DEVAM EDİYOR Osman Nuri KOÇAK

  
CAHİLİYE DEVAM EDİYOR
Osman Nuri KOÇAK
Yıl 1916. Batı’nın “Hasta Adam” adını verdiği Osmanlı Devleti yaralı bir kaplan gibi ucu bucağı görülmeyen birçok cephede çarpışmaktaydı. Osmanlıyı güçten düşürmek ve yönetime olan halk desteğini azaltmak isteyen Batı’nın en büyük amaçlarından biri Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu Medine’yi almaktı. Bu maksatla Şerif Hüseyin ve oğullarına her türlü destek verildi. 
Şerif Hüseyin’in önündeki en büyük engelse Medine’yi tüm gücüyle savunan Fahrettin Paşa’ydı. Önce bir yemek ziyafetinde Fahrettin Paşa’yı ortadan kaldırmak istedi ama başarısız oldu. Bunun üzerine İngiliz dostlarından (!) aldığı silahla halife ordusuna saldırdı. 
Fahrettin Paşa sadece İngiliz ve onun işbirlikçisi Araplarla uğraşmadı. İngiliz oyunlarıyla, bedevilerin isyanlarıyla, açlıkla, susuzlukla, 50 dereceyi aşan kavurucu sıcakla, başta İspanyol Nezlesi ve askerin dişlerini ve çenesini düşüren İskorpit olmak üzere türlü hastalıklarla ve ağır çöl koşullarıyla canla başla mücadele etti. Kuşatma altındayken “Çekirge de kuş gibi uçabiliyor, yiyebilirsiniz. Ben yedim, çok güzel.” diyordu askerine.
Kuşatma uzuyor ve çember daralıyordu. Medine düşerse Hz. Muhammed’in türbesinde bulunan sayısız kutsal emanete ne olacaktı?. 19. asrın ilk senelerinden itibaren Türk idaresine başkaldıran Vehhabilerin hiç değişmeyen bir âdeti vardı: Ele geçirdikleri şehirlerdeki tarihî yapıları, türbelere varıncaya kadar yıkıp bu mekanlardaki objeleri paramparça etmek! Kutsal emanetler ya tahrip edilecek ya da İngiliz eline geçecekti. İkisi de birbirinden kötü sonuçlardı bunlar.
Tehlikeyi gören Paşa, İstanbul’dan tren istedi. O karmaşada bir şekilde Medine’ye ulaşan lokomotifin alnında “Esselamü aleyke ya Resulullah” yazıyordu. Kutsal emanetlerin konduğu Topkapı Sarayı’nın Has Oda’nın kapısında da aynı yazı yazıyordu. Trene konulan kutsal emanetlerden bazıları;
– Hazreti Osman'ın ceylan derisine el yazmalı Kuran'ı.
– 5 adet eski el yazması Kuran.
– Değerli taşlarla bezenmiş, altın kaplamalı 5 adet Kuran kabı.
– Hilye-i Şerif (Peygamberimizin yazı ile yapılmış portresi).
– Bir adet som altın üzerine pırlanta ile Kelime-i Şehadet yazılı levha.
– Sultan Abdülaziz'in pırlantalı ve altın işlemeli tuğrası.
–Sultan Abdülmecid’in türbeye hediye ettiği elmas işli altın şamdanlar.
–Sultan III. Mustafa’nın gönderdiği zümrüt askı…
Sonra Mondros geldi. Osmanlı yönetimi silah bıraktı ama Fahrettin Paşa, padişah emrine rağmen Medine’yi korumaya devam etmiştir. En sonunda yanındakilerin de teslim olmaya yanaşması üzerine zor kullanılarak Fahrettin Paşa da teslim alındı. "Medine Kahramanı" Fahrettin Paşa asalet kılıcını ne yanındaki askerlere ne İngiliz’e teslim etti. Kılıcını kabzasından çıkaran "Çöl Kaplanı" kendi elleriyle türbenin bir kenarına bıraktı kılıcını. Kılıç manevi anlamda hâlâ türbenin bir köşesinde duruyor. Nur içinde yat yiğit insan.
Bu meseleye nereden geldik? Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Medine Müdafaası kahramanı olarak bilinen Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan'ı 'hırsız' olarak niteleyen bir tweeti paylaştı. Bak hele?! Efendi efendi! Fahrettin Paşa Mescid-i Nebevi’yi, Peygamber’in kabrini yaklaşık üç yıl savunurken senin ceddin ellerini oğuşturarak İngiliz altınlarını sayıyor, Mehmetçik’e sıkmak için İngiliz mermisini İngiliz tüfeklerine dolduruyordu. Cahil misin, cahiliyeden mi kaldın, yoksa orada hâlâ cahiliye devri mi sürüyor?