Ailesinden Gizli Bahçecilik Yaptı, Dünya Pazarında İhracatçı Oldu
Çocuk yaşta, baba mesleği marangozlukla esnaf hayatına atılan Reşit Kızıldeniz, 'bir de piknik alanım olsun' diyerek üretime başladığı hobi bahçesi ile kendini yıllar itibarı ile birden Karaman'ın en büyük elma üreticileri ve soğukhava işletmecileri arasında buldu.
Çocuk yaşta, baba mesleği marangozlukla esnaf hayatına atılan Reşit Kızıldeniz, “bir de piknik alanım olsun” diyerek üretime başladığı hobi bahçesi ile kendini yıllar itibarı ile birden Karaman’ın en büyük elma üreticileri ve soğukhava işletmecileri arasında buldu.
Geldiği bu durumu aklının ucundan bile geçirmediğini ifade eden Kızıldeniz, Ortadoğu’dan Hindistan’a, Rusya’dan Libya’ya uzanan coğrafyada elma ihracatı yaparak, ata mesleği marangozluk ve keresteciliğin yanı sıra saygın bir işadamı konumuna geldi.
Zaman içerisinde Marangozlar Odası ve Hızarcılar Odası Başkanlığı ile 2004 yılında Karaman Belediyesi Meclis Üyeliği görevlerinde bulunan esnaf çocuğu, bu günlerde İş insanı Reşit Kızıldeniz ticari hayatında bugünlere geldiği konumunun hikâyesini paylaştı.
Meslek hayatına Karaman’ın tarihi çarşılarından semerciler sokağında 1975’li yıllarda baba mesleği marangozlukta çırak olarak başlayan Reşit Kızıldeniz, kısa zamanda disiplinli ve azimli çalışmaları ile sokakta faaliyet gösteren tüm ustaların da saygı ve sevgisini kazandı.
Askerlik hayatına kadar, mesleğinde edindiği tecrübelerle başarılı bir usta haline gelen Reşit Kızıldeniz, o yılları anlatırken;
“İlk ve orta öğrenimimi tamamladıktan sonra marangozluk mesleğine Semerciler sokağında çırak olarak başladım. Hatta okul dönemlerinde iken öğleden sonraları okuldan gelir sanat öğrenmek için babamın dükkânına gelirdim. Ne öğrendiysem gayretle elimden gelenin en iyisini sergilemeye çalıştım. Tüm ustalarıma da saygı gösterdim.
Disiplinli bir şekilde mesleki tecrübemi iş hayatında hep geliştirdim.
Tarihi çarşıda meslek hayatım askerlik dönemine kadar devam etti. Askerden geldikten sonra dükkânımızı çarşı merkezinden Karaman’da Yeni Sanayi sitesine taşıdık. Evin en büyük çocuğu ben olduğum içinde babam işlerini bana devretti. Artık marangozluk atölyemizi daha büyük bir alana taşıyarak bunun yanında kerestecilik sektörüne de girmiş olduk. “Kızıldenizler Doğrama” adı altında atölyemizi faaliyete geçirdik. Mobilya ve PVC gibi sektöre yakın mesleki bileşenlerle makine sanayi ve teknolojinin de hızla gelişmesiyle bu iş kollarında da faaliyet gösterdik.
“DEDE SÖZÜ DE DİNLEDİK, BUGÜNLERE GELDİK”
Özel yaşamı ve iş hayatında manevi değerleri de hep gözettiğini dile getiren Reşit Kızıldeniz, aile olarak bugünlere gelmenin başarısını da birlik ve beraberlik içince hareket etmekten ileri geldiğini söyledi.
Bunun için daha gençlik yıllarında iken dedesinin “Evladım, bir elin nesi var ?, iki elin sesi var. Kardeşlerinle birlik olun, tutkun olun gayret edin” öğütlerini hep dinlediklerini hatırlatan Kızıldeniz;
“Bu anlamda kardeşlerimizle de işlerimizi yürütmeye karar verdik. 1993 yılında da tüm kardeşlerimizle eşit hisseli bir aile şirketi kurduk. Ve o yıldan bugüne aile şirketimizi devam ettirdik. Tabi zamanla bizim de işyerlerimiz büyüdü. Marangozluk kerestecilik derken, mobilya, pvc derken kapı, alüminyum dış cephe sektöründe de işler yürüttük.
ALLAH’IN HAZİNESİ HİÇ BİTER Mİ?
1985’li yılların başında keresteciliğe başladığı dönemde yaşadığı ve aklından hiç çıkarmadığı bir anısını da paylaşan Kızıldeniz; “Marangozluğa devam ettiğim yıllarda saygı duyduğum merhum ustalardan Nurettin Ünsay ile bir anım var benim. Bir gün ustamın işyerinde otururken ben ondan 3 metre bir kereste almıştım. O an işyeri önünde bir kamyon kereste taşındığını gördüm. Ve o an “Allah'ım bana da bir kamyon kereste verecek mi ki? " diye söylendim. O zaman bir kamyon 18-20 metreküp kereste taşıyordu. Ben o yıllar 3 metre kereste alabiliyordum. Çünkü o yıllarda gücüm ona yetiyordu. Ve bunu duyan Nurettin Usta, ‘Nasıl konuşuyorsun sen, Bir kamyon mu istenir Allah'u Teala dan. Bunun sayısı mı olur, sayısız mal isteyeceksin. Şu anda duan kabul olsa, o zaman bir kamyonla yetineceksin. Yani “ALLAH'IN HAZİNESİ BOL, kamyon kamyon kereste isteyeceksin." demişti.
“HOBİM OLSUN”DERKEN, İHRACATÇI OLDU
Karaman’da kerestecilik sektörünün köklü kuruluşlarından Kızıldenizlerin hikâyesi kendilerini yakın tarihte elma yetiştiriciliği ve Soğukhava işletmeciliğime kadar dünya pazarında ihracata uzanan bir serüven haline de getirdi. Takas yoluyla elde ettikleri 5 dönümlük tarlayı “bahçelik piknik evimiz de olsun.” diyerek babası ve kardeşlerinden gizli, fidan dikerek besleyen Reşit Kızıldeniz, yıllar itibarı ile şehrin en büyük elma üreticileri ve Soğukhava işletmecilerinden biri oldu.
Bugün ana faaliyet kolu Kerestecilik dışında marangozluk, mobilya, pvc ve benzeri sektörel işlerini yürütürken kardeşleri ile birlikte elma yetiştiriciliği ve depolama sektörüne de giren Reşit Kızıldeniz, “Tarlayı yeşillendirelim, meyvemiz de olsun gölgesinde piknik yerimizde” derken, üretici, depolamacı hem de ihracatçı olduk. Bugünler için çok emek verdik.”dedi.
O yılları anlatan iş insanı Kızıldeniz; “Elimize takas yoluyla Karaman kırsalında 5 dönümlük bir tarla geçti. Tabi biz o zamana kadar hiç çiftçilik yapmadık. Çünkü hep esnaf çocuğuyduk. Bende bu tarlaya o yıllarda yaygın olan elma fidanı dikimine karar verdim. Bunun için de ailem öncesinde ‘Ne gereği var, uğraşacak vakit mi var? Senin bahçeyle ne işin var?’ diye karşı çıkmıştı.
İstanbul’da bir arkadaşım bahçem olduğunu duyunca, benim bahçelerle ilgilenmemi istedi. Ben de bu tavsiyesi üzerine bahçe ile uğraşırken, civardan gelen teklifler üzerine de bahçe sayısını artırdım. Yaptığımız bu işler civar köylerde de duyulunca köylülerde ilgi göstermeye başladı. Bahçe işlerine yoğunluk derken yaklaşık 60 dönüm bahçelik arazimiz odu. Ve bu arada ilk mahsul ürünlerimizde tonajımızda 600 tona kadar yaklaştı. Ve bu heyecanla çalışırken de bir baktık ki 200 dönümün üzerinde bir araziye sahip olmuştuk. Ve zamanla toplulaştırma kararı çıkınca da benim o bölgede tüm bahçelerdeki dönüm araziler için 4 ayrı tapu yapıldı.
Karaman merkeze bağlı Kılbasan köyü yakınlarında 5 dönümlük bahçelik alanı piknik yeri yapalım diye başladığımız macera, bizi üzerinden geçen 10 yılın ardından Karaman'da bahçe üreticisi yaptı.
Ve zamanla bahçelerden para kazanmaya başlayınca da pvc ve mobilya işlerini de aksatmaya başladım. Böylece mobilya pvc işlerini çocuklara devrettim. Kendim sadece elma yetiştiriciliği ve keresteciliğe yöneldim.
Ben işleri yürütürken kardeşlerim de bu işe heves etmeye başladı. Bu işte bir ufuk gördüler. O yıllarda çiftçiye teşvikler de gelişince bu işler daha da cazip hale geldi. Ve bizim çocuklarda mesleki yorgunlukla birlikte pvc ve mobilya faaliyetlerini bıraktı. Bahçeliğe yönelmeye başladı. Ve sadece keresteciliği devam ettirdik.
“ÖNCE HİZMET KALİTESİ”
İşlerimiz zamanla büyüyünce Karaman Organize Sanayi Bölgesinde yerimiz olsun diyerek tahsisle OSB’den arsamızı aldık. 2015 yılında da Soğukhava binasını inşa ettik. Dolayısıyla Soğukhavacılık sektörüne de başlamış olduk. 10 bin metre küplük ve 3 bin tonluk kapasite ile çalışmalara başladık. Şimdi imkânlar dâhilinde yeni plastik bakslarla da yeni saklama sistemine geçtik.
Bu arada paketleme sektörüne de girdik. İlk etapta yurt içi pazarında ulusal marketlerle de çalıştık. Sonrasında da kendimizi dünya pazarına açtık. Irak'a ihracata başladık. Şimdiler ise Rusya, Libya, Hindistan, Suudi Arabistan’a kadar ihracat yaparak aracı şirketler üzerinden ihracatı devam ettiriyoruz. Kazançtan önce hizmet kalitemizi de hep öncelikli tuttuk. Makinelerimizin teknik kapasitesini yükselttik. Sıfır hata seçimlerle ihracata rahatlıkla ürünlerimizi gönderebiliyoruz. Atmosfer kontrollü Soğukhava tesisini inşa ettik. Böylece bugün elmayı depodan çıkardığınız zaman bizim elmamız sanki dalından 1 hafta sonra koparılmış kadar diri ve taze duruyor.
KAYNAK: e-karaman.com