GÖZ GÖRE GÖRE!
Yalana, doğru; Doğruya, eğri; Eğriye, düzgün; Düzgüne, yamuk; Yamuğa, müstekım; Müstekime, sapık; Sapığa, vatanperver; Vatanpervere, hain; Haine, şahin; Şahine, ahmak; Ahmağa, zeki; Zeki'ye, dunkof; Dunkof'a, mücahit; Diyecek kadar kendinden geçmişlerimiz var artık. Kargadan başka kuş tanımam, diyen okumuş yazmışlarımız var. Her sözümüzü yazan var. Öteki dünyada hesap var. Toprağın altı var. O toprağın altında ben Allah'ım diyen firavun var. Yine O toprağın altında; Nice canı tatlı, kuş tüyünde yatmışlar var. Birazcık olsun insaf edin. Kul hakkını gözetin. Paylaşmanın hazzını tadın. DESENİZ de. Çok kâle Alan yok artık. Hatta toprağın altı, uzaksa. Bakın gökyüzü suyunu tuttu. Yeryüzü suyunu yuttu. Yurdumuz suya hasret noktasında. Mümin, münkir çaresiz beklemede. İnsaf edin dense de. Bir şey OLMAAAAZ diyenlerimiz var artık. Rabbim kaldıramayacağımızı yüklemez. Buna imanımız tam. Ancak; Yalnızca zalimlere dokunmayıp, (onların zulmüne sessiz kalanlara da) isabet edecek olan fitneden, (azaptan) sakının ayetinin sahibi de Rabbimizdir. Allah’ım ders almayı nasip buyursun. Hoşça kalın.