GELİNİZ HEP BERABER

Yayınlanma: 23.06.2025 14:30 Güncelleme: 23.06.2025 14:30

Gelin hep beraber, cumhurbaşkanıyla, çöpçüsüyle, generaliyle, eriyle, rektörüyle öğrencisiyle, işvereniyle işçisiyle, aşçısıyla, hâkimiyle, mahkûmuyla, velisiyle, delisiyle, dervişiyle, berduşuyla, kalem kullananıyla, alın teri akıtanıyla, gözyaşı dökeniyle, kan vereniyle, can vereniyle,  yazarıyla, gezeniyle, yayıncısıyla, okuyucusuyla, açığıyla, kapalısıyla, amiriyle, memuruyla, insan olan herkesle, tek yürek, tek bilek olup mazlumun yanında yer almalıyız. Her gün sabah namazının arkasından ve bir de akşam namazının arkasından son ayetlerini okuduğumuz Haşr süresinin bu günün Yahudilerini anlatan ayetlerin tefsirini, Şifa Tefsiri’nden bir okuyalım: Meal: “Onlardan (Mühacir ve Ensar’dan) sonra gelenler: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce imanla geçip giden kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı gönlümüzde bir kin bırakma. Rabbimiz, şüphesiz sen şefkatlisin merhametlisin" derler. Münafıkların, kitap ehli kâfir kardeşlerine: "Eğer siz (yurdunuzdan) çıkarılırsanız biz de çıkarız, sizin aleyhinizde ebediyen kimseye itaat etmeyiz, eğer savaşa tutuşursanız size elbette yardım ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder. Eğer onlar (Beni Nadr Yahudileri yurtlarından) çıkarılsalar onlarla beraber (münafıklar) çıkmazlar. Eğer harbe tutuşsalar onlara yardım etmezler. Yardım etseler bile sırtlarını dönüp kaçarlar. Sonra yardım olunmazlar. Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah korkusundan daha şiddetlidir. Bu onların anlayışsız bir toplum olmalarındandır. Onlar sizinle ancak, surlarla çevrili şehirlerde veya duvarların arkasında savaşırlar. Onların kendi aralarındaki çatışmaları çetindir. Sen onları birlik sanırsın, kalpleri paramparçadır. İşte bu, onların akılsız bir toplum olmalarındandır. Durumları, onlardan yakın bir zaman önce yaptıklarının cezasını tadanları  (Bedir harbine katılan müşriklerin) nın durumu gibidir. Onlar için acıklı bir azap vardır. (Münafıkların) durumu şeytanın durumuna benzer. O (Şeytan) insana: "Kâfir ol" demişti. (İnsan)  kâfir olunca: "Ben senden uzağım. Ben alemlerin Rabbi Allah'tan korkarım" demişti. Sonunda ikisinin (azanazdıran) de akibeti, içinde ebeddiyen kalacakları ateş oldu. İşte zalimlerin cezası budur.” Tefsiri: Bu ayet, çok güzel bir duadır. Bu ayeti ezberleyiverin. Onlardan sonra gelenler şöyle derler: “Ey bizim Rabbimiz! Bizi affet, kardeşlerimizi affet, bizden önce imanla geçen kardeşlerimizi affet: Bizden önce geçenler; 1.Ölmüş olanlar, 2. Bizden önce bu davaya hizmet etmiş ve sağ olanlar kastedilir. “Ya Rabbi! Yüreğinde iman olan hiçbir kuluna bizim kalbimizde kin bırakma.” Bu duayı bu günlerde çokça okumalıyız. Hiçbir mümine karşı yüreğinizde kin taşımayın. Kin besleyecek çooook din düşmanı var. Son yıllarda önce İran’a saldırttılar, sonra Kuveyt’e, sonra Irak’a, sonra Afganistan’a, Filistin’e saldırdılar. Her saldırı öncesinde saldırmak için gerekçe hazırladılar ve dünyadaki sürülerden de destek aldılar. Irak’ta Müslümanlar, birlikte hareket etmemesi için Şii, Sünni ve Kürt adı altında parçalara ayırdılar. Sırasıyla hepsinin işini bitirirken, dışarıdan yardım gelmesin diye yine böl, parçala ve yut oyununu oynuyorlar. Rahmetle andığımız Mehmet Akif merhum:  “Medeniyyet!” size çoktan beridir diş biliyor; Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor” dedikten sonra: “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” Diyor ve kurtuluşumuzun reçetesi olarak birlik ve beraberliği gösteriyor. Akif’e yol gösteren ayetlere biz de kulak verelim: Âl-i İmran 103- Hepiniz topluca Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de, O kalplerinizi birleştirdi ve O’nun nimetiyle siz kardeş oldunuz. Ve siz ateş çukurunun kenarında idiniz de, O sizi kurtardı. Allah doğru yola gelesiniz diye ayetlerini işte böyle açıklar.” Medine’de yaşayan münafıklar, Medine’nin çevresindeki Yahudilerden olan Beni Nadir kabilesine diyorlar ki; Eğer siz bu ülkeden çıkacak veya çıkarılacak olursanız biz de sizinle beraber çıkarız. Yardım etmeye kalkışacak olduklarında sıkıyı görünce sırtlarını dönüp kaçacaklar. O’ndan sonra da Yahudilere hiç bir yardım edecek olmayacak. Niçin böyle yaparlar bu münafıklar? Allah’tan fazla Allah’ın kullarından korkarlar. Bu da akılsızlıklarından işin inceliğini bilmezlikten kaynaklanmaktadır diyor Allah (C.C.). Allah’tan ziyade kalplerinde sizin korkunuz daha şiddetli diyor Allah (C.C.). Biraz önce okuduğumuz ayette bu günkü Yahudilerin kara harbine giremeyeceklerini haber verir. Yani bugünkü ifadeyle tanklarının, sava uçaklarının, uydularının uzaydaki füzelerinin arkasından savaşabilirler. Müslüman’a karşı birlik oluyorlar ama kendi aralarında da kavgaları çok şiddetlidir. Amerika, Avrupa ve İngiltere arasındaki kavga, bizim onlarla olan kavgamızdan daha şiddetlidir. Yeter ki bu ince siyaseti kavrayabilecek Kur’ani eğitimden geçmiş insanlar olalım. Rabbim en doğrusunu söyler. Çok afvedersiniz, bir leş etrafındaki köpekler gibidirler. Buna birlik denilmez; Buna bir çıkar uğrunda bir araya gelme denilir. Medine’deki münafıkların, Medine’deki Yahudilerine; “Biz sizinle beraberiz.” deyip de sonra vazgeçmeleri, şeytanla Rahibin durumuna benzer. Bu ayetin tefsirinde İbn Kesir, İbn Cerir Taberi’den naklen, Hz. Abdullah b. Mesud’dan haber verdiği bir olayı nakleder: “Şeytan, manastırdaki bir rahibi azdırmak ister. Onu kâfirleştirir. Onun yanına bir kadın gönderir. Kadınla beraber olmasını sağlar. Kadından zina mahsulü bir çocuk meydana gelir. Bu defa çocuğu öldürmesini ister, rahip çocuğu öldürür. Sonra da kadını öldürmesini telkin eder, kadını da öldürür. “Seni bu işten kurtarırım ama bana secde edersen.” demiş şeytan. Rahip şeytana secde edince şeytan da demiş ki; “Ben senden korkuyorum, ben senden uzağım” demiş ve uzaklaşmış. Hataya bir defa düşünce ardından binlerce hata gelir. Bundan kurtulmanın yolu da şeytanın vesveselerinden hiçbirini aklımıza koymamaktır. Tamamı için, Şifa Tefsiri’ne bakıveriniz.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız