GAZZE, FİLİSTİN, İRAN, İSRAİL!
Aklı olan her insanın içi kan ağlıyor. Pek çok insan, güce tapıyor. Yeryüzünde hemen hemen herkeste bir şekilde tanrı inancı olduğunu görüyoruz. Bizim Allah dediğimiz ilahımıza, tanrı diyenler var. Olsun. Maksat aynı görünüyor. Allah’ımızın muradını bizler bilemeyiz. O neyi irade ederse, onu yapabilendir. Bu ayet mealidir. O'nun gücüne sınır yoktur. O hâlde niye müdahale etmiyor diyen var. Bilmiyoruz. Son nebisinin harpte dişi kırılmıştı. Hâlbuki o onun habibi idi. Ben şuna inanıyorum. Kimin içi ne kadar yanıyor. O'na bakıyor olabilir. Bize şer görünenin içinde hayır gizlidir. Bardak dolmayınca, taşmaz bilirsiniz. Bardağı da taşıran son bir damladır. O damlanın henüz vakti gelmemiştir. Pek çok ülkedeki tepkiler, bizden daha ciddi görünüyor. Yırtıcı kuşun ömrü kısa olur diye bir söz vardır. Allah'ımız hangi işte bizi sınıyor bilmiyoruz. İslâm dünyasının bir kısmı denizin ortasına 800 metre boyunda saray yapmakla meşgul. Allah iç dünyamızdaki niyetimizi de bilendir. Bizde bazı Müslümanlar, İran’ında kavilli dövüş yaptığına inanıyor. Ben öyle olduğuna inanamam. O büyük bir zan olur. Yaser Arafat Filistin sokaklarındaki çocuklara generallerim diyordu. Zalimin hasmı Allah'tır. Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah ona yeter. Selâm olsun, zalime korku salan Gazzeli kendi küçük, yüreği büyük generallere. Bizler başı önde, mahcup halimizle akıbetimizi beklerken akşam sabah halimize ağlayalım. Belki gözyaşımızla gemi kurtulur. Bizim dünya kadar engelimiz var. Sabahımız hayr olsun. Nasıl olacaksa...