Gazetecilerin kutlayacak bir günü var mı ki?

Yayınlanma: 10.01.2021 13:19 Güncelleme: 10.01.2021 13:19

Türkiye’de üç meslek var ki ne tahsil ne de uzmanlık gerektiriyor. Bu üç meslek: Siyasetçi, Müteahhitlik, Gazetecilik… Öyle olduğu için de üç meslekte de dikişler tutmuyor. Ne yazık ki, toplum içinde kendi sorunlarıyla en az ilgilenen kesimde gazeteciler oluyor. Gazeteci herkesin sesi olurken, konu kendi sorununa gelince derdini anlatacak muhatap bulamıyor.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi Belge Bilgi Merkezi tarafından hazırlanan rapora göre, 2020 yılında gazetecilere 361 dava açıldı. Toplam 54 olayda 86 gazeteci gözaltına alındı. Olay TV’nin de kapanmasıyla 2020 yılında 306 gazeteci işsiz kaldı. 97 gazeteci baskı ve sansür nedeniyle istifa etti. RTÜK medya kuruluşlarına 67 para cezası, 1 kapatma, 49 yayın durdurma, 6 uyarı verdi. Yine yıl boyunca toplam 58 olayda 67 gazeteci saldırıya uğradı. Bağımsız yayıncılık yapan gazete ve dergilerin haberlerine 368 sansür uygulandı. Koronavirüs nedeniyle 20 meslektaşımızda ne yazık ki haber peşinde koşarken hayatını kaybetti.60 yıl önce bugün gazetecilerin durumlarını iyileştiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile ilan edilen Çalışan Gazeteciler Bayramı, günümüzde artık sadece Çalışan Gazeteciler günü olarak yazılı mesajlarla kutlanır hale geldi. Kimi zaman unutuldu bile. Dünyayı bilmem ama canım memleketimde "Çalışan Gazeteci"nin günü olur mu, diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Çünkü kutlayacak bir günümüz de kalmadı.Geride bıraktığımız 2020 yılı ise basın sektörü açısından yine zor geçen bir yıldı. Bu zorlu süreç Karaman basınını da etkiledi haliyle. 2019’da haftalık yayına geçen gazeteler bu yılda ayakta kalma mücadelesi verdiler. Ekonomik sıkıntılar, artan maliyetler, düşen reklam gelirleri, resmi ilan sayısının azalmasına birde pandemi süreci eklenince yerel gazetelerin gücü de azaldı.Ülkemizde yılın 365 gününde takvimlerde hemen hemen her günün özel bir anlamı vardır ve bu günler kimi zaman çeşitli etkinlikler yapılarak veya yazılı açıklamalarla kutlanır. Ama ne hikmetse gazetecilerle ilgili günler belki unutkanlıktan, belki de ihmalkârlıktan hep es geçilir. “Basın özgürlüğü, ise her gün daha da geriye gidiyor. Gazeteciler çalışamıyorken, özgürlükleri kısıtlanıyorken, böyle bir ortamda 10 Ocakların bayram olarak kutlanmasının bir anlamı da kalmadı.Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Ama ne yazık ki kutlamaya ne hevesimiz ne de mecalimiz var. Koronavirüs salgınıyla birlikte basın sektöründe de birçok şey değişti. Pandemiyle birlikte gazetecilerin temel önceliği de ne pahasına olursa olsun işlerini korumak oldu.2 yıl önce işsiz kaldım. Çok sevdiğim mesleğimden uzaklaştım ama bu meslek insanın kanına işleyince biran da bırakması da kolay olmadı. Bu 2 yıl sürecinde aktif gazetecilik yapmasam da hep mesleğin içinde oldum. Köşe yazarlığıyla mesleğime olan özlemimi giderdim. Bu süreçte etrafımdaki insan sayısını da azalttım. Sahte tavırlarıyla yanımdaymış gibi yapanlara yol verdim. Menfaati bitenin dostluğunun da bittiğini tecrübe ettim. Yoluma bana iyi gelenlerle devam ettim. Rehberimden bir sürü telefon numarası sildim. Artık daha fazla gülümser oldum. Her şeyi kafama takmamayı öğrendim. Hayatıma yeni bir yön verdim. Mesleğimden ayrı kaldığım bu iki yılın ardından 2020’nin Eylül ayında Karaman’da Uyanış Gazetesi ailesine katıldım. Yeniden F klavyemin başında yazmak ruhuma da bana da iyi geldi. Sahalara döndüm ve 2 yıldır bu özel günde çalışamayan gazeteciyken bugün çalışan gazeteci sıfatımı yeniden kazandım. 2 yıl önce teslim ettiğim basın kartıma da yeniden sahibim artık. Basın özgürlüğünün tüm kurumlarda hayat bulduğu, gazetecilerin çalışabildiği, meslektaşlarımızın özgür olduğu günler gelirse bizler de 10 Ocak’ı bayram olarak kutlayabiliriz belki.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız